The Parenting: Ne Korku Ne Komedi
The Parenting, 1 Haziran 2025’te HBO Max’te yayınlanan bir korku-komedi filmi. Senarist Kent Sublette ve yönetmen Craig Johnson kariyerlerinde genellikle komedi alanında işlere imza atsalar da bu kez komediye korkuyu da dahil etmeyi seçiyorlar. Tek mekânda geçen filmde Nik Dodani (Rohan), Brandon Flynn (Josh), Parker Posey (Brenda) ve Brian Cox (Frank) isimleri öne çıkıyor.
Kullanılan evin iç tasarımı ve filmin çekim renklerine baktığımızda alışıldık korku filmi atmosferinin oluşturulduğunu görüyoruz. Ancak aynı etki, sunulan ses efektlerinde ne yazık ki sağlanamıyor. Kullandığı müzik ve seslerle sizi o korku duygusunun içine çekebilecekken, maalesef bu konuda çok etkisiz kalıyor.
Film, Rohan ve Josh çiftinin ailelerini tanıştırma amacıyla tuttukları bir evde yaşanan doğaüstü olayları konu alıyor. 1983 yılında bu evde yaşayan ailenin kızı Allie ve arkadaşı Brenda’nın, şeytanı çağırmakla ilgili bir ritüel yapmasıyla olaylar kontrolden çıkıyor ve adeta bir lanet başlıyor. Bu durumdan kurtulmak isteyen Brenda, kendisine yeni bedenler ararken karşısına bu genç çift ve ailesi çıkıyor. Bir taraftan Brenda’nın planlarına istemeden de olsa dahil olan aile, evde yaşanan gariplikleri anlamlandırmaya çalışırken diğer taraftan bu duruma nasıl son verebileceklerinin arayışına giriyor.
Film, korku öğelerini komedi anlatımıyla harmanlayıp bize sunmaya çalışırken nasıl bir yol izliyor, gelin biraz onu konuşalım.
Konuyu klasik “büyülü ev” anlatımından ayrıştırmak için mizahi bir yönden ele aldıklarını düşünüyorum. Açıkçası filmin başlarında bir fark yaratılabilir gibi görünse de ilerleyen dakikalarda komedi ve korku temalarının birbirleriyle bağlanmasında sıkıntı yaşadıklarını görüyoruz.
Anlatılan hikâyenin kurgudaki geçişlerinde de keskinlik bulunuyor. Korku sahnelerinden sonra her şeyin günlük, normal bir akıştaymış gibi işlenmesi bir noktada korku filmi izlediğinizi unutturuyor. Mesela aileden biri zarar gördükten sonra hiçbir şey olmamış gibi kahve eşliğinde gündelik bir konudan sohbet edebilmeleri bile inandırıcılığı zayıflatıyor.
Bence özellikle korku filmlerinde oyuncuların role ve hikâyeye olan yaklaşımları seyircinin de o filme bakışını belirliyor. Korkunç bir durumla karşı karşıya kalan oyuncuların gerçekten korktuklarını görmeyi bekleriz, korkuyormuş gibi görünmelerini değil. Bence filmle ilgili asıl sorun bu. Belki de komedinin üzerine kurulmuş korku, gerçek bir duygu ifade etmediği için, korkunun üzerine mizahi bir anlatım eklenseydi doğru denge sağlanabilirdi. Böyle baktığımızda bu, yönetmenin tasarlaması gereken bir anlatım olmalı gibi görünüyor ama bir noktada cast seçimleri de en az onun kadar etkili oluyor. The Parenting filminde oyuncular karakteri yorumlarken çok bireysel hareket ediyorlar, aynı evrenin bir parçası gibi değiller. Bu bağlantısızlık da filmin değerini benim gözümde düşüren bir etken oluyor.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; filmi izlerken bir noktada “Acaba bir Supernatural denemesi mi izliyoruz?” sorusunu sorduruyor. Çünkü biraz şeytani tema, biraz esprili yaklaşım ve biraz da aile draması derken aslında ikisi de benzer bir altyapıya çıkıyor. Ancak birçok yönden geride kalıyor.
Aile dramının bize geçebilmesi için duygusu sağlam bir temel kurulmalı, esprili yaklaşım için komik olmayan şakalar değil mizahi karakterler oluşturulmalı ve şeytani tema için de, eğer ruhani varlıkların görünümleri bu kadar net gösteriliyorsa, daha etkileyici bir görsel veya animatif canlandırmalar sunabilmelilerdi. Özellikle filmin sonunda karşımıza çıkan şeytani ruhun görsel tasviri, 2025 yılı için çok geride kalmış bir görünümdü.
Açıkçası çok yüksek bir beklentiyle izlediğim bir film değildi, ancak son zamanlarda bu türde yapılan filmlerin çıtayı belli bir noktaya koymasından dolayı, onların aşağısında kalan; ne tam anlamıyla güldürebilen ne de gerçekten korkutabilen bu gibi yapımlar daha çok eleştiri alacak gibi duruyor.