Yolun Açık Olsun: Keklik İdim Vurdular
Yolun Açık Olsun; Hakan Evrensel’in aynı adlı kitabından uyarlanan, yönetmen koltuğunda başarılı yönetmen Mehmet Ada Öztekin’in oturduğu, başrollerini Engin Akyürek ve Tolga Sarıtaş’ın paylaştığı salt gerçekçi Netflix filmi. Bir yol hikayesi olan film, yüzbaşı Salih’in (Engin Akyürek) Asteğmen Kerim (Tolga Sarıtaş) ile birlikte Kerim’in sevdiği kızın düğününe mani olmak üzere yola çıkmasıyla başlıyor.
Salih bir yandan mayına basarak ayağını kaybetmiş olmanın travmasını yaşarken diğer yandan Kerim’in sevdiği kızın başkasıyla evlendiriliyor olmasının derdiyle Kerim’i de alarak yola çıkıyor. İkilinin yolda rastladıkları insanların, objelerin onlara geçmişi hatırlatmasıyla birlikte anılarına tanıklık ediyor ve karakterleri yakından tanıyoruz. Bacağını kaybeden Salih’in karısıyla yaşadığı sorunları, Kerim’in sevdiği kızla evlenmek için girdiği komik halleri, beraber yaşadıkları askerlik anılarını kısa sekanslar halinde görüyoruz. Salih’in uzun ve maceralı bir yolcuk sonrasında düğüne yetişmesiyle de gerçekle yüzleşiyoruz.
Kerim’in aslında Salih’in gördüğü bir sanrı olduğu, Salih’in bacağını kaybetmeden hemen önce Kerim’in kazara şehit olmasına neden olduğu düğün kısmında açığa çıkıyor. Düğünün ise Kerim’in cenazesi olduğu güne denk gelmesi Salih’i daha da yıkıyor. İyice kontrolü kaybeden Salih tam kızı düğünden kaçırıp ona zarar vereceğini düşündüğümüz esnada kendini Kerim’in cenazesine yürüyen insanların arasında buluyor. Tabutun başına gelip intihar edeceği esnada ise ona karısı engel oluyor ve film bu şekilde kendi içinde mutlu diye adlandırabileceğimiz bir final yapıyor.
Her şeyden önce bu filmi sinematik olarak eleştirebiliriz. Netflix’in çektiği bir diğer yerli film (Kağıttan Hayatlar) gibi sanrı teması üzerine kurulup bunu izleyiciye çok erken çaktırdığından bahsedip yerebiliriz. Veya bacağını kaybeden Salih’in tek ayak üzerinde duran pelikanları görüp kendine benzettiği, futbol maçı izleyip iki ayağını da çok iyi kullanan Neymar’ı gördüğü detayları ortaya çıkarak övebiliriz. Keklik metaforundan bahsedebiliriz. Ya da Tolga Sarıtaş’ın performansını alkışlayıp Engin Akyürek’in hep öfkeli bir adamı canlandırmasını sorgulayabiliriz. Ama tüm bu saydıklarımdan çok daha önemli olarak, işlediği konuya baktığımızda ben en azından bir seyirci olarak böyle bir konuyu film yapmanın ne kadar kıymetli olduğundan bahsetmenin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Haberlerde izlediğimiz, dinlediğimiz isimlerini duyduğumuz, bizim belki sadece kısa bir an üzülüp unuttuğumuz şehit ve gazilerimizin hayatlarının özeline indiği için bu filmde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Şehitlerin, gazilerin sadece birer rakamdan, adı küçük bir parka verilen isimden ibaret olmadığını, hepsinin bir hayatı, kurduğu hayalleri olduğunu bize gösteren bu filmin global çapta yayın yapan bir platformda olması çok değerli. İçerisinde gazilere verilen değerin sadece bedava ulaşım kartıyla gösterildiği mesajının bir filmde veriliyor olması çok değerli. Altı üstü bir film bu romantik düşünüyorsun demeyin, filmler toplumları uyandırma konusunda her zaman etkili olmuştur. Bir film yaparsınız, hayatlara dokunursunuz. Bir film izlersiniz hayatınız değişir. Bize bu öyküyü anlatanlara, bu filmi izletenlere selam olsun..
Yolun Açık Olsun: Keklik İdim Vurdular