Anasayfa İncelemelerTiyatro İncelemeleri Gece Diyarı: Kim Ailesini Seçebilir ki?

Gece Diyarı: Kim Ailesini Seçebilir ki?

Yazar: Esra Balaban

Gece Diyarı: Kim Ailesini Seçebilir ki?

Çağdaş Alman tiyatrosunun ses getiren yazarlarından biri olarak tanınan Marius von Mayenburg, Nachtland oyununda kara mizah gücüyle toplumdaki olayları belirli figürler ekseninde ele alıyor. Oyundaki her bireyin içsel nesneleri dolu dolu sunuluyor. Bireyler arasındaki kişisel çıkarlar oyunun bütününü incelediğimizde toplumsal bir tablo oluşturuyor. Mayenburg, ahlaki rahatsızlıkların hor görüleceği kalbimizi güm güm attıracak politik bir eser ile seyirciden tam puan alıyor.

2024 yılında Türkiye’de “Gece Diyarı” adı ile prömiyer yapan Nachtland oyunu Mayenburg’ın ustaca kurguladığı o evin duygularını ustalıkla dilimize uyarlayan Ebru Tartıcı Borchers diyalogların derinliklerinde kaybolmadan dilin özgün anlamını, ruhunu ve duygusunu koruyarak aktarmayı başarmış.

Babasını kaybetmiş iki kardeş eşleriyle birlikte evi boşaltmak için gidiyorlar. Erkek kardeş yaşadığı travmatik durumun üstesinden gelmekte zorlanırken kız kardeşi gerçeküstü bir duyarsızlık göstererek “ölümün” doğal bir şey olduğundan söz etmeye başlıyor. Olaylar silsilesi devam ederken erkek kardeşin eşi tavan arasından A.Hitler imzalı sulu boya ile boyanmış bir resim bulup getiriyor. Bu resim kimisi için bir fırsat kimisi için tehlike arz ediyor. Tabloyu kaynak olarak görmeye başlayan kardeşler bu resmin satılmasından yana olurken adamın eşi tam tersi bir çıkarımda bulunuyor. Bu resmin satılabilir olması veya olmaması durumunda düşündürücü sonuçlar ele alınıyor. Satılsa nasıl olur? Çok para eder mi? O kaynakla neler alınır? Satmasak bir anı olarak kalsa? Seyircinin zihninde de epey soru işaretlerinin yanmasına sebep oluyor.

Satılsın, satılmasın derken bireysel çıkarcılıkların ön plana çıktığı insan ilişkilerini mizah yoluyla işliyor. Oyunda rol alana Hüseyin Sevimli, kendi mizacıyla harmanladığı absürt bir karakteri canlandırıyor. Oyun boyunca sahne performansı sürekli kendini yenileyen, dinamiğini değiştiren ve izlemesi keyifli anlar yaşamamıza vesile oluyor. Yer yer kahkahalar attıran Gece Diyarı, sıfır sessizlikte karanlığın tozunu silip süpürmüş anlara da tanıklık ettiriyor. Buz gibi sosyolojik, ideolojik ve toplumsal ilişkileri eleştirel bağlamda yüzümüze vurmaktan da çekinmiyor.

Geçmiş sorgulanmaya değer mi? Diye sormuş olsaydım kiminiz belki de hayır cevabını verebilirdi. Gece Diyarı oyunu 95 dakika boyunca bu soruya çeşitli ahlaki ve etik olmayan cevaplar peşinde usul usul ilerliyor. Tablo hem fiziksel hem de metaforik bir yer kaplıyor sahnede karakterlerin travmalarını, arzularını ve korkularını tablo etrafında şekillendiriyor.

Sahne tasarımı sade ve oyunla hizmet eder nitelikte olup ışıklar ile klasik bir ev ortamını yakalamayı başarmışlar. Rejinin bazı sahnelerdeki yetersizliği ve oyuncuların performansıyla başka bir boyut kazanmış. Her bir oyuncu görevini tamamlayan bir asker gibiydi. İmer Özgün, karakterinin en savunmasız halinden en yırtıcı haline doğru ulaşmaya çalışırken seyircide güzel bir izleme keyfi veriyordu. Duygu dinamik aralığı kuvvetli, eğlenceli ve bir o kadar da cesur tavırlarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Gece Diyarı, güldürürken düşündüren bir oyun olarak sahnelenmeye devam ediyor. Oyunun yapımcısı Salih Bademci’nin “Nitelikli yapımlara önem vermeliyiz.” vurgusuna da değinmeden edemeyeceğim. Bizleri böylesine iyi bir metinle tanıştırdığı için ekibe ve kendisine teşekkür eder başarılarının devamını dilerim.

Gece Diyarı: Kim Ailesini Seçebilir ki?

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...