Better Go Mad in the Wild: Her Şeyden Uzakta Yaşamayı Anlama Sanatı
Hepinize merhabalar. Malumunuz, Filmekimi geldi çattı ve ben de her sene olduğu gibi bu sene de ömrümüz boyunca sinemalarda göremeyeceğimiz filmleri seyredip yorumlamaya başladım. Bu sene çok az film inceleyeceğim; ilkiyle başlıyorum.

Better Go Mad in the Wild: Her Şeyden Uzakta Yaşamayı Anlama Sanatı
İlk filmimizin adı Better Go Mad in the Wild (Radeji zesílet v divocine). Slovakyalı yönetmen Miro Remo’nun beşinci filmi olan bu yapım, doğanın derinliklerinde, her şeyden izole olmuş bir yerde yaşayan Franta ve Ondra isimli ikiz kardeşlerin gözünden yaşamayı, delirmeyi, kaybetmeyi, kederlenmeyi ve gerçekleşmesini istedikleri arzularını anlatıyor. Karlovy Vary Film Festivali’nde yarışan film, burada Kristal Küre ödülünü kazandı. Bu filmdeki ikizlerden biri, şair František Klisík, filmin çekiminden ve ödül kazanmasından sonra ne yazık ki hayatını kaybetti. Gizemli, mistik, masalsı, felsefi ama son derece kederli bir yolculuğa çıkaran bu film, Filmekimi kapsamında Siyah Beyaz Movies tarafından sinemaseverlerin karşısına çıktı. Şimdi gelin, sizlere bu ilgi çekici hikâyeyi anlatayım.
Hikâye bir ağaçla açılıyor; bir adamın ağacın üstünde şarkı söylemesiyle başlıyor. Sonrasında iki kişiyi görüyor ve tanıyoruz: Biri şair, diğeri çiftçi olan ve birbirine zıt kutuplara sahip ikizlerin öyküsü bu. Biri uçmak istiyor, diğeri kedere boğuluyor. Biri çılgınlıkların peşinde, diğeri olduğu yerde kalmanın. Biri açılmak istiyor, diğeri de gitgide kapanmayı. Ama bu ikizlerin buluştuğu ortak bir nokta varsa o da yaşamak; hem de hayatı dolu dolu yaşamak.
Aslında bu film, ikizlerin gözünden ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide varoluşumuzu, hayallerimizi, yapmak istediklerimizi, hedeflediklerimizi ve arzuladıklarımızı sorgulatıyor ve bize şu soruyu sorduruyor: Acaba yaşamak nedir? Biz neden yaşıyoruz? Yaşama amacımız ne? Hedeflerimiz olmadan yaşıyor sayılır mıyız? Birbirimize katlanabilir miyiz? Filmi seyrederken, bu bahsettiğim soruların yanına bir de yenileri ekleniyor.

Better Go Mad in the Wild: Her Şeyden Uzakta Yaşamayı Anlama Sanatı
Peki bu hikâyeyi nasıl anlatıyor, hangi dille anlatıyor sizce? Hikâye hem son derece mizahi, hem de sürrealist ve felsefi bir dille anlatılmış. Hayata dair sorgulamalar yapılırken diğer yandan da hayatın bazı gerçeklerini gülümseyerek karşılıyoruz. İki karakterin ayrı dünyalarını, delirmelerini, isyankârlıklarını, zaman içinde yitirdikleri benliklerini ve her şeye rağmen birbirlerine bağlanmalarını çok iyi bir biçimde yansıtıyor. Tüm film boyunca evin etrafında geçmesi de bir artı. Bu yapım, uzun süre konuşulacak bir film ve günümüzün en felsefi belgesellerinden biri olarak gözüme girdi.
Miro Remo sadece yönetmen değil, aynı zamanda filmin görüntü yönetmenlerinden biri. Görüntü yönetmenliğini Dušan Husár ile birlikte üstlenen Remo, evdeki spiral çemberlerden yıkılan duvarlara, konuşan inekten uğursuzluk getiren aynalara kadar karakterlerin ruh hâllerini, Çekya’nın doğal, soğuk ve izole manzarası eşliğinde başarıyla yansıtıyor. Tüm bunların yanı sıra, iki kardeşin zıt kutuplarını daha iyi görmemizi sağlayan orta ve uzak planlar da filmin tuzu biberi konumunda.
Adam Matej’in müzikleri ise oldukça ilgi çekici ve hikâyenin amacına hizmet etmeyi başarıyor. Müzikler o kadar ironik ki; filmde çalan şarkı masalsı bir tona sahipken, filmin kendisi o kadar da masalsı değil. Aksine trajikomik olaylara sahne olan, masalsı olmayan bir masal gibi. Dolayısıyla Adam Matej’in müziği de oldukça dikkat çekici.

Better Go Mad in the Wild: Her Şeyden Uzakta Yaşamayı Anlama Sanatı
Uzun lafın kısası: Better Go Mad in the Wild, benim için Filmekimi’ne iyi başladığım bir film oldu. Hem sorgulayıcı tavırlarıyla, hem görselliğiyle hem de Çekya’nın izole manzarasıyla film sadece bir belgesel değil; aynı zamanda bir şiir, masalsı olmayan bir masal, bir trajikomedi ve en önemlisi de bir felsefe. Hayatı sorgulatacak kadar derin bir felsefe bu. Filmekimi’nde benim gibi “gurme” ve arada kaynayan yapımları görmek isterseniz, bu film sizleri bekliyor. Çünkü bu film, Filmekimi’nde pek çok insan tarafından fark edilmeyebilir.
Puan: 4,5/5