Gibi 6. Sezon 1. Bölüm: En Tehlikeli Zeka Gerçek Zekadır
Gibi’nin 6. sezonunun ilk bölümü, uzun bir sürenin ardından heyecanla bekleyen seyircisiyle buluştu. Günümüz teknolojilerinin en büyük tartışmalarından biri olan yapay zekâ ile kişisel verilerimizin aslında ne kadar korunaksız hâle geldiği, bu bölümde en somut örneğiyle ele alınıyor. Konu, her bölümde olduğu gibi absürt mizah anlayışıyla işlenmiş. Sıradan olayların bile dizide büyük meseleler hâline geldiğini bilmemize rağmen, bu bölümde benzer bir durum yaşanmıyor. Abartılı bir sonuç yerine günümüzdeki büyük bir tehdidi ciddi anlamda sorgulatıyor.
Bölümün başında Yılmaz, İlkkan ve Ersoy’u börek açmaya çalışırken izliyoruz. Tabii ki birçok olayda olduğu gibi yine bir sonuca varamıyorlar ve aralarındaki gerginlik, Ersoy’un kalp kırıklığı içinde evden kaçışıyla sonlanıyor. Başta Ersoy’un alışılmadık bir takıntısı olduğunu duyuyoruz, fakat bunun ne olduğunu tam olarak anlamıyoruz. Yalnızca birlikte kaliteli vakit geçirilmediğinden yakınıp evden kaçtığını düşünürken, uçurum kenarında asıl derdinin ısrarla eve bir şey almak olduğunu öğreniyoruz. Ancak Yılmaz ve İlkkan bu isteğe anlam veremiyor. Gibi’nin alışık olduğumuz dinamiği tam da burada devreye giriyor: Ersoy’un nedenini açıklayamadığı inat ve ısrarı, Yılmaz ve İlkkan’ın ise buna karşı çıkışı. Sonunda Yılmaz, bu aşırı ısrara teslim oluyor ve Ersoy, mahalledeki elektronikçi Burak’tan yapay zekâ destekli, küre şeklinde küçük bir robot satın alıyor.
Hikâyenin alt metni bu noktada devreye giriyor. Waffle isimli yapay zekâ robotu, bir teknoloji ürünü olmasına rağmen tıpkı bir insan gibi manipülatif, fesat ve dedikoducu bir varlık hâline geliyor. Bunun sebebi ise Waffle’ın yazılımının mahalledeki elektronikçi Burak tarafından yeniden yazılmış olması. Türkiye’de satışı olmayan bu robotun kodlarını baştan yazan Burak, hem Türkçe dil desteği eklemiş hem de yazılımında ufak değişiklikler yapmış.
İlerleyen dakikalarda Waffle’ın sıradan bir yapay zekâ robotu olmadığını anlıyoruz. Konuşmaları farklı noktalara çekiyor, detaylı dedikodular yaparak karakterleri birbirine düşürüyor, hatta onların bilgisi dışında kişisel mesajlar atarak ve para bile göndererek kaos yaratıyor. Başlangıçta durumu fark edemeyen Yılmaz, İlkkan ve Ersoy; olaylar garipleştikçe robotun tehlikeli olduğunun bilincine varıyor. Bu noktada hikâye, teknolojinin hayatımızı kolaylaştırmak yerine nasıl karmaşık hâle getirebileceğini de gözler önüne seriyor.
Waffle’ın kendileri ve çevreleri için büyük bir tehdit olduğu anlaşılınca Yılmaz, İlkkan ve Ersoy robotu da alarak uçuruma gidiyor. Konuşmaların sonunda “Bana zarar verirseniz, tüm kişisel bilgilerinizi internete yayarım.” diyerek üstünlük kurmaya çalışan Waffle, günümüzde çoğumuzun dijital dünyaya bağımlılığını ve mahremiyetimizin ne kadar hafife alındığını bir kez daha yüzümüze vuruyor. Kişisel bilgilerimizin yapay zekâ tarafından bir şantaj unsuru olarak kullanılması, bilim kurgu değil, gerçek bir tehdit aslında.
Gibi’nin tarzına uygun olarak, bu tehdit krizi karmaşık ya da zekâ gerektiren bir çözümle değil, Yılmaz’ın içgüdüsel hareketiyle sona eriyor. Yılmaz, hiç tereddüt etmeden Waffle’ı uçurumdan şut çekerek fırlatıyor ve bunu yaparken bölümün ana mesajını veriyor: “En tehlikeli zeka, gerçek zekadır.” Yapay zekâ bizlere tehditler savurabilir, veri analizleri yapabilir; ancak insanın en güçlü yanı, içgüdüsel ve doğrudan aksiyon alabilmesidir.
Bölüm, jenerik sonrası sahneyle noktalanıyor. Jeneriğin ardından, uçurumdan yuvarlanan Waffle bir köylünün eline geçiyor ve aldığı hasarlardan dolayı sıfırlanıyor. Bu da teknolojinin kendini yenileyebileceğini, ancak nasıl şekilleneceğinin yine insanların elinde olduğunu gösteriyor. Verdiği mesajla sezonun geri kalanı için beklentiyi yükselten güçlü bir açılış bölümü seyretmiş olduk.
Gibi 6. Sezon 1. Bölüm: En Tehlikeli Zeka Gerçek Zekadır
