House of the Dragon 2. Sezon: Ejderhaların Dansı Başlıyor
2022 yılında ilk sezonu ile büyük beğeni toplayan House of the Dragon, iki yıllık uzun bir aradan sonra nihayet 2. sezonun ilk bölümü ile 17 Haziran’da ekranlarımıza döndü. 13 Haziran’da yapılan özel gösteriminde ilk bölümünü izleme şansı bulduğum dizinin bu sezona kesinlikle çok güçlü bir başlangıç yaptığını söyleyebilirim.
İlk sezonu oldukça sakin geçen dizi sezon finalinde Rhaenyra’nın varisi Lucerys’in Aemond’un ejderhası Vhagar tarafından vahşice öldürülmesi ile sona ermişti.
Yazının devamı spoiler içermektedir.
Yeni sezon bizi Starkların dönüşü ile karşılıyor. Açılış sahnesinde geçen sezon Rhaenyra’nın destek görüşmeleri yapmak için Winterfell’e gönderdiği oğlu Jacaerys ile Starkların başı olan Cregan Stark’ın görüşmesini izliyoruz. Her zaman sadakatleri ile bilinen Stark hanesi yine bekleneni yaparak Kraliçe Rhaenyra tarafında yer aldıklarını Jacaerys’a bildiriyor ama bence bu sahnede asıl ilgi çekici olan detay bu görüşmeleri sırasında Stark’ın Jacaerys’ı duvarın tepesine çıkarması ve ona duvarın arkasındaki tehlikeden bahsetmesi. Sadık Game of Thrones izleyicileri hemen bu üstü kapalı uyarının White Walkerlar ile ilgili olduğunu yakalayacaklardır diye düşünüyorum.
Ejderha Kayası’nda ise çok kasvetli bir hava hakim Rhaenyra kayıp ve onun yokluğunda kontrolü Daemon ele almış durumda. Daemon dürtüsel davranarak saldırıya geçmek ve intikam almak istiyor ancak Rhaenys sayesinde bundan vazgeçiyor. Bu bölümün genel teması annelik ve yas üzerine diyebiliriz. Bölüm boyunca Rhaenyra oğlu Lucerys’in ölümünü kabullenemiyor ve bir kanıt arıyor ve aradığı kanıtı sahildeki balıkçılar sayesinde buluyor. Rhaneyra’nın Arrax’ın kanadını ve oğlunun kalıntılarını bulduğu sahne kesinlikle bölümün en çarpıcı sahnelerinden biriydi. Bölüm boyunca neredeyse hiç bir sözü olmamasına rağmen Emma D’arcy mükemmel bir oyunculuk sergiliyor ve izleyiciye bir annenin acısını ve öfkesini harika bir şekilde yansıtıyor. O ana kadar daha sakin ve şiddet karşıtı bir politika izleyen Rhaneyra için Lucerys’in kalıntılarını bulması her şeyi değiştiriyor. Bence bu sezon Rhaneyra’nın acımasız tarafına bol bol şahit olacağız ve bence bu durum Rhaneyra taraftarı izleyicilerini vicdan muhasebesi yapmaya itecektir.
Kral topraklarında ise gergin bir bekleyiş hakim. Alicent Aemond’un yaptığı hatanın olası sonuçlarının farkında ve olabileceklerden korkuyor. Alicent her ne kadar tahtı Rhaneyra’dan haksızca almış olsa da ona karşı her daim gizli bir sevgi besliyor ve bu onun sonuçsuz da olsa barışçıl bir politika izlemek istemesine yol açıyor. Alicent’ın aksine Otto bunun işe yaramayacağın farkında ve ona bu işin şiddet olmadan çözülmeyeceğini her fırsatta hatırlatıyor. Kral topraklarında ayrı bir güç mücadelesi var diyebiliriz her ne kadar kral Aegon olsa da o Aemond’un söylediği gibi bir Kukla Kral. Aegon’un bazı halleri bana Game of Thrones’taki Joffrey Baratheon’u hatırlatıyor. Her ne kadar Joffrey’nin aksine merhametli ve halkına yakın bir kral olmaya çalışsa da maalesef o da Joffrey gibi fevri kararlar vermeye yatkın biri ve kesinlikle kral olabilecek kapasiteye sahip değil. Eğlenceye ve içkiye düşkün olan Aegon kendi dünyasında arkadaşları ile olmayı tercih ediyor ve bu sebep ile de krallığın yönetimi annesinin ve dedesinin yönlendirmelerine kalıyor. Aslında bakıldığında Aegon annesi ve dedesinin hırsları arasında sıkışıp kalmış kayıp bir karakter diyebiliriz.
Aegon’un kardeşi ve karısı olan Helaena için de durum çok farklı değil zira annesinin ve dedesinin hırsları yüzünden kraliçe olmak zorunda kalan Helaena tamamen kendi dünyasında yaşayan bir karakter. Kendisine Aegon’dan bağımsız bir hayat kuran Helaena bu sezon kendisini çocuklarına adamış bir anne olarak karşımıza çıkıyor. Bir önceki sezonda gördüğümüz üzere Helaena bazı özel öngörülere sahip ve bu öngörüler 2.sezonda da yer alıyor. Aegon’un oğlunu ziyarete geldiği sırada Helaena, Aegon’a ejderhalardan değil saraydaki farelerden korktuğunu söylüyor. İlk bakışta Helaena’nın saraydaki fare salgınından bahsettiği düşünülse de Helaena burada Aegon’a üstü kapalı bir uyarıda bulunuyor. Bana kalırsa bu durum ilerleyen sahnelerde yaşanacak trajediye dair bir öngörü niteliği taşıyor.
Bu sezon genel anlamda ilişki dinamiklerin de de bazı değişiklikler yaşanıyor diyebiliriz. Alicent’ın Sir Christan Cole ile bir ilişki yaşamaya başladığını görüyoruz. Bu durum Christon Cole’a ayrı bir güç verirken Alicent’ın ne kadar sevgiye muhtaç bir karakter olduğunu bir kere daha izleyiciye hatırlatıyor. Bu sezon Alicent’ın babası ile olan ilişkisinin de iyice gerildiğine şahit oluyoruz. Aeomond ise annesinden ve onun barış yanlısı politikalarından uzaklaşarak Otto’nun saldırgan tutumuna destek oluyor. Aemond’un Aegon’un yanında değilken ona karşı olan küçümseyici ve aşağılayıcı tavrı bize Aemond’un karakteri ile ilgili çok şey söylüyor. Aegon’un ise kardeşinin bu düşüncelerinden habersizce onun sadık bir köpek olduğunu söylemesi Aegon’un Aemond’un söylediği gibi saf ve kolaylıkla yönlendirilebilir bir karakter olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Bana kalırsa bu sezonda bu iki kardeşin arasındaki dinamiklerde bir takım değişiklikler bizi bekliyor olacak.
Gelelim ilk bölümün finaline, kitabı okuyanlar bu sahnenin bu sezonda yer alacağını tahmin etmişlerdir ama açıkçası ben bu kadar erken olmasını beklemiyordum. Bir çok sadık okuyucunun da katılacağı üzere ‘blood and cheese’ sahnesi kesinlikle bu sezonun en önemli sahnelerinden biri ve belki de savaşın gidişatını değiştiren bir sahne ancak bu kadar erken olması bana kalırsa yanlış bir seçim olmuş. Ayrıca bu sahnede kitabın aksine Helaena’nın oğlundan hemen vazgeçmesinin de Helaena’nın karakterine uygun bir durum olmadığını düşünüyorum. House of the Dragon ile ilgili beni en çok rahatsız eden olaylardan birisi de bu aslında, olayların fazla hızlı gerçekleşiyor olması. Game of Thrones’un aksine House of the Dragon evreninde geçen sezonda da gördüğümüz gibi olaylar çok hızlı gerçekleşiyor ancak bana kalırsa bu durum olayların izleyici tarafından tam olarak sindirilmesine engel oluyor. Şimdi gelelim o meşhur sahneye. Oğlunun intikamını almak isteyen Rhaenyra, Daemon’dan Aemond’u öldürmesini ister. Daemon ise beyaz solucanın yardımı ile Kral topraklarına girer ve saraya erişimi olan fare toplayıcılarından biri ile Aemond’u öldürmesi için anlaşır. Kitabı okuyanların fark edeceği üzere bu kısım uyarlanırken biraz değişikliğe uğramış ki bence bu hali ile çok daha etkileyici olmuş. Aemond’u odasında bulamayan suikastçılar Aegon’un çocuklarının odasına denk gelirler ve çocuklarını uyutan Helaena’yı tehdit ederek ondan oğlunu göstermesini isterler. Kitapta Helaena’dan iki oğlu Jaehaerys ile Maelor arasında seçim yapması istenir. Ancak kitabın aksine bu sahnede odada sadece kızı ve oğlu bulunur ve sonuçta Helaena istemsizce suikastçılara oğlunu gösterir ve suikastçılar da henüz bebek olan Jaehaerys’i acımasızca annesinin gözlerinin önünde öldürürler.
Genel anlamda yorumlamak gerekirse bence House of the Dragon ikinci sezonun ilk bölümü ile güçlü bir başlangıç yapmış. Özellikle oyunculuklar adına konuşmam gerekirse yeşiller tarafındaki oyuncular bu bölümde kesinlikle oyunculuklarıyla ön plandaydılar. Özellikle kral Aegon’u canlandıran Tom Glynn-Carney Aegon’un kendine güvensiz ve yetersiz halini o kadar iyi yansıtıyor ki izleyici bazen istemsizce kendisini ona acırken buluyor. Öte yandan kardeşi Aemond’u oynayan Ewan Mitchell Aemond’un acımasız ve kompleks karakterini o kadar iyi canlandırıyor ki onun olduğu sahnelerde izleyicide rahatsız edici bir etki bırakıyor. Ancak beni hayal kırıklığına uğratan bir durum olduğunu belirtmeliyim en azından bu bölüm için şunu söyleyebilirim ki Yeşillerin karakterleri Siyah tarafa göre çok daha kompleks ve iyi işlenmiş. Rhaenyra’nın tarafında karakterlerin genel anlamda çok daha sığ yazıldığı kanaatindeyim ve bence bu durum bazen karakterlerle tam anlamda bağ kurmamızı engelliyor.
Toparlamak gerekirse bu sezonla ilgili kesin olan bir şey var ki o da bu sezon geçen sezona göre çok daha kanlı ve vahşi geçecek. Tarafların belirleneceği bu savaşta siyahlar ve yeşiller ölümüne çarpışacak ve ejderhaların dansı başlayacak!!
House of the Dragon 2. Sezon: Ejderhaların Dansı Başlıyor