Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Mata Hari: Egzotik Bir Casus Dansçı

Mata Hari: Egzotik Bir Casus Dansçı

Yazar: Elif Betül Yaşar

Mata Hari: Egzotik Bir Casus Dansçı

Yıl 1917, ‘’Bazıları dans eder bazıları ölür, bazıları da ikisini birden yapar.’’ George Fitzmaurice yönetmenliğinde bir kod öncesi drama filmi Mata Hari. 1917 Fransa’sında geçen film, Fransa’nın 1. Dünya Savaşı’na girmesiyle Almanlar için casusluk yapan bir kadını; Mata Hari’yi konu alıyor. Mata Hari’yi canlandıran Greta Garbo’nun ise ticari olarak en başarılı, MGM için ise dönemin en çok hiti toplayan filmi olmuştu.

İyi diyaloglar, fena olmayan bir senaryo. Oyuncuların sade bakışları ve filmin en önemli sahnesini öldüren sansür. 1930’ların sahneler arası yavaş karartılı geçişleri ve tabi ki egzotiklik. Film boyunca egzotik havayı sadece kostümlerden yakalıyor olsak da.

Mata Hari gerçek bir karakter, bildiğimiz kadarıyla gerçek hikayesiyle aynı olarak kumar bağımlılığına yer verilmiş. Yarı kurgusal senaryoyla pembe diziliğe doğru bir geçiş yaşanacakken ilk yarıdan sonra dramatik etkisi yoğunlaşmış. Bir aşk üçgeni etrafında dönen sahneler beklerken inanç temalı iyi yazılmış diyaloglarla bu etki neredeyse ortadan kalkmakta. Dört elden çıkma senaryo; Benjamin Glazer, Leo Birinsky, Doris Anderson ve Gilbert Emery ortaklaşmasıyla inanç konusuna odaklanmış ve güzel noktalara değinilmiş. Aşkın içerisinde bir din alegorisi olmazsa olmaz zaten. Aşk ve tutkunun karşısında onu yanlış ve hatalı yapan inançlı olma meselesi ve sonunda aşkın üstün çıkışı. Ama yine de kutsal ışık sönse de yeniden yakılabilir olduğunu da gösteriyor film.

“Aşk ve zevk için yaşadım.” diyen Mata Hari’nin özelliklerini Gabro, duruşuyla iyi sergilemiş. Oturuşları, sigarasını yakışı, özel egzotik kostümleri, kafa başlıkları, dekolteleri ve ilk yarıda daha çok ortada olan umursamaz bakışlarıyla işte Mata Hari diyoruz.

Mata Hari sevgilisi General Shubin’den son faaliyetleri öğrenmek için görevlendirilmiştir. Rus İmparatorluk Hava Kuvvetleri’nden Teğmen Alexis Rosanoff ise Rusya’dan bilgiler getirmek üzere Paris’e gelir ve o akşam General Shubin ile Mata Hari’nin performansını izlerler her erkek gibi Teğmen de Mata Hari’ye âşık olmuştur. Fakat Mata Hari mümkün mertebe Teğmen’den uzak durur. Bu esnada bir yandan da Fransız casusluk büro başkanı Dubois, Mata Hari’nin özel bilgileri kaçıran bir casus olduğunu düşünerek peşine düşüyor.

Teğmen inançlıdır. ‘’ Kutsal ışığı yanık tutacağıma söz verdim.’’ diyor. Fakat yine de Mata ile beraber olabilmek için ışığı söndürüyor. Her şeyden önce diyor Teğmen ‘’Her şeyden önce sen varsın.’’ Tanrı’dan da öncesin. Mata da içten içe vicdan azabında. Casusluk ve aşk arasında mekik dokuyor. Teğmen’in saf ve sade aşkı onu dize getirecek mi?

Mata aslen Adriani için çalışmakta. Ve açıkçası duyduğu azaptan ötürü Teğmen’in hayatına bir daha girmek istemediğini dile getiriyor. Fakat aşık, bu sefer onu korumaya çalışıyor ve casusluğu bırakıyor.

Girişi, sonucuyla bitti. Dubois sonunda beklediği fırsatı eline geçirerek, Shubin’in kıskançlığını kışkırtıyor ve Mata Hari kendini cinayetin içinde buluyor. Adriani’nin de dediği gibi bu casusluk mesleğini bırakmak için ancak ölmek gerekirdi. Duruşmada Mata Hari’nin infazına karar kılınmasıyla Mata Hari de ölüme gitti ve sevdiği adam Teğmen Rosanoff’un tüm olanları öğrenmemesi için de elinden geleni yaptı.

Film dönem şartlarından ve savaş ortamından çok casusluğu ele alan aşk formatında olduğu için eleştiriyi sınırlandırıyor. Sansür getirilmesi filme en önemli ve tek dans sahnesi, Mata Hari’nin Shiva heykeliyle yaptığı erotik dans, sahnesini kısıtlandırdığı için sinematografik olarak izleyicinin de beklediği o sıra dışılığı da film sağlayamamış oluyor.

Mata Hari: Egzotik Bir Casus Dansçı

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...