Nobody: Bol Çatışmalı Güç Vurgusu
Pandemi döneminde vizyona girmesi planlanırken ertelenerek 2021 yılında çıkış yakalayan Nobody, Derek Kolstad tarafından yazılan ve Ilya Naishuller’in yönettiği bir filmdi. Derek Kolstad, John Wick yapımlarının da yaratıcısı olduğu için ilk çıkış yapacağı andan itibaren nasıl bir hikâyesi olacağı merak uyandırıyordu. Şimdilerde de serinin ikinci filmi gelecekken ilk filme bir bakış atalım istedim.
Film tam bir aksiyon-gerilim vizyon filmi ve hikâyesi de hepimizin güç, yenilmezlik, ölümsüzlük gibi isteklerini harekete geçiriyor. Filmde Bob Odenkirk, Christopher Lloyd, Connie Nielsen ve rapçi de olan RZA yer alıyor. Bob Odenkirk’in canlandırdığı Hutch karakteri, eskiden denetçi bir ajanmış. Zamanında yaşadığı birtakım olaylar sonucunda travma sonrası stres bozukluğu geçiriyor ve zamanla kendi içine kapanıyor. Hep kıskandığı ve kendisinin de sahip olmak istediği bir aileye ve huzurlu bir ortama kavuşmak istiyor. İşini ve geçmişini bırakarak sabit bir işte çalışmaya başlıyor ve en önemlisi de iyi bir aile babası olmaya çalışıyor. Fakat bir gün hırsızların evlerini basmasıyla ajanlıktan kalma eski duyguları ve içindeki ateş uyanarak olaylara karışmaya başlıyor.
İlk sahne Nina Simone’un “Don’t Let Me Be Misunderstood” şarkısıyla açılıyor. Buradaki ve diğer sahnelerdeki nesnelerin birçoğunu incelemek istiyorum. Örneğin sigara paketi, termos ve marka iş yeri logoları gibi birçok tasarım var. Tasarımlar grafik tasarımcı Luke Bergen’e ait. Filmin başından sonuna hikâyede eksikler, bağlantı hataları, sahne geçişlerinde anlam kaymaları olsa da filmin totalinde set tasarımları, marka tasarımları, ambalajlar gibi detaylar iyi gözüküyor.
Dediğim gibi bunlardan birisi sigara paketi tasarımı. Ledfords Cigarettes markalı kalın bordo şeritleri ve biraz western havası logotype’ı ile Hutch’ın içeceği bir sigara olduğu belli. Fakat stroke eklenmiş bir tasarım olduğu için beğenmedim, hiç eklenmese daha iyi olabilirmiş. İlk sahnede güçlü bakışlarıyla Bob Odenkirk’i görüyoruz, bir sigara yakıyor ve ardından iyilik meleği imajını çizeceği şekilde ceketinin içinden bir kedi çıkarıyor ve onu besliyor. Çünkü o ne kadar güçlü, yenilmez, ölümsüz olsa da tüm bunları iyi bir adam olarak yapıyor. İyilik için savaşıyor. İlk sahneden de seyirciye bu imaj doğrudan aktarılıyor.
Ardından günlük rutinlerini hızlı bir sekansta izliyoruz. Bu sahnelerden keyif aldım hatta ses tasarımını da ekstra beğendim. Ses ve sahnelerden bahsetmişken buradaki tipografiyi de es geçmeyelim; muhtemelen bir diğer prodüksiyon ve grafik sanatçısı olan Jon Van Winkle’ye ait olsa gerek. Seslerin birçoğu da David Buckley’e ait ve ekipçe gayet iyi bir iş çıkarmışlar. Bu şekilde aksiyon temalı vizyon filmlerinde seyirciyi tutan en büyük güçlerden birisi de ses olmakta. Gerilimi hissettirirken yazının en başında bahsettiğim güç hissini uyandırıyor. Seyirciyi heyecanlandırarak zihninde yenilmezliğin, güçlü duruşun imgesini çiziyor. Bu sayede de seyirci bu sahneleri izlemekten keyif alarak kendini iyi hissediyor.
Hikâye ile ilgili bazı pürüzler var. Bunlardan birisi, hırsızlardan birinin iç bileğindeki dövmeden hırsızı bulmaya çalışması. Hutch bazı dövme stüdyolarına gidiyor ve en son gittiği dövme stüdyosunda bir karmaşa çıkıyor. Bir dövmeden bir insan nasıl bulunabilir? Hadi bunu geçtim, Hutch’un kendi dövmesinden onu tanıyan bir adam ve aralarında geçen diyalog da hikâyeyi zayıflatacak türdendi. Ayrıca dövüş sahnelerine gösterilen özen, karısı ve çocukları arasındaki bağı gösteren sahnelerde yoktu. Bu da hikâyeyi ve özellikle denetçi ajan olduğu dönemlerden kalma travmaya bağlı stres bozukluğunu hikâye içerisinde derinleştirmemişti. Beklentim geçmiş ve gelecek arasında bağlantı kuracak sahnelerin daha dolu ve etkili olmasından yanaydı.
Bunlar dışında prodüksiyon ve dövüş sahneleri ise yeterliydi. Hatta otobüsteki dövüş sahnesinde Yulian’ın kardeşinin nefes alabilmesi için boğazını delip pipet sokması da gayet heyecanlı ve iyi adam Hutch imajını tazeleyen sahnelerden birisiydi. Filme, Rus mafyasının dahil olmasının da ayrı bir hava kattığı kesin. Hutch’ın radyodaki belirsiz biriyle konuşması gibi sahneler de fazlalık ve anlamsızdı. Filmin etkisini bozarak Hutch’ın zihnindeki sesi yansıtsa da stres bozukluğunu gösterecek şekilde yapılmamıştı. Hutch kendi evini ateşe verdiğinde onun ne kadar yalnız olduğunu ve geçmişinin dolu olduğunu da gördük fakat bu sahnelerle de iyi adam imajından kopuk bir Hutch’ı görmüş olduk. Tüm bunları düşündüğümüzde Hutch’ı nereye konumlandıracağımız biraz belirsizleşse de filmin sonunda iyi adam imajında çoğunlukla karar kılmışızdır.
Bol aksiyonlu ve dövüş sahneleriyle beklentiyi karşılayan filmin ikincisi, afişlerden anlayacağımız üzere tatil konseptinde gerçekleştirilecek. Umarım aynı grafik sanatçılarla çalışılmıştır ve aile ile olan bağa öncekine nazaran biraz daha özen gösterilen bir film izleriz. Eklediğim fotoğraflarda ise Luke Bergen’in Williams Manufacturing Ltd. tasarımlarıyla dövme stüdyosu ve Transit logo tasarımını göreceksiniz. Bakalım ikinci filmde oyuncu kadrosuna eklenen Sharon Stone, Colin Hanks ve Michael Ironside gibi isimleri nasıl izleyeceğiz.