Anasayfa Genel Eternals: Eleştirmenlerin Düşüşü

Eternals: Eleştirmenlerin Düşüşü

Yazar: Sadık Dişli

Eternals: Eleştirmenlerin Düşüşü

Marvel Sinematik Evreni’nin 29. filmi olan Eternals’ın yönetmenlik koltuğunda; 2020’de Nomadland filmi ile ödül törenlerinde ve festivallerde bütün ödüllere ambargo koyan, en iyi yönetmenlik dalında Oscar sahibi Chloe Zhao oturuyor. Filmin oldukça dolu olan oyuncu kadrosunda Gemma Chen (Sersi), Richard Madden (Ikaris), Angelina Jolie (Thena), Salma Hayek (Ajak), Kit Harrington (Dane Whitman), Kumail Nanjiani (Kingo), Lia McHugh (Sprite), Brian Tyree Henry (Phastos), Barry Keoghan (Druig), Lauren Ridloff (Makkari) ve Ma Dong-Seok (Gilgamesh) bulunuyor.

Marvel Sinematik Evreni (MCU)’nin ne kadar genişlediğini uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım. Sinema perdelerinde ve televizyon ekranlarında bizlere daha önce görmediğimiz devasa bir çapta dünya kuran MCU’nun açıkçası Eternals gibi kendi “lore”unu genişletecek bir yapıma ihtiyacı vardı; çünkü filmde en basitinden örnek verebilirsek Celestiallar bulunuyordu. Üstüne böyle bir filmin, Oscar ödüllü yönetmen Chloe Zhao tarafından, yönetmenin de kendi isteğiyle Marvel Studios ile çalışmak istemesi; ayrıca fragmanda gördüğümüz üzere filmin alışık olduğumuz MCU’dan çok daha farklı gözükmesi heyecanımızın kat kat artmasını sağlamıştı. Ama filmden önce daha önce görmediğimiz bir durum ile karşı karşıya kaldık. Eleştirel anlamda başarısız olan ve düşük puanlar alan ilk MCU filmi oldu Eternals.

Ben bu yazıyı yazarken an itibariyle filmin IMDb puanı 6.8, Rotten Tomatoes’ta eleştirmen ortalaması %49 ki bu Eternals’ı ilk ‘’rotten’’ olan MCU filmi yapıyor, filmin Metacritic skoru ise yüz üzerinden 53. Elbette filmi kendimizin izleyip yorumlaması ve ona yönelik puanlaması yapmamız gereken şey olmalı ama hep bir ağızdan bu kadar korkutucu yorumların çıkması biz meraklandırmıyor değildi. Yani bu film gerçekten de son yılların en berbat filmi Black Widow’dan ve benim ömrü hayatımda izlediğim en rezalet yapımlardan biri olan Venom: Let There Be Carnage’dan daha mı kötüydü? Marvel Studios’un bizlere böyle bir film sunması mümkün olabilir miydi? İncelememize geçmeden önce söylemek istediğim ise, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, eleştirmenler Eternals’a gerçekten de son on yılın en büyük haksızlığını yapmış. Elbette karşımızda MCU tarihinin gelmiş geçmiş en iyi filmi yok ama kendisinden çok daha iyi yorumlar alan The Dark World, Black Widow ya da Let There Be Carnage’ın toplamından çok daha iyi bu film. Açıkçası da filmi tam iki kez izledikten sonra bile filme yapılan bu kötü yorumların kesin sebebini hala anlamlandırabilmiş değilim.

Adetten olan uyarımızı yapalım; yazımızın bu kısmından sonrası filme dair bir çok spoiler içerecek, uyarımızı yapmış olduk. Bir Floydian olarak filmin intro kısmında çalan “Time” benim koltuğumda erimeme sebep oldu adeta. Bir MCU filminde Pink Floyd duymayı hiç beklemezdim. Bu başlangıçtan sonra da filmin vereceği en büyük sınavlardan biri şu soruya yanıt vermekti: Eternals madem neredeyse insanlığın varoluşundan beri Dünya’da; peki neden Thanos’a karşı verilen o büyük savaşta ya da Dünya’nın kaderini etkileyen diğer MCU filmlerindeki olaylarda müdahale etmediler? Eternals cidden ne yapıyordu? Filmin ilk fragmanı bu soruya cevap vermemişti ve açıkçası dünya çapındaki bütün fanlar bu durumu içerisine sindirememişti; bu konu hakkında binlerce meme yapıldı ve sayısız tartışmalar çıktı. Filmin ikinci fragmanı ise bu soruya değindi fakat hala net bir cevap alamamıştık. Filmde gördüğümüz ise durumun zannettiğimizden çok daha farklı oluşuydu.

Arishem isimli Celestial’ın, dünyada bulunan Deviant ırkını insanlıktan kurtarması için yaratıp yolladığı Eternals’ın, liderleri Ajak ve en güçlüleri Ikaris dışında kimsenin bilmediği başka bir amacı bulunuyormuş. Kendilerini Olympia gezegeninden geldiklerini zanneden ve ilk görevlerinin Dünya olduğunu düşünen Eternallar meğerse milyonlarca yıl farklı gezegende görevlerini yapmışlar ve her seferinde de hafızaları Arishem tarafından sıfırlanmış. Meğerse Deviant ırkını da Arishem yaratmış. Eternalların asıl amacı ise, Dünya’nın merkezine tohumu ekilmiş olan Tiamut isimli Celestial’ın doğmasını sağlayabilmekmiş. Gezegenlerin merkezlerine ekilen Celestialların doğabilmesi için gereken ise o gezegendeki zeki yaşam formlarının artması ve nüfusun aşırı kalabalıklaşması. Böylece Celestial’lar bu zeki yaşam formlarının enerjisinden beslenerek doğumunu gerçekleştirebiliyor. Her ne kadar fazla savaş ya da yıkım olsun, bu gelişmeler insanlığın tıbbi ve teknolojik alanda ilerlemesini sağlıyor ve nüfus da artmış oluyor, Eternal’ların aslında hiçbir zaman Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirme gibi bir görevleri olmadı. Buna ek olarak da, bir Celestial doğarken bulunduğu gezegeni parçalayarak bunu gerçekleştiriyor. Doğan bir Celestial ise çok daha farklı gezegenler ve galaksiler yaratıyor. Dünya’daki herkes ölse bile milyonlarca kat yeni yaşam doğmuş oluyor. Yani filmin bizlere sunduğu bu muhteşem katmanlara ve yaşam üzerinden sunduğu ikileme hayran olmamak gerçekten elde değil. Bu ikilem sayesinde de film bizlere çok doğru bir motivasyona sahip bir villain izletebiliyor. Filmden önce sorduğumuz bu sorular da hayal edebileceğimizden çok daha iyi bir şekilde cevaplanmış oldu.

Açıkçası filmi izlemeden önce bizlere daha önce tanımadığımız tam on tane kahramanın tanıtılacak olmasının, üstüne üstlük filmin anlatacağı bu kadar fazla bilginin hem filmi hem de izleyicileri boğacağı düşüncesindeydim fakat Zhao’nun herkese adil bir ekran süresi ve motivasyon verebilmeyi başarabildiği düşüncesindeyim. Eternals’ın iki saat otuz yedi dakikalık süresi de bu duruma yardımcı olmuş. Bu kadar fazla karakter olan bir yapımda, filmi daha iyi irdeleyebilmek adına birçok kahramana ayrı ayrı değinmek gerektiği düşüncesindeyim.

Ajak: Kendisi Eternal grubunun lideri, iyileştirme gücüne sahip. Arishem’in Dünya’ya neden gönderildiklerini bilen, görevin amacını yerine getirmeye çalışan ve bu yolda diğer Eternallara müdahale eden, insan çatışmalarına karışmayı yasaklayan Ajak’ı açıkçası filmin başında ölü görmek kimsenin beklemediği bir durumdu. Salma Hayek’i karakteri yalnızca flashbacklerde canlandırırken görebiliyoruz. Görevin amacını yalnızca kendisi bilirken, son Deviant’ı öldürdükleri Babil görevinden sonra gerçeği Ikaris’e de söylüyor. Dürüst olmak gerekirse filmi izledikten sonra Ajak ve Salma Hayek’in performansı aklımıza gelecek ilk şeylerden biri değil; bunda karakterin fazla gözükmemesi ve filmin başlarında ölü olarak bulunması da bir etken.

Ikaris: Filmimizin villainı, ekibin en güçlüsü  olmasına ek olarak gözlerinden ışın çıkarıp uçabiliyor; her ne kadar filmi izlerken bu gerçeği sezebilsek de filmden düşen leakleri okumayanlar için bu beklenmedik bir durumdu. Ikaris’i Richard Madden canlandırmış ve açıkçası bu kadar donuk ve silik bir oyunculuk beklemiyordum Madden’dan. Filmde Madden’ın ne Sersi’ye olan aşkına inanabildik ne de görevin asıl amacını yerine getirmeye çalışırken; çünkü her durumda da aynı mimiklerle gördük. Onun performansını bir yana koyarsak, Ikaris gerçekten de muhteşem bir karakter olmuş; görevin asıl amacından yani varoluştan sapmaya çalışan Ajak’ı gözlerinden yaşlar süzülerek, buzulların altından yeni çıkan Deviantlara öldürtmesi ve kendisinin yalnızca görevini yerine getirmeye çalışması karakterin ne kadar iyi yazılmış olduğunu gösteriyor. Varoluşun başarısız oluşunun da ardından Güneş’e uçarak intihar etmesi de gerçekten etkileyici bir sondu onun için.

Sersi: Kendisi, Ajak’ın ölümünden sonra onun seçtiği yeni ekip lideri, cisimleri başka bir şeye dönüştürebiliyor. Chloe Zhao’nun, Captain Marvel filminde başka bir karakteri oynamasına rağmen bu film için ısrarla Gemma Chan’i istemesine çok anlam verememiştim. Görebildiğimiz üzere de filmin bir başrolü varsa bu kesinlikle Chan ve Sersi’nin. Kendisi de filmin en kritik rolünü oynayıp Tiamut’u buzullara dönüştürüyor. Gemma Chan de iyi performansıyla bizlere filmin başrolü olduğunu da silinmeden hatırlatabiliyor.

Druig: Bu paragrafı yazmamın sebebi Barry Keoghan’ın adeta bulunduğu her sahnede parlaması ve şovu çalması. Kendisi, insanların birbirini katledişine dayanamayarak gücü olan telepatiyi insanlar üzerinde kullanıyor ve yüzyıllarca bir grup insanı koruyor. Kendisinin bu uğurda Ajak’a isyan etmesi hem çok güzel yazılmıştı hem de Keoghan tarafından diğer oyuncuları gölgede bırakabilecek şekilde canlandırılmıştı. Makkari ile olan ilişkisi de filmin gülümseten yanlarından biriydi.

Phastos: Ekibin beyni, kendisi teknolojik gelişmede zirve ve aynı zamanda MCU’nun ilk LGBTIA+ karakteri. Brian Tyree Henry son zamanların ismi sıkça duyulmaya başlanan oyuncularından biri ve kendisi bu filmde de iyi bir performans ortaya koyabilmiş. Phastos’u yol açtığı teknolojik gelişmelerin sonucunda Hiroşima’ya atom bombası atılışı ve kendisini orada görmemiz birçoklarına göre iyi bulunmasa da bence kendisini anlayabilmemiz için önemli bir sahneydi. Kendisi bu olaydan sonra bir aile kuruyor ve motivasyonunu da ailesinden alıyor. Filmde Tiamut’u yenmelerini sağlayan, bütün Eternalları zihinsel olarak birbirlerine bağlayan Uni-Mind da onun eseri. Açıkçası kendisinin eşcinselliği Marvel Studios’u takdir etmeme neden oldu. Çünkü bu durumdan ne kadar rahatsız kişi varsa onları engelleyebiliyorum. Eğer siz de bundan bir rahatsızlık duyduysanız lütfen bu sayfayı kapatın.

Thena: Evet, Angelina Jolie’yi bir MCU filminde gördük ve kendisi güzelliğiyle bulunduğu bütün sahnelerde spot ışıklarını kendisine doğru çekmeyi başarabilmiş. Thena, asil bir savaşçı olmasının yanında son hafıza temizlemesinin düzgün yapılamadığı için bütün film boyunca akli sorunlarıyla cebelleşen bir karakterdi ve açıkçası bu durum filme pozitif yansıyan sahneleri de beraberinde getirmiş. Kendisinin yeni bir filmde başrol olacağına dair bazı dedikodular var; umarım Kevin Feige bunları gerçeğe dönüştürür.

Sprite: Kendisi illüzyonlar yaratabiliyor ve diğer Eternallar ile aynı yaşta olmasına rağmen bir çocuk formunda. Film boyunca onun kendisini çocuk olarak yarattığı için Arishem’e olan sinirini ve normal bir hayat yaşama, aşk yaşama isteğiyle tutuştuğunu görebiliyoruz. Kendisi Ikaris’e aşık olsa da aralarında bir ilişki geçmesi söz konusu olamıyor. Filmin sonunda da Uni-Mind’dan kalan bir kısım enerjiyle Sersi kendisini bir ölümlüye dönüştürüyor Sprite’ın isteği tarafından. Onun bu güzel yazılmış motivasyonu filmin bolca içerdiği pozitif yönlerinden yalnızca biri.

Dane Whitman: Kendisi çizgi romanlarda Black Knight olmasına rağmen bu filmde onu Dane olarak görüyoruz yalnızca, filmin ikinci credit sahnesinde de kendisi aile yadigarı olan kılıcı buluyor. Açıkçası Kit Harrington’ın solukluğu da eklenince filmde Dane karakterine gerek var mıydı emin değilim. Kendisi Sersi’nin sevgilisi ve filmde beni zürafaya dönüştür şakası dışında bir varlık gösteremiyor.

Chloe Zhao, hikâyesini oldukça sade bir şekilde aktarırken kendisinin yine alışık olduğumuz sade doğa görüntülerini de bu filmde bizlere göstermeyi ihmal etmiyor. Zhao, Nomadland’den farklı olarak bu sefer Ben Davis ile çalışmış ve MCU’da görmeye alışkın olmadığımız, CGI olmayan görüntüleri adeta ekran koruyucusu yapma isteği doğuracak şekilde sinema perdesine yansıtmayı başarabilmiş. Filmin bu kadar güzel sunduğu şeyler varken açıkçası filme gelen bu eleştirileri anlamakta güçlük çekiyorum. Film, eleştirmenlerin söylediğinin aksine hem bir Zhao filmi hem de evrene dair bolca bilgi içeren bir MCU filmi. Filmin ilk creditinde Thanos’un kardeşi Eros’u görmemiz, filmin de sonunda Arishem tarafından Dünya’dan götürülen Eternallar ve aynı zamanda da ‘’Eternals will return’’ yazısı da bu hikâyenin bitmediğini gösteriyor bizlere.

Toparlamak gerekirse, Eternals bu kötü eleştirmen notlarının altında ezilen, haksızlığa uğramış, Marvel Sinematik Evreni’ne bolca katkısı olan gayet iyi bir film olmuş. Filmin bizlere sunduğu bu duru görselliği kesinlikle sinemada, şehrinizde varsa da mümkünse IMAX’te görmenizi öneriyorum. Son olarak da eğer bu yorumlardan etkilenip filme gitmekte kararsız kaldıysanız kesinlikle gitmenizi öneririm çünkü bir filmi başkasının yorumuyla değil, kendi yorumlarınızı oluşturarak seyretmelisiniz. Eğer siz bir yapımı beğendiyseniz başkalarının ne dediğinin gerçekten de bir önemi yok.

Eternals: Eleştirmenlerin Düşüşü

Bunlar da ilginizi çekebilir

1 Yorum:

Avatar
Aptal fikirlerinizi skine takmayan şahıs 27/03/2024 - 02:23

bok gibi bir filmdi. Black widow ile karşılaştırırken ne düşünüyordunuz bilmiyorum ama black widow buna 1000 basar

Yanıtla

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...