180 Derece Kuralı: Aldığın Bütün Kararları Sorgula (İKSV Özel)
İKSV Film Festivali hız kesmeden devam ediyor. Çiçek İstemez bölümü kapsamında 18 Nisan’da gösterime giren 180 Derece Kuralı bizi evimizden alıp İranlı bir ailenin dramına konuk ediyor. Aslında İran sineması küçümsenemeyecek başarılara sahip yönetmenler ve onların yapımlarıyla dolu olsa da genelde pek tercih edilmiyor. Zamanla bu durumun aşılacağını düşünüyorum. Mesela İranlı yönetmen-senarist Asghar Farhadi, iki adet Oscar ödülü kazanmış ve 2012 yılında Time dergisi tarafından dünyadaki en etkili 100 isim arasında gösterilmiş önemli bir temsilcidir. Bugün inceleyeceğimiz filmde ise başarılı bir kadın yönetmen olan Farnoosh Samadi’yi görüyoruz. 2013 yılından beri yazar, 2016’dan beri de yönetmen olarak sinema sektöründe çalışmalar yapan Samadi, ilk uzun metraj filmi olan 180 Derece Kuralı’nda hem yazar hem yönetmendir.
Coğrafyanın bir getirisi midir yoksa etnografik bir durum mudur cevaplayamasam da, Batı’dan Doğu’ya doğru geldikçe özellikle Orta Doğu’da çekilen başarılı filmlerin türü genelde dram oluyor. İran’da da keza sıradan insanların hayatındaki dramlara odaklanıyorlar ve karakterin iç dünyasında yaşadığı sıkışmışlık hissini seyirciye ulaştırmayı hedefliyorlar. Bu filmde şaşırtmıyor ve sizi zor durumda kalan bir annenin iç dünyasıyla buluşturuyor. Öyle ki filmin ortalarına doğru sanki ben o durumda kalmışım da karar vermem gerekiyormuş gibi strese girmeye başladığımı söyleyebilirim.
Oyuncular arasında başrolde Sahar Dolatshahi (Sara) bulunuyor. İran’da oldukça popüler olan oyuncu hem sinemada hem televizyon dizilerinde bilinen bir yüz. Oynadığı karakterden mi kaynaklanıyor yoksa kendi karakteri de mi öyle bilmiyorum ancak çok kendisinden emin bir kadın, filmi tek başına idare etmiş desem yeridir. Azita Hajianv (Sara’nın annesi) rolüne çok yakışmış, Pejman Jamshidi (Hamed) ise yine öne çıkan karakterlerden biri olmuş diyebiliriz.
Film Sara’nın aldığı iki karar üzerinden işleniyor. Bazen birisine söylemeniz gereken bir şeyi o insanı rahatsız etmesin diye veya zor durumda kalmayayım diye söylemezsiniz, beyaz yalan dedikleri bu durumun aslında çokta beyaz olmadığını filmde cama çarpıp ölen kara karga ile hissetmeye başlıyoruz. Normalde gelmekte olanı görsel bir mesajla ileten sahneleri seviyorum ancak bu karga sahnesi bana biraz yapay geldi. Olmasa daha iyi olurdu.
Filmin açılışındaki kaynayan süt sahnesini çok beğendim sonradan anlıyorsunuz ki aslında bu sahne filmin bir özeti niteliğinde. Kardeşinin kuzeydeki düğününe gitmek isteyen Sara ve eşi Hamed’in çeşitli bahaneler ile bu gidişten kurtulma çabasını izliyoruz. Sara her seferinde tekrar şansını deniyor ve yeni bir bahaneyle reddediliyor. Araba kullanabildiğini öğrendiğimizde eminim çoğu kişi al kızını, bin arabaya, kaç git düğüne diye düşünmüştür. Hemen olmasa da bir süre sonra yapmasını istediğimiz şeyi yapıyor ve kuzeye doğru kızıyla beraber yolculuğa başlıyor. Hamed’den bir şey saklıyor olduğu için sürekli bir yerlerden problem çıkmasını bekledim. Arabayla kaza mı yapacaklar? Hamed düğün yerini mi basacak? Görüntülü mü arayacak? Küçük kız babasına nerede olduklarını mı söyleyecek? derken hiç beklenmedik bir felaket gerçekleşiyor. Çocuk üşüdüğü için çok hastalanır diye de düşünmüştüm ama böyle bir şey olacağını hiç düşünmemiştim. Fazla dramatik olmuş. Buna rağmen filmin devamında aşırı sahneler görmüyoruz aksine son derece sessiz ve sakin devam ediyor. Hatta işin içine Hamed’e olanları söylemek kısmı geldiğinde çocuğun başına gelenleri unutup tamamen Sara’nın aldığı kararlara odaklanıyoruz. Tam Sara bunları atlatacak her şey düzene girecek derken aldığı başka bir kararın sonucunun da felaket olduğunu öğreniyoruz. O andan sonra zaten ipler kopuyor. Ben kendisini hapse girerek cezalandırmak istiyor diye düşünmüştüm, cezalandırma kısmı doğruymuş ancak cezalandırma şekli çok daha manidardı.
Genel değerlendirme yapmam gerekirse ben bu kadar güçlü bir karakterin her ne kadar çok büyük bir felaketle karşı karşıya kalırsa kalsın böyle bir sona kendini zorunda bırakacağını tahmin etmezdim, istemezdim de. Hayatı tek bir şeye bağlayarak, sadece onun üzerinden kararlar almayı yanlış buluyorum. Biraz daha çok yönlü düşünseydi yaptığı hareketle kendi annesini de aynı durumda bıraktığını anlardı. O da mı aynı şeyi yapsın? Zincirleme zehirlenme tamlaması. Sonu çarpıcı olsun diye karaktere uymayan bir olayla kapanış yapmışlar. Ben Hamed’in suçlamalarına rağmen asil bir şekilde yasını tutup zamanla kendini toparlayan bir Sara görmek isterdim. Her şeye rağmen beni şaşırtan bir film oldu. Yönetmen Farnoosh Samadi yalanlar, sırlar ve bunların yol açtıkları şeklinde üçleme çekmeyi planlamış, bu film üçlemenin ilk filmi niteliğinde. Devam filmlerinde olayları başka aileler üzerinden mi izleyeceğiz merakla bekliyor olacağım.
180 Derece Kuralı: Aldığın Bütün Kararları Sorgula (İKSV Özel)
Eslem Saraçoğlu’nun Diğer Yazıları İçin Tıklayın.