Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri C’mon C’mon: Hayata Bir Bakış

C’mon C’mon: Hayata Bir Bakış

Yazar: Senanur Pehlivan

C’mon C’mon: Hayata Bir Bakış

2021 yapımı Mike Wills’in yönettiği dram filmi Türkçesi “Yaşamaya Bak” olan C’mon C’mon 17 Haziran’da vizyona girdi. Joaquin Phoenix’in çocuklarla röportaj yapan bir radyocuyu canlandırdığı filmde 8 yaşındaki yeğeniyle birlikte geçirdiği zaman anlatılıyor.

Johnny (Joaquin) bir gün New York’ta yaptığı röportajlardan sonra annesinin ölümünden beri görmediği kardeşi Viv’i arar. Sohbet arasında Viv eşi Paul’un psikolojik sorunları olduğu için onunla ilgilenmek üzere şehir dışına çıkmak zorunda olduğundan bahseder. Ardından Johnny’e Los Angelas’a gelip yeğeni Jesse ile vakit geçirmek ister mi diye sorar. Bu teklifi severek kabul eden Johnny, Los Angelas’a geldiği ilk günden itibaren Jesse’nin dinamikliğinden ve değişik fikirlerinden çok etkilenir. Yanında taşıdığı kayıt cihazına Jesse hakkındaki duygularını ve düşüncelerini aktarmaya başlar. Diğer çocuklar gibi enerjik ve eğlenmeyi seven yanıyla birlikte tercih ettiği değişik oyunlarla da çocuk psikolojisine farklı kapıdan bakılmasına imkan tanır.

Birkaç gün sonra Johnny’nin iş için New York’a geri dönmesi gerekir ancak Viv planlanan tarihlerde eve dönemez. Bu sebeple Johnny Jesse’ye kendisiyle New York’a gelmesini teklif eder ve bu fikir Jesse’nin çok hoşuna gider. Maceralarına New York’ta devam eden ikili için Jesse’nin aniden kaybolmaları oyun haline getirmesiyle baş edemeyeceğini anlayan Johnny Jesse’yi vaktinden önce eve göndermek ister.

Jesse aslında film boyunca bize yansıtmasa da babasının içinde bulunduğu zor durum hakkında endişelenmektedir. Zaman zaman annesi hakkında dayısına şikayetlerde bulunarak eve dönüşünü olabildiğince ertelemeye çalışır. Johnny bunun farkına varınca Jesse ile olan tatillerini uzatarak birlikte başka bir şehirdeki iş görüşmesine giderler. Bu sayede daha çok vakit geçirme fırsatı bulurlar ve Johnny, Jesse’nin duygularını açığa çıkarmasında yardımcı olur.

Johnny’nin radyo programından bahsedecek olursak iş arkadaşları ile birlikte konsept olarak çocuklara dünyanın belirsizliği hakkında sorular sormaktadır. Bunlara yönelik çocuklar cevaplarını genelde biz yetişkinleri gülümseten tarzda ama bilgece olarak yöneltmektedirler. Aslında senaristler tarafından bize burada çocukların dünyada olan biten olaylar hakkında sandığımızdan daha fazla düşündükleri gösterilmeye çalışılmış. Ayrıca içlerindeki pozitiflik sayesinde geleceklerine umutla bakan yaşam isteklerini de gözler önüne seriyorlar. Küçük yaşta doğruyu ve yanlışı ayırt etme özelliğine kavuşmuş bu çocuklar basit örneklerle bile güçlü yanıtlar vererek sağduyulu birer yetişkin adayı olma özelliklerini taşıyorlar.

Filmin genel değerlendirmesini yapacak olursam aslında hayatın gerçekliğini bize güçlü bir şekilde aktarmaya çalışan başarılı bir sanat filmi olmuş. Olayların akışında dünyanın karamsarlığına rağmen duyguların öneminin üst seviyede olması gerektiği anlatılmış. Yavaş bir temposu olmasına rağmen akıcı diyaloglar sayesinde ekrana bağlı kalabiliyoruz. Bir sürü çocuğun bulunmasına rağmen filmde karamsar konulara değinildiği için görüntüler siyah beyaz bir şekilde ustaca aktarılmış. Bu sayede ekrandan karamsar duyguları hissederken senaryonun akışı ile filmdeki pozitif gücü hissedebiliyoruz. Oluşturulan bu tezatlığı beğendiğimi söylemeliyim.

Joaquin tahmin edilebileceği gibi rolünün hakkını vermiş. Sinema geçmişinde benzer depresifliği içeren karakterlere bolca yer verdiği için role bürünmesi çok da zor olmamıştır. Jesse’yi oynayan küçük yıldız Woody Norman da çok başarılıydı. Ayrıca kendisi aslında İngiliz olduğu için film boyunca aksan yapmış. Vivian rolünü oynayan Gaby Hoffmann da çok başarılıydı ancak filmde karakteri sürekli olarak ebeveynlik hakkında nutuk çektiği için biraz sıktığını belirtmeliyim.

Filmin en sevdiğim kısımlarından biri Johnny’nin Jesse’ye kendini tanıdığı ve hislerini ifade etmeyi sevdiği için diğerlerinden ilerde olduğunu söylemesi çünkü aslında çağımızın büyük problemi bu.

Yazıyı filmde geçen ve sesli bir şekilde ifade edilince kulağa daha güzel gelen bir söz ile kapatalım; “Be funny, comma, when you can, period.”

(Komik ol, virgül, olabildiğin zaman, nokta)

İyi seyirler…

C’mon C’mon: Hayata Bir Bakış

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...