Yaparsın Şekerim!: Sihirli Bir Cümle
Yaparsın Şekerim! tiyatro duayeni ve başarısıyla birçok insana ilham olan Haldun Dormen’in hayatını anlatan bir belgesel. Yönetmenliğini daha önce Metin Akpınar’ın hayatının anlatıldığı “İyi Ki Yapmışım” isimli belgeseli de yöneten Selçuk Metin yapıyor. 94 yıllık bir yaşamı doğru yerlere dokunarak ele almak oldukça zor ve seçici olmayı gerektiren bir iş olsa gerek. Buna rağmen bence “Yaparsın Şekerim” bu işin altından güzel kalkmış. Gerekli yerleri göz önünde tutarak oldukça samimi bir dille yaratılan belgesel, bizlere 2 saat 9 dakikalık güzel bir seyir keyfi sunuyor. Bazı noktalarda tekrara düşse de Dormen’in hayatındaki isimler oldukça kalabalık ve önemli kişiler olduğundan aynı cümleleri aynı hayranlıkla birçok insandan duymaktan sıkılmıyorsunuz. Öyle ki Haldun Dormen, 94 yıllık yaşamında “Yaparsın Şekerim” cümlesiyle Türk tiyatrosuna yüzlerce önemli sanatçı kazandırmış ve Türk tiyatrosuna devrim niteliğinde yenilikler getirmiş. Dormen’in sihirli cümlesiyle hayatına dokunduğu Ayça Bingöl, Demet Evgar, Selçuk Yöntem gibi birçok önemli ismin bir araya geldiği belgeselde hem tiyatronun geçirmiş olduğu evrimleri hem de nostalji yüklü ve zaman zaman göz dolduran anıları dinlerken hiç sıkılmıyorsunuz.
Belgesel; Henüz 20 yaşında çocukluğundan beri hayranlık duyduğu tutkusu tiyatro için Amerika’ya eğitime gitmek isteyen Dormen’in babasına yazdığı kararlılık yüklü mektup ile açılıyor. “Sevdiğim bir meslek için kimsede bulunamayacak kadar çok enerjim var.” diyen Haldun Dormen, yaşamının her anını adeta bu cümleyi tasdikler nitelikte yaşamış. Babasından gelen “Ne olursan ol, en iyisi ol” cevabı ile Amerika’ya eğitime giden Dormen’in sanat yaşamı başlamış. Şekillenmeye başlayan bu yaşam, yalnızca onu değil gölgesi altında yetişecek birçok sanatçıyı da etkilemiş. Eğitimden sonra Türkiye’ye dönüp önce Cep Tiyatrosu’nu daha sonra da Dormen Tiyatrosu’nu kurmuş. Büyük usta Haldun Dormen’in hayatındaki bu dönüm noktaları aslında Türk tiyatrosu için de dönüm noktaları olmuş. Kendi çalışma disiplini ile yalnızca kendisi olarak tiyatroda yeni bir dönem açmış. Durağan bir tiyatroya dinamik bir yapı getirirken belgeselde bahsedildiği gibi “iskemle kırdıran bir tiyatro” yaratmış.
Anlatılan anıların oldukça duygu yüklü ve gerçekçi olmasının yanında Demet Evgar’ın başarılı seslendirmesi de belgeseli cila gibi parlatmış. Zaten pek yakından tanıdığımız Haldun Dormen’in yaşamını seyrederken ona tekrar tekrar saygı duyup hayran kalmamak elde değil. Duygu yüklü olduğu kadar dinamik de bir belgesel olan “Yaparsın Şekerim!” hareketli yapısıyla seyirciyi interaktif hissettiriyor. Zaman zaman anlatılan anılara gülerken zaman zaman da duygulanabiliyorsunuz. Dormen Tiyatrosu’ndan her zaman “bizim tiyatromuz” olarak bahsediyor. Haldun Dormen, belgeseli izlerken de sürekli içinde olmak istenilecek bir hayatın sahibi gibi. Lüksünden ve ışıltısından dolayı değil, basit bir sanat eğitiminden çok aile gibi bir sanat okulu kurabilmeyi başardığı için istenilecek bir hayat. İstediği şey uğruna istikrarla gidebilmeyi başardığı için ve insan olmanın değerlerini hala koruyabildiği için istenilecek bir hayat. Bence belgesel, Dormen’in yaşamı boyunca oluşturduğu sıcak ortamı ve aile hissini başarıyla yansıtmış. Birçok açıdan örnek alınması gereken bir yaşamı olduğunu düşündüğüm Haldun Dormen’in belgeseli iyi ki çekilmiş. Bu belgesel yoluyla Dormen’in fiziksel olarak motive ettiği insanlara yüzlercesi daha eklenmiş olacak bence. Gerçek bir motivasyon belgeseli olmuş. Yıllardır birçok insana el uzatan Dormen, bu belgesel yoluyla sanki bizlere de elini uzatıyor gibi hissettirdi bana. Binlerce oyun, oyunculuk, eğitim içeren bu hayat, Göksel Kortay’ın da belgesel de söylediği gibi “Dallarından, yapraklarından, gölgesinden yararlanılan bir büyük çınar.”
Yaparsın Şekerim!: Sihirli Bir Cümle
