Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Silver Skates: Buzlar Üzerindeki Macera

Silver Skates: Buzlar Üzerindeki Macera

Yazar: Ecemnur Özgür

Silver Skates: Buzlar Üzerindeki Macera

Silver Skates, neredeyse hepimizin çocukluğunda okuduğu “Gümüş Patenler” kitabının Netflix tarafından izleyiciye sunulan ve benim özellikle bu türde çekilen filmler arasında özen konusunda oldukça başarılı bulduğum bir yapım oldu. Bu başarısı, Golden Eagle Awards ve Producer Awards tarafından en iyi film ödüllerini kazanmasını sağladı. Filmin Rusya’da gösterime girdiği dönem pandemi sürecine denk gelmesine rağmen geniş bir izleyici kitlesi tarafından beğeniyle izlendi. Bunun, çekimlerin oldukça başarılı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Öyle güzel bir görsel şölen hazırlanmış ki, filmi izlerken bazen sadece detayları görmek için durdurduğum doğrudur. Eğer farklı ülkeleri gezmeye meraklıysanız, filmde gösterilen St. Petersburg sokaklarının güzelliği Rusya’ya olan ilginizi artıracak ve bu filmi izledikten sonra Rus filmlerine izlenecekler listenizde daha çok yer vereceğinize eminim.

Şahsen, bundan sonraki yapımları da heyecanla takip edeceğim. Bunda, İngilizce kadar aşina olmadığımız ancak kulağa oldukça hoş gelen dillerinin yanı sıra, özellikle bu yapımda yaptıkları işe duydukları ciddiyeti görmek beni gerçekten memnun etti. Yönetmen Michael Lockshin’in ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi olmasına rağmen, bize acemilikten uzak, üzerinde titizlikle çalışılmış bir film sunuyor.

Olaylar, kitapta olduğu gibi St. Petersburg’da, 1899 yılının Noel’inde geçiyor. Onlar St. Petersburg’un donmuş kanallarında kayarken, biz de elimizde sıcak kahvelerimizle battaniyelerimizin altında heyecanla ve merakla bu filmi izliyoruz.

Film, Matvey’nin çalıştığı pastaneden kovulmasının ardından karşılaştığı bir grupla hırsızlık yapmaya nasıl başladığını gösteriyor. Sebeplerini anlıyoruz ama onun kendi içinde çeliştiğini, aslında diğerlerinden farklı olarak yaptığı şeyden utandığını da görüyoruz. Babasının ona öğrettiği doğrulara aykırı bir şey yaptığını biliyor, ancak inandığı doğruların onu yarı yolda bırakmasına kızgın bir genç adam gibi davranıyor ve hayatının aşkıyla karşılaşmasına sebep olacak o yola giriyor.

Biraz da olaylara diğer başkarakterimiz Alisa’nın gözünden bakalım. Alisa, çağına göre çok ileride bir düşünce yapısına sahip adeta bir Kova burcu kadını. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan, kimya bilimine ilgi duyan, yükseköğrenim görmek isteyen, ancak soylu bir aileden geldiği için böyle bir eğitimin ona uygun görülmediği bir ailenin kızı.

Bir yandan babası ve üvey annesi ona uygun bir damat adayı ararken, Alisa da bir eğitime kabul edilmek için ailesinden gizli çabalar sarf ediyor. Tam bu sırada karşısına Matvey çıkıyor. Genç adama yaptığı bir iyilik karşısında, ondan da eğitime kabul edilmesi için eş onayı gerektiğini ve orada onun eşi gibi davranmasını istiyor. Ancak yaptıkları ufak oyun fark edilince, Alisa için işler daha da zorlaşıyor. Bir yandan Matvey’nin girdiği yeni yol, diğer yandan Alisa’nın mecbur bırakıldığı hayat, iki genci de bir çıkmaza sokmuş gibi görünse de, günün sonunda ikisi de kalplerinin sesini dinliyor. Bu yol her ne kadar zorlu olsa da, gerçek mutluluğun kendi doğrularının peşinden gitmek olduğunu anlıyorlar.

 

Matvey, Alisa’yı anlayan belki de tek kişi. Alisa da onun doğru kişi olduğunu fark ediyor ve Matvey’i yaptığı hırsızlıklardan dolayı yargılamıyor. Hatta kendi takılarını bile ona veriyor çünkü o, çevresindekiler gibi soyluluğa, statüye veya paraya değer vermiyor. Tek isteği sevdiği adamla Paris’e gidip oradaki üniversitede eğitim almak. Peki, Alisa Matvey ile bir gelecek kurabilecek mi? Her şeyi geride bırakıp Alisa eğitimi, Matvey de Alisa için Paris’e gidebilecek mi? Aşkları nasıl sınavlardan geçecek?

Siz de bu çiftin hikâyesini merak ediyorsanız, şimdiden iyi seyirler…

Gelelim filmle ilgili diğer değerlendirmelerime: Fedor Fedetov (Matvey), 3 yaşından beri paten kaymasına rağmen çekimlerden önce yine de bir eğitim almış ki filmde yaptığı minik ayak şovlarıyla bu belli oluyordu. Sadece o değil, filmdeki diğer tüm patenciler de oldukça profesyoneldi, özellikle de Matvey’nin hırsızlık çetesi arkadaşları. Bu kadar emek verilmesi, işe duyulan özeni açıkça gösteriyor.

Sofya Priss (Alisa) ve Fedor Fedetov’un (Matvey) oldukça sade bir oyunculuk sergilediklerini söyleyebilirim. Çok hayran kalmasam da rahatsız edici bir unsur olmadı. Hatta, bu iki karakterin saf ve temiz bir yerden bize aktarılması için belki de özellikle böyle bir oyunculuk tercih edilmiştir diye düşünüyorum.

Başrollerin yanı sıra, Matvey’nin çete arkadaşlarından Yuriy Borisov’un canlandırdığı Alexy karakterine de ayrıca değinmek istiyorum. O bakışları, mimikleri, duruşu ve profesyonellere taş çıkarırcasına paten kayışı… Başrollerden daha çok etkilendiğim bir oyunculuk performansı oldu kesinlikle. Oynadığı diğer yapımlara da mutlaka bakacağım.

Şuna da değinmeden geçemeyeceğim; yapıların iç işlemelerinden, sokakların ışıklandırılmasına; kanaldaki satıcıların tezgâhlarından, zenginlerin sofralarına kadar o kadar güzel detaylandırılmış bir dünyanın içine alıyor ki, o evrenin içinde biz de olmak istiyoruz. Ayrıca, filmin Noel’de geçmesi, St. Petersburg’un caddelerini süsleyen karla birlikte bizlere eşsiz bir görsel şölen sunuyor.

Son olarak, çocukluğunda paten kaymayı çok seven biri olarak söyleyebilirim ki eğer sizin de böyle bir tutkunuz varsa ya da paten kaymak içinizde ukde kaldıysa, bu filmi izlerken içinizin gıdıklanacağına eminim.

Silver Skates: Buzlar Üzerindeki Macera

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...