Mezarlık: Adalet Arayanların Son Durağı
Netflix’te son günlerde Birce Akalay fırtınası esiyor. Kuş Uçuşu dizisi ile dikkatleri üzerine çeken Birce Akalay’ın başrolünde olduğu bir dizi daha var: Mezarlık. Abdullah Oğuz’un hem yapımcılığını hem de yönetmenliği yaptığı dizi 4 bölümden oluşuyor, her bölüm 1 saat 45 dakika civarında. Birce Akalay’ın haricinde Olgun Toker, Şehsuvar Aktaş ve Hakan Meriçliler gibi ünlü isimlerde dizi de kritik rollerde beğenileri topluyor.
Dizi, kadın cinayetlerine bakışı ve ataerkil toplum eleştirisi ile benim beğenimi kazandı. Çünkü aynı konuya değinen benzer yapımların haricinde hem anlatım hem de sunumda dizinin hiç freni yok. Hem toplumu hem cinayetleri hem de kurumların bu duruma tepkilerini acımasızca eleştiriyor bununla beraber de bütün kadınlardan içten bir özür diliyor.
Yapım, Birce Akalay’ın hayat verdiği Başkomiser Önem Özülkü’nün başına getirildiği ve sadece kadın cinayetleri ile ilgilenecek Özel Suçlar Birimi’nin reklam çalışması ile başlıyor. Havalı bir ismi olsa da Önem’e verilen imkanlar neredeyse hiç. Ofis olarak Emniyet’in arşivi kullanan ekibin bulunduğu yer o kadar dipteki bulunddukları yere “Mezarlık” adını veriyorlar. Ekibi oluşturan isimler de ilk bakışta Emniyet’in uyumsuzlarından oluşan bir intihar timi olarak gözüküyor. İdealist ve kural tanımayan başkomiser Önem Özülkü, Asayiş’ten atılan Serdar, emekliliğine gün sayan Hasan, ekibin polis tarafını oluştururken, eski suçlu hacker Sofia ve hiperaktif olay yeri inceleme Berk ile uyumsuzlar ekibi tamamlanıyor.
Dizinin olay örgüsü işlenen bir kadın cinayeti ve bunun üzerine ekibin bu cinayeti çözmesi ile başlıyor. Tam olarak burada da dizi kalitesini konuşturmaya başlıyor. Hikayenin kalitesini size şöyle açıklayayım tek bir bölümde cinayeti işleyecek potansiyeli olan 4 şüpheli ve bunu destekleyecek mini hikayeleri anlatılıyor. Olaylar iç içe geçmiş durumda ve hangi şüphelinin katil olduğunu kesinlikle anlamıyorsunuz. Her yeni şüpheli ortaya çıktığında “Tamam ya kesin bu suçlu” demenize ve buna inanmanıza rağmen dizi sizi ters köşeye yatırıyor ve siz de “Hadi canım, ohaa” gibi tepkiler veriyorsunuz. Bu tepkiyi kesinlikle vereceksiniz.
Bunun yanında dizi içinde erkeklerin bazen bilerek bazen bilmeyerek farkında olmadan kullandığı cinsiyetçi kelimeleri ya da yaptıkları hareketleri Önem Başkomiser insafsızca yüzünüze vura vura düzeltiyor. Bu sizin hoşunuza gidecek ve “Olması gereken bu” diyeceksiniz. Yine dikkat çekilen noktalardan biri şiddet gören kadınların verdiği uluslararası el işareti nasıl yapılır ve etkisi nedir çok net bir sahnede gösteriliyor dizi bu sayede aslında farkındalık da oluşturuyor.
Dizinin ilerleyişi çok gerçekçi bu kadar uyumsuz ismin bir araya gelmesi ile oluşan bir takımın hemen iyi anlaşması tabi ki mümkün değil. Birbirlerine güvenme ve inanmaları da bize adım adım gösteriliyor. Bununla birlikte her ana karakterin derinliği var amaçlarını ve motivasyonlarını çok net görüyoruz ve kendimize yakın hissediyoruz. Hem kendi aralarında hem de içlerindeki ilişki ve karakter gelişimi gözümüze sokuluyor. Her karakterin kendine ait benzersiz huyları var içeriği zenginleştiren bir başka unsur da bu. Katillerin de cinayet işlerken sahip oldukları motivasyon ve sebepleri bize anlatılıyor bu sayede hikayenin içine çekiliyorsunuz. Her olumlu ya da olumsuz hareketin bir sebebi var hiç bir olay havada kalmıyor.
Oyunculuklar da sade etkili büyük büyük laflar büyük büyük hareketler görmüyoruz dizi polisiyeden çok gerilim hissi veriyor. Beni etkileyen ve dikkat çekilen kadına şiddeti çok iyi yansıtan şeylerden biri şiddete maruz kalanların jest, mimik ve sözleri şiddet gören bir kadın öyle korku ve çekince dolu hareketler sergiliyor buna bağlı olarak şiddeti gösterenlerin ve onları yakalayanların tepkileri çok vurucu ve keskin bir şekilde bize gösteriliyor. Siz sahnede sunulan duygu yoğunluğu ile doluyor bazen üzüntü bazen hırs bazen öfke ile doluyorsunuz.
4 bölümde de işlenen hikaye kadına şiddet ve kadın cinayetleri ve siz her bölümde şehrin ve toplumun farklı kesimlerinden olaylara şahit oluyorsunuz bu da bize şiddetin eğitim, maddi durum ya da statüye bağlı olmaksızın her yerde olduğunu bize gösteriyor. Ana karakterimiz günlük hayatında bile bütün güçlü görüntüsüne rağmen kimi yerde önyargı ve sözle şiddete maruz kalıyor ve bizde her kesimden kadının yaşadıklarını ilk elden gösteriyor.
Biraz bölümleri inceleyecek olursak eğer sinematik kamera modu ile çekilen bölümlerde sahne tasarımları çok etkileyici, anlatılan hikayeyi daha kaliteli gösteriyor. Polisiye olarak da abartıya kaçmayan bir hikaye işleyişi var bu kadar cinayet ve şiddetin olduğu bir yapımda 2. bölümün yarısına kadar hiç silah ateşlenmedi. Suçlular zeka ve bulmaca çözülerek yakalandı. Bu da bize kriminal ilerleyişin kalitesini gösteriyor. Her ipucu, her isim, her soru bizi bir yere götürüyor ve bu yapımı sürükleyici hale getiriyor. Otopsi sahneleri ve makyajlar gerçekten çok çok kaliteli biri su da boğulduysa ya da yandıysa size öyle bir gösteriliyor ki kaliteyi anlıyorsunuz.
Dizi yavaş bir tempoda hikâyeyi ince ince işleyip bize sunuyor hiçbir abartı yok. Fakat bir sahneden bahsetmek istiyorum: Tamamen anlatamam size spoiler veremem fakat Hollywood tarzı etkileyici bir sahne teknoloji, biyoloji ve fizik öyle kullanılıyor ki bu sahneden dolayı bile diziye yükselebiliyorsunuz.
Dizide müzik neredeyse hiç yok. Anı, sahneyi ve durumu açıklayacak şekilde hazırlanmış gerilim tonları vuruluyor bu dizinin karanlık sunumu ile birleşince gerilim seviyesi ister istemez yükseliyor. Çekim tarzı ise bize her karakterin olumlu ya da olumsuz hareketlerini daha iyi yansıtmak adına yakın ve ayrıntılı mimiklere ve jestlere dikkat ediliyor.
Son olarak dizi çok kaliteli sunulan bir polisiye gerilim olmasının yanında bize vermek istediği mesaj ve toplumun kanayan yarası olan kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini öyle bir dürüstlük ile gösteriyor ki sizi dumura uğratıyor. Frensiz, acımasızca gözlerimizin önüne serilen bu hikaye bize bir yandan da toplumun ataerkilliğini, önyargılarını, sonuçlarını ve etkilerini içimize işliyor. Eğer diziyi izlerseniz polisiye kaliteden çok bu konulara dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Mezarlık: Adalet Arayanların Son Durağı