Aaahh Belinda: İmkanı Yeni Fikri Eski
Aaahh Belinda; başrollerini Neslihan Atagül, Necip Memili ve Serkan Çayoğlu’nun paylaştığı, 1986 yapımı Atıf Yılmaz imzalı aynı adlı filmden uyarlanan, yeni yerli Netflix filmi.
Uyarlandığı eserin omurgasını koruyarak yazılmış ve bence çok daha iyi hale getirilmiş senaryoyu yakın dönemin başarılı yazarı Hakan Bonomo kaleme alırken yönetmen koltuğunda ise Deniz Yorulmazer oturuyor.
Film genç oyuncu Dilara’nın sosyal yaşamından, hayata bakışından ve yükselen kariyerinden ipuçları vererek başlıyor. Dilara ilk reklam filmini çekmeye hazırlanırken reklam filmleri için alışılmadık bir senaryo ile karşılaşıyor. Her ne kadar istemeyerek de olsa kabul ettiği role çekimler sırasında yönetmeninin de telkinleriyle öyle bir giriyor ki gerçeklik algısı bir anda yok oluyor.
Kendini canlandırdığı Handan karakterinin dünyasında bulan Dilara’nın durumu kabullenmesi zaman alıyor. Dilara olduğunu ispatlamak için yapmadığı kalmıyor ama nafile. Akıl hastanesine dahi düşen ve kendi aklından şüphe eden Dilara durumu kabullenmiş gibi görünmeyi tercih ederek Handan olarak görünüp Dilara’nın hayatını yaşamak için çabalıyor.
Sıfırdan bir oyunculuk kariyeri inşa etmeye çabalarken bir yandan kocası ve çocuklarıyla uğraşıp diğer yandan oyunculuk seçmelerine giriyor, provalara gidiyor. Tüm bu tempoya ayak uydurmanın imkansız olduğunu fark ettiğinde ise işler çoktan çığırından çıkmış oluyor.
Film, eski versiyonunu ya da yeni versiyonun en azından fragmanını izleyenlerin de kolayca anlayacağı gibi empati teması üzerinde kuruluyor. Dilara okuduğunda yüzünü buruşturduğu Handan’ın hayatına balıklama dalınca neye uğradığını şaşırıyor. Filmin yolculuğu sırasında kendi hayatının neredeyse taban tabana zıt bir halini yaşamak mecburiyetinde kalınca hayata Handan’ın gözünden bakmayı öğreniyor.
Neslihan Atagül’ün filmin orijinal versiyonundaki Müjde Ar’ın performansının çok çok üzerine çıktığını rahatlıkla söylebilirim. Filmdeki diğer oyunculuklar da sırıtmıyor, kurulan dünya ve karakterler sizi kendisine inandırmayı başarıyor. Özellikle Necip Memili, Necati’ye öyle bir hayat vermiş ki izlerken “bu adamı sevmeli miyiz yoksa sevmemeli miyiz ?” diye sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. Bunda şüphesiz Hakan Bonomo’nun da payı büyük. 1986 yılında çekilmiş ve döneminde topladığı ödüllerle adından söz ettirmiş bir filmin uyarlamasını böyle koruyarak hatta üzerine katarak yazmak da takdire şayan.
Yeniden yapılan işleri tartışırken genelde “bu yeniden yapılmaya değer bir hikaye miydi ?” sorusu sorulur. Ah Belinda’yı düşünerek bu soruya gönül rahatlığıyla evet diyebiliriz zira yapıldığı dönemin şartları düşünüldüğünde böyle fantastik bir hikayenin akla gelmiş olması dahi onu çok özel kılıyor. Aynı zamanda eski versiyonunu izlediğinizde ise teknolojinin geldiği nokta düşünüldüğünde Netflix’te seyrettiğimiz filmin göze çok daha hitap ettiği aşikar. Sektörel olarak bakıldığında ise bu uyarlama, dizi sürelerinin ve diğer başka şeylerin arkasına sığınan senaristlerin hikaye kıtlığı çektiğinin bir ifşasıdır.
İki filme de sosyolojik açıdan bakacak olursak 1986 senesinden beri kadınlardan beklenilen şeylerin değişmemiş olması gerçeği yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Aradan neredeyse yarım asır geçmiş fakat halâ kadınlardan yemek yapması, çocuk bakması, diğer ev işleriyle ilgilenmesi beklenirken eskisinden farklı olarak tüm bunların yanında kariyer yapmasına da müsamaha gösteriliyor. Bu açıdan bakıldığında film toplumsal olarak 37 yılda 37 adım gidememişiz hissiyatı veriyor. Bu bakıştan ve hatta filmin genelinden çok Neslihan Atagül ve Serkan Çayoğlu’nun toplamda yaklaşık 30 saniye süren sevişme sahnelerinin konuşulacak olması ise yaşattığı hissiyatın ispatı niteliğinde.
Aaahh Belinda’nın fragmanını ilk izlediğimde bir uyarlama olduğundan habersiz sevinmiş, işte dijital platformlarda böyle yenilikçi şeylerin olması, fantastik hikayelerin gerçekle harmanlandığı işlerin yapılması gerek diye düşünmüştüm. Uyarlama olduğunu öğrendiğimde 1986 yılında denenmeye cesaret edilen şeylerin 2023 yılında neden yapılmadığı sorusunun cevabını bulamadım. Bunun sorumluları kolaya kaçan garantici yapımcılar mı yoksa eski yazarlara kıyasla hayal gücü sınırlı olan senaristler mi, cevabı size bırakıyorum. Sık rastlayamadığımız iyi oyunculuk performansları ve keyifli bir hikaye izlemek için filmi tavsiye ediyorum, tüm ekibin eline emeğine sağlık..
Ah Belinda: İmkanı Yeni Fikri Eski