Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleriPredator: Avcı vs Testosteron

Predator: Avcı vs Testosteron

Yazar: Tolga Taşan
Predator: Avcı vs Testosteron
Predator: Avcı vs Testosteron

Tehlikeli bir kurtarma operasyonu için görevlendirilen bir grup paralı asker, Guatemala’nın sık ormanlarında bir gerilla grubunun peşine düşer. Büyük silahları ve kaslı vücutlarıyla 7 kişilik bu testosteron ekip, koca bir gerilla ordusunu avlarken, dünya dışından gelen bir yabancı tarafından av haline gelirler. Predator, av ile avcının birbirine girdiği büyük bir savaşa girecektir.

80’ler ve 90’lar sinema dünyasında aksiyonun ön plana çıktığı ve “baby face” jönlerin yerini hızla maskülen, dövüş odaklı, daha sert hatlara sahip kaslı abilerin aldığı bir döneme geçiş yapılıyor. Bu dönemin Sylvester Stallone, Van Damme, Bruce Willis, Chuck Norris, Dolph Lundgren gibi yıldızlarının arasında öyle bir isim var ki, hiç İngilizce bilmeden girdiği Hollywood dünyasında büyük bir dominasyon sağlıyor. Öyle ki bu şöhret, onu Amerika’nın birçok ülkeden daha büyük bir ekonomiye sahip eyaleti California’nın valisi olmasına bile götürüyor.

Predator: Avcı vs Testosteron

Arnold Schwarzenegger, Herkül olarak başladığı kariyerine, Barbar Conan ve sanıyorum kariyerindeki en büyük rolü olan Terminatör gibi birçok filmle sükse yapan bir oyuncu. Predator filminde de Dutch rolünü üstlenerek güçlü filmografisine bir büyük film daha ekliyor. Schwarzenegger’e filmde Carl Weathers, Sonny Landham, Shane Black, Bill Duke, Richard Chaves ve Jesse Ventura ekip arkadaşları olarak eşlik ederken; filmdeki tek kadın olan Elpidia Carrillo, esir aldıkları gerillayı; Kevin Peter Hall ise 2 metreyi geçen boyuyla Predator’ü canlandırıyor.

Neredeyse aynı kadroya sahip Commandos filminden de tanışan ekip ve yeni eklenen isimler, film daha başlamadan kaynaşmaları, role hazırlanmaları ve form tutmaları için çekimlerin yapıldığı ormana komando eğitimine gönderiliyor. Bu süre zarfında yapımın koyduğu ağır eğitimden önce sabah 4:30’da Schwarzenegger liderliğinde 1 saatlik sabah koşusu, eğitimden sonra da 1 saatlik ekstra koşu yaparak kendi aralarında testosteron yarışına giriyorlar. Bu süre zarfında Sonny Landham’e de diğer ekip üyelerini dövmemesi için koruma bile gönderiliyor.

Predator: Avcı vs Testosteron

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Predator, sektör standartlarını değiştirmiş ve bana kalırsa hakkı yeterince teslim edilmeyen Hollywood’un kilometre taşlarından biri. The Magnificent Seven, Rambo, Alien, Terminator filmlerinin garip bir şekilde başarılı bir kombinasyonunu sunan bu klişe fabrikası; başta filmin de yönetmeni olan John McTiernan’ın efsanevi serisi Die Hard olmak üzere, Alien Serisi, Terminatör Serisi, Expendables, From Dusk Till Dawn gibi kapı baca kıran filmlerin yanı sıra; aksiyon janrasından doğan dizi, oyun, çizgi roman gibi yapımlara da çeşitli ilhamlar veriyor.

Fakat her filmde olduğu gibi, bu filmin de yapımında çeşitli sorunlar tabii ki oluyor. Filmin çekimlerine başlanmış ve 15 milyon dolar gibi ciddi bir para harcanmışken, bir türlü gelmeyen kostüm filmi neredeyse durma noktasına getiriyor. Neyse ki kostüm geliyor ve filmin ilk versiyonunda Predator rolünde olan sürpriz ismimiz Van Damme’a giydiriliyor; ancak kostüm hiç beğenilmiyor. Yönetmenin akıllıca bir kararla yaratığın olmadığı, askerler arasındaki gerilimi çektiği filmin ilk yarısı yapımcılar tarafından beğenilmiş olacak ki, filme kostüm için ek bütçe çıkıyor.

Predator: Avcı vs Testosteron

Stan Winston yeniden bir Predator tasarlarken, Japonya uçuşu sırasında tasarımlarını James Cameron’a gösteriyor. Cameron’ın birkaç önerisiyle final formuna ulaşan tasarım; korkutucu çenesi, dünya dışı teknolojik aletleri, kaslı yapısı ve rastafaryan saçlarıyla çok beğeniliyor ve film için tekrar start veriliyor. Bu yeni kostümle beraber 1.77’lik Van Damme ile yollar ayrılıyor.

Film boyunca çokça ikonik an var. Usta oyuncu Carl Weathers’ın oynadığı Dillion ile Dutch’ın tokalaşma sahnesi, gerilla kampına yapılan baskın, soğukkanlı psikopat bir izci olan Billy’nin Predator’ü hissetmesi ve korkusu, karşılıklı kurulan tuzaklar, Predator’ün gözünden dünyayı görmemiz, Dillion’un ölümü, çamur kaplı Dutch ve Predator arasındaki gizlilik odaklı kedi-fare kovalamacası, ilk yüz yüze gelişleri ve savaşları derken film roller coaster gibi ilerliyor. Her izleyişimde, ilk seferki heyecanla ekrana kilitleniyorum bu filmi izlerken.

Predator: Avcı vs Testosteron

Filmin karakterlerinin işlenmesi özellikle çok başarılı. Klişe karakter yapılarında olan bu tiplerin; takım içindeki hallerini ve olaylara tepkilerini küçük anlarda verilmesi ile karakterler, türün diğer filmlerinin aksine derinleştiriliyor. Askerlik ve erkeklik adına özeleştirilerin çokça olduğu sahneler görüyoruz ki bu da bence filmin delikanlılık ve racon dozajını artırıyor. Çünkü karşımızdaki tehlike, tüm bunların üstünde bir yapıya sahip.

Predator, özellikle popüler kültürdeki resmi rakibi Alien’a göre teknoloji üretebilen, zeki ve inanılmaz güçlü bir yaratık. Sistematik saldırılarıyla, koca bir gerilla ordusunu yok eden bu 7 kişilik dev kadroyu fare gibi avlaması da gücünü gösteriyor. Filmde karşısına konumlanan üst insan Dutch ile mücadelelerinde de ekstra bir keyif almamızı; bu kontrastların başarılı yansıtılmasına ve filmin tüm unsurlarını katman katman işlemesine bağlıyorum.

Predator: Avcı vs Testosteron

Hareketli planlarla, hızlı kare geçişleriyle sıkı bir temposu olan filmin yavaşladığı yerlerde gerilimli anlar yakalaması çok başarılı. Aydınlık ve parlak alanlarda yaşanan aksiyon sahnelerinde yaratık avcıyken, filmin sonlarına doğru karanlık gece sahnelerinde insanın avcı konumuna geçmesiyle türün dışında kararlar alınıyor. Yaratığı tasarlayan Winston yönetimindeki görsel ve özel efektlerle de döneminin ötesinde bir iş çıkarmışlar.

Predator: Avcı vs Testosteron

Toparlayalım… Günümüzde de Prey gibi yapımlarla yaşamaya devam eden ve Alien franchise’ı ile birlikte anılan bu büyük evrenin ilk filmi; imza sahneleriyle, seri için attığı temellerle ve sektöre kazandırdıklarıyla zamanla biraz yaşlansa da kesinlikle izlenmeyi hak ediyor.

İlk filmin uzağında ve John McTiernan’a nispet yaparcasına Los Angeles’ta geçen ikinci filmin incelemesinde görüşmek üzere.

Predator: Avcı vs Testosteron

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...