Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri IF: Önemli Olan Büyümek Değil Büyürken Unuttuklarımızdır

IF: Önemli Olan Büyümek Değil Büyürken Unuttuklarımızdır

Yazar: Ömer Acıoğlu

IF: Önemli Olan Büyümek Değil Büyürken Unuttuklarımızdır

Çocukken, hepimizin mutlaka bir hayali arkadaşı olmuştur. Ki sadece bizim görebildiğimiz ve sırlarımızı anlattığımız bir hayali arkadaştan bahsediyorum. Peki yaş geçtikçe, geride bıraktığımız hayali arkadaşlara aslında hep ihtiyacımız varsa? İşte IF (Hayali Arkadaşlar) tam olarak bu soruya parmak basıyor.

John Krasinski, korku sinemasının çığır açan serilerinden A Quiet Place (Sessiz Bir Yer, 2018-21) filmlerinden sonra, IF filmiyle bambaşka bir hikayeyle ve bambaşka bir türde karşımızda. Bu film, çocukluk hayallerimize, umutlarımıza ve yaşama sevincimize dair bir aşk mektubu niteliğini taşıyor.

Film genç bir kız olan Bea’nın hikayesini anlatıyor. Küçük yaşta annesini kaybeden Bea artık 12 yaşındadır ve çocukluğunu ve daha da önemlisi hayal dünyasını bir kenara bırakır. Dahası babası (John Krasinski) da hastanede yatmakta ve ameliyata girmeye hazırlanır. Fakat Bea, büyükannesiyle yaşadığı evin yukarı katında çok tuhaf şeyler yaşandığını fark eder ve Bea, HARK adı verilen unutulan hayali arkadaşları görmesiyle kendisinin hayatı değişir.

Bu film bizleri hem Hayali Arkadaşlarımızın rengarenk, sevgi ve umut dolu bir dünyaya davet ediyor, hem de yaşama dair bir nebze de olsa umut aşılıyor. Bununla birlikte de unutulmuşluk, hayal, umut ve yaşam gibi kavramlarla senaryoya kısmen de olsa bir derinlik kazanıyor. Onun dışında bazı sahnelerle de Küçük Prens’e ve hatta Federico Fellini’nin 8½ (1963) filmine de saygı duyuyor.

Filmin görselliğinde ise apayrı ve gerçekten olağanüstü bir güzellik taşıyor. Filmin sinematografisinde, Schindler’s List (Schindler’in Listesi, Steven Spielberg, 1993), The Diving Bell and the Butterfly (Kelebek ve Dalgıç / Le scaphandre et le papillon, Julian Schnabel, 2007) ve AI: Artificial Intelligence (Yapay Zeka, Steven Spielberg, 2001) filmlerinin görüntü yönetmenliğini de yapmış olan Janusz Kaminski’nin imzası var ve Janusz Kaminski, bu filmde öylesine rengarenk, öylesine capcanlı ve öylesine masalsı çekmiş ki, gözlerinizi kolay kolay alamayacaksınız. Bu söylediklerimin aynısı sanat yönetmenliği için de geçerli. Bu filmin çok özel ve çok güzel bir unsuru var, o da filmin animasyon olan karakterleri. Animasyon karakterleri, filmin anlatımını kesinlikle etkileyen bir unsur olarak görülebilir. Animasyon çizimleri çok özel, abartısız ve fazlasıyla rengarenk çizilmiş. İnanın bana yarı animasyon olarak seyretmeseydik, çok zor beğenebilirdik ya da hiç beğenemezdik.

Bu film, bir aile filmi açısından izlemesi gayet keyifli. Bu filmdeki rengarenk, capcanlı dünyasıyla kendinizi bambaşka bir dünyadaymış gibi hissedecek ve filmden çıktıktan sonra “keşke bitmeseymiş” diyeceksiniz.

Onun dışında filmin oyunculuklarından (ve seslendirmelerinden) bahsetmeden geçmek olmaz. Filmin başrolünü oynayan Cailey Fleming, olgunluğuyla gerçekten herkesten rol çalıyor. Dolayısıyla da önümüzdeki yıllarda adını sıkça duyma ihtimali çok yüksek. Onun dışında Cal rolünü canlandıran Ryan Reynolds, soğuk olduğu kadar eğlenceli bir kişiliğe de sahip olan karakteri neredeyse mükemmel oynamış. Filmin yönetmeni olan John Krasinski ise çocuk ruhlu bir babanın portresini çok güzel çizmiş ve çok eğlenceli bir performans sergilemiş. Babaannesini oynayan Fiona Shaw için de bu yazdığımın aynısını söylemek mümkün.

Onun dışında seslendirme kadrosunda tam bir yıldızlar geçidi söz konusu; Mavi rolünde Steve Carell, Unicorn rolünde Emily Blunt, Blossom rolünde şahane İngiliz aksanıyla Phoebe Waller-Bridge, Çiçek rolünde Matt Damon ve Sanat Öğretmeni rolünde Richard Jenkins yer alıyor. Hepsi de sesleriyle karakterlere abartısız ve gerçekçi bir şekilde hayat vermişler, yürekten kutlarım.

Film hakkında kısaca şunları söyleyebilirim. Bu film başında da bahsettiğim üzere, yaşama sevincimize, umuda ve çocukluğumuza bir aşk mektubu niteliğinde. Bu film sadece çocukların izleyebildiği bir film değil, aynı zamanda da yetişkinlerin de izleyebileceği bir film olmuş. Çünkü bu film hem kendi çocukluğumuzu hem de yaşamımızı sorguluyor. Hem kendinize hem de çocuklarınıza bir iyilik yapın ve mutlaka bu filmi seyredin. Çünkü karşınızda izlerken çok zevk alacağınız bir aile filmi var. Yalnız benim bir ricam var: İngilizceniz varsa mutlaka filmi orijinal dilinde izlemenizi tavsiye ediyorum, çünkü orijinal seslendirmesi filme apayrı bir keyif vermiş.

IF: Önemli Olan Büyümek Değil Büyürken Unuttuklarımızdır

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...