Fehérlófia: Arkaik Efsaneye Görsel Bakış
43. İstanbul Film Festivali’nde Macar rapsodileri kategorisinden Fehérlófia, eski Macar efsanelerine dayanıyor. Saykodelik-epik anlatımıyla sembolik yönden zengin film, tamamen manuel çizilmiş 81 dakikadan oluşuyor. Elle çizilmesi yönünden çok etkileyici olan filmin restoresi ise Arbelos’un orijinal 4mm negatiflerden ve ses unsurlarından 35K olarak restore edildi.
Tüm duyularımızı harekete geçiren özelliğiyle Macar halk hikayesine dayanan görsel-işitsel bir film. Tamamen beni hipnotize eden bir sembolik anlatım. 77 kök ile başlayan anlatış ve giriş cümlesiyle hikâyeyi derinleştirerek akıp giden bir hikâye. Fehérlófia; Beyaz Atın Oğlu, Beyaz Kısrağın Oğlu olarak ayrıca bilinse de Aarne-Thompson-Uther İndeksi (ATU İndeksi)’nde ATÜ 301 (Çalınan Üç Prenses) olarak geçer. Hikâye, László Arany (1862) Orijinal Halk Masalları koleksiyonunda yayınlandı.
Animasyonun genel renk paleti mor, lacivert, kırmızı, siyah gibi gökyüzü tonlarından oluşuyor. Özellikle de mavi, sarı, kırmızı renkleri 3 ana renk olduğu için bunun üzerinden bir bağlantı kurulabilir. Renklerle efsanedeki beyaz kısrağın üç oğlunu tasvirliyor. Yani beyaz kısrağın üç oğlu, üç ana rengimiz olan mavi, sarı ve kırmızıyla gösterilmiş. Kırmızı renginin ilgi çekiciliği, sarı renginin sakin enerjisi ve mavinin iç açıcı güveniyle birleşiyor. Bu yönden de renklerin üç oğulla bağlantısı animasyonu izlerken efsaneyle izleyiciyi bütünleşik kılarak belleğimizde yerini alıyor.
Bunun dışında Adobe Color’dan çıkarttığım renk paletinde gözüktüğü gibi renkler bir akşamüstü gökyüzüne bakmak gibi diyebiliriz. Bu renkler animasyonun saykodelik tarafını oluşturuyor ve renklerle bağdaştırdığımız anlamlarla da sembolik tarafını güçlendiriyor.
Anlatım tarzı, destansı anlatım biçimiyle oluşturulmuş animasyona kurgular da girmiş durumda. Simetrik ve estetik çizimleriyle hareketli çizimlerin birleşiminden oluşuyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz; vücutlar ve arka plan sabit kalmış fakat en üst katmanda vücutların detaylarındaki hareketleri görebiliriz. Saçlardaki dalgalanış, kıyafetlerin uçuşu ve efekt gösterimindeki hareketli patlamalar şeklinde birkaç frame oynatılarak oluşturulmuş animasyon. Ses tasarımında kullanılan ses efektleri de fantastik anlatımı zenginleştirerek renklerin de etkisiyle büyülü ve illüzyonist bir dönüt sağlıyor.
Saykodelik filmler, gerçekçi bir anlatımı olmasına rağmen sürrealizm bir etki bırakıyor insan zihninde. Fehérlófia da gerçek ve kurmacanın arasında kalmış diyebiliriz bu yönden. Bir halk hikayesini anlatsa da sürrealist bir bakış açısıyla yapılandırılmış animasyon izleyiciyi hayal gücüne bırakıyor. Sürrealizmin canlandırma sanatında etkisini de daha etkin buluyorum. Fehérlófia ’nın gerçeküstü anlatımı bilinçli yapılmamış gibi hissettiriyor bir yandan ama katmanlar arası geçişte renk tonlarının yakınlığı sebebiyle büyük bir kopukluk yaşanmasa da izlerken ara ara mekân ile karakterler birbirinden kopuk bir şekilde ilerliyor. Bunun sebebini çizimin alan derinliğine ve karakter çiziminde kullanılan hareketli nüansların oluşuna bağlıyorum.
Konusu; bir attan doğan Treeshaker adlı savaşçının evrenin kontrolünü tanrılardan uzaklaştıran üç ejderhayı öldürmeye yemin etmesinin hikayesini konu alıyor. Fehérlófia arkaik bir efsaneyi yeni bir şekilde aktarıyor. Animasyonda köken hikayelerinde olan cinselliğin imgeleri de var. Treeshaker’ın annesinden 7 yıl boyunca süt içmesi ve bunu vulvaya benzeyen bir ağacın oyuğunda yapıyor olması bu imgeye örnek verilebilir.
Türk-Macar kültür yılı kapsamında gösterilen animasyon Macar animasyonunun ilk uzun metrajlı filmi olmasıyla da kült yapımlardan ve tüm zamanların en iyi 50 animasyonu içerisinde yer alarak 1984 Animasyon Olimpiyatları’nda da en iyi altı yapım arasına girdi. 43. İstanbul Film Festivali boyunca 2 gün Cinewam City’s 3 ve Sinematek’de gösterime giren animasyonun büyüleyici illüzyonuna kendinizi bırakın derim.
Fehérlófia: Arkaik Efsaneye Görsel Bakış