Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Cha Cha Real Smooth: Ya da Ben Nasıl Büyük Adam Olucam?

Cha Cha Real Smooth: Ya da Ben Nasıl Büyük Adam Olucam?

Yazar: Nehir Özel

Cha Cha Real Smooth: Ya da Ben Nasıl Büyük Adam Olucam?

Cooper Raiff’in hem yazıp yönettiği hem de başrolünü Dakota Johnson ile paylaştığı Cha Cha Real Smooth, 2022 yılında gösterime girmiş olup Sundance Film Festivali’nde seyirci ödülü alarak oldukça ses getirmişti. Daha önce Shithouse filmi ile kaşımıza çıkan Raiff, ikinci uzun metraj filminde de benzer temalar üzerinden ilerliyor. Büyüme sancıları, hayal kırıklıkları, ailevi ve romantik ilişkiler ve duygusal değişimler üzerine kurulan film, aslında her insanın içinden geçtiği bu süreçlerin ne kadar yoğun olduğunu oldukça doğal bir şekilde ortaya koyuyor.

Film, üniversiteden yeni mezun olan Andrew’in (Cooper Raiff) iş bulma sürecinde yaşadığı zorlanmalar ve sevgilisinin taşınmasıyla beraber gelen kaygıları ile başlıyor. İş bulabilmek için ailesinin evine döndüğünde ve mutsuz olduğu geçici bir işe girdiğinde ise bu kaygının daha da derinleştiğini görüyoruz. Sahip olduğu işe ve içinde bulunduğu duruma yönelik eleştirilerle iyice tükenen karakteri bu durumdan çıkartan etmen ise kardeşini götürdüğü bir bar mitzvah oluyor. Oldukça sıkıcı olan partiye hayat getirebilmesi ile birlikte işe alınan karakter, ek iş olarak şehirde bar mitzvah’larda animatör olarak çalışmaya başlıyor. Bu partilerden birinde tanıştığı Domino (Dakota Johnson) ve kızı Lola (Vanessa Burghardt) ile kurduğu bağ, Andrew’i bunaldığı ev ve iş ortamından çıkartıyor. Domino’nun kızı olan Lola, otizmli ve diğer insanlarla iletişimde problem yaşayan bir çocuk olarak tasvir ediliyor. Dolayısıyla Lola ve Andrew’in kurduğu bağ Domino’nun ilgisini çekiyor ve Lola’ya bakıcılık yapması için anlaşıyor. Film boyunca bu karakterler arasındaki dinamikleri ve Andrew’in bu ilişkilerden yola çıkarak büyümesini izliyoruz.

-Yazı buradan itibaren spoiler içermektedir-

Film kendisinden büyük bir kızdan hoşlanan ve ona açılan bir çocuk ile başlıyor. Bu sahne aslında filmin devamı için bir hatırlatıcı niteliğinde ve bize Dakota ve Andrew arasındaki ilişkinin dinamiğine dair ipucu veriyor: Andrew’in beslediği duygular aslında çocuksu ve saf. Eski eşi tarafından terk edilmiş, çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan ve nişanlı bir kadın olan Dakota ile hayata ilk adımlarını atan ve her şeyin başında olan Andrew’in ilişkisi aslında hiyerarşik açıdan oldukça dengesiz bir ilişki. Nitekim film boyunca Domino’nun da bu durumu tekrar tekrar dile getirdiğini görüyoruz: “Sen bana aşık değilsin, daha kim olduğunu bile bilmiyorsun”. Bu noktada film hem Andrew’in yaşadığı hayal kırıklığını hem de Dakota’nın durduğu noktayı oldukça güzel işliyor. Olayları Andrew’in gözünden görüyor olmamız durumla daha fazla bağ kurabilmemizi sağlıyor. Filmin akışı içerisinde her şey çok doğal ve tam olması gerektiği gibi. Yeri geldiğinde bunu daha dramatik sahnelerle yeri geldiğinde mizahla öne çıkaran yönetmen büyümenin aynı anda hem hayal kırıklığı hem de yeni başlangıçlara gebe olduğunu hatırlatıyor. Bununla beraber filmin otizm, bekar annelik, bipolar bozukluk ve depresyon gibi oldukça hassas noktaları bu kadar yalın ve temiz ele alışı takdire şayan.

Filmin başından sonuna dek Andrew’in hayatının merkezine farklı insanları koyuşuna tanık oluyoruz. Filmin başında eski sevgilisi hayatının merkezindeyken ve onun yanına Barcelona’ya taşınmayı düşlerken ilerleyen noktalarda Domino ve Lola’yı merkeze alışını izliyoruz. Kendi hayatına dair inisiyatif almaktan kaçınmak adına başkalarını önceleyen bir karakter portresi çiziliyor. Aslında film bir noktada büyümeyi hayatını kendi etrafında şekillendirebilmek olarak tanımlıyor. Nitekim hikayenin sonunda Andrew’in bunu öğrenmeye başladığını görüyoruz. Dakota ve Lola ile olan ilişkisinden aldıkları ve buradan edindiği güçle hayatında daha aktif bir kişiliğe büründüğünü, kendisine çok daha uygun bir işe girdiğini, kendi evine çıkma kararı aldığını ve ailesiyle arasındaki ilişkileri yoluna sokuşunu izliyoruz. Bu noktada gelecekte Andrew için oldukça olumlu bir tablo çiziyor.

Hem izlemesi oldukça keyifli olan hem de geleceğe dair ufak da olsa umutla baktırtan bu film, benzer sancılar yaşadığınız bir dönemde size iyi gelebilir.

Not: Film bittikten sonra bir süre evin içinde “Slideee to the left! Slideee to the right!” diye dans ederek gezebilirsiniz, normaldir.

Cha Cha Real Smooth: Ya da Ben Nasıl Büyük Adam Olucam?

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...