Cadı Üçlemesi: Yaşarken Ölen İçimizdeki Kadınlar
Yönetmenliğini ve senaristliğini Ceylan Özgün Özçelik’in üstlendiği, kadına şiddeti en keskin hatlarıyla konu alan üçleme film serisidir. “Cadı Üçlemesi 13+” 2019 yılında online olarak seyirciyle buluşmuş ve 52. Sitges Fantastik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapmıştır.
Serinin ilk filmi olup, dram/gerilim türünde kısa film niteliği taşımaktadır. On dört yaşındaki bir kız çocuğunun karanlık ve tek yataklı bir odada uyanışıyla başlayan ve devamında yaşamının her pozisyonunda yer alan erkek figürlerini, iç dünyasını ve kız çocuğunun korkularını konu ediniyor. Sahne ilk açıldığında uykudan uyanış mı yoksa kabusa geçiş mi ilk saniyelerde hemen anlaşılması da çok kısa bir zaman sonra bir nebze de olsa belirsizlik yerini netliğe bırakmaya başlıyor. Karanlık ve hastane odasına benzeyen odada kız çocuğunun hemen ardından gördüğümüz erkeklerin en önünde beyaz önlüğüyle kadraja giren doktor dikkat çekiyor. Kız çocuğunun yaşadığı travmatik olayların kameranın tekrar kız çocuğa dönmesiyle aşmaya çalıştığını ve çatlakların arasından beliren çiçeklerle yeşertmeye çalıştığı umutları hissedebiliyor olmak bence Ceylan Özgün Özçelik’in güçlü hikaye anlatıcılığının başarısıdır. Tek plan ve diyalogsuz ilerleyen hikayede kameranın ilk dönüşünde bir bir ortaya çıkan erkekler, kameranın ikinci dönüşünde tek tek düşmeleri, hemen ardından çatlaklardan beliren çiçeklerle, -nezdimde, yaşananların izlerinin silinmeyeceğini ama her şeye rağmen önüne geçilemeyecek güzel şeylerin yaşanacağının ve bir sonraki gün muhakkak ki doğacak olan güneşi simgeleme hissini veriyor. Serinin ilk filminin kısa film olması dolayısıyla oluşan “mesaj verme zorunluluğu” en yalın haliyle yedirilmiş bir şekilde seyirciye sunuluyor. Ceylan Özgün Özçelik’in imgesel anlatımı ve Derya Pınar Ak’ın başarılı oyunculuğuyla, ilk izlemede yaşanacak idrak etme savaşı ikinci izlemede yerini ince ayrıntılara, dekorlar ve efektlerle verilmek istenen mesajlara yoğunlaşmaya bırakıyor.
Serinin ikinci filmi olan “Cadı Üçlemesi 15+” belgesel-deneysel türde olup 2022 yılında çıkmıştır. Şiddete maruz kaldıkları eşlerini öldürmek zorunda kalan Aylin ve Havva’nın cezaevinden önceki çarpıcı yaşamını konu ediniyor. Aslında sağlıksız her bir ailenin doğuşunun, içinden çıkılan aileden esinlenilmediği, bireylerin ebeveynlerinin aile kurarken ve yaşamlarını idame ettirmeye çalışırken bıraktıkları izlerin etkilerini de en çarpıcı yanlarıyla anlatıyor. Aylin ve Havva ile görüşmek için cezaevinden izin alınamadığından yönetmen ve senarist Ceylan Özgün Özçelik, dertleri mektupları seslendirerek çözüyor. Güçlü bir prologla başlayan belgeselde Aylin’i Hare Sürel, Havva’yı ise Gülçin Kültür Şahin seslendirmektedir. Doğdukları yerden, evlendikleri yere kadar tüm görüntüleri en etkileyici bir biçimde derleyen Özçelik aynı zamanda Aylin ve Havva’nın fotoğraflarına da yer veriyor. Seslendirmelerle görüntülerin paralelliği, derlenen görüntülerin başarılı kurgusu etkileyiciliği arttırırken zihinde kaçınılmaz bir iz bırakıyor. Seslendirilen mektuplardaki can alıcı sözler ve yaşamlar, oyuncuların seslerine birebir yansırken, yaşıyor gibi anlatmaları, bükülen sesleri, belgeselde geçen “Kadının dostu yine kadındır!” sözlerini çınlatıyor kulakta… Belgeselin sonunda verilen mektup görüntülerinin ve müziğinde başarılı projedeki payının oldukça büyük olduğunu söyleyebilirim.
“Annem çiçekli elbiseler içinde türkü söylerken beni izlemek yerine, ‘katil Aylin Işık bu evdeydi!’ haberini izlemeyi tercih etti.”
Ceylan Özgün Özçelik’in “dünyanın dört bir yanında dans eden tüm cadılara” adadığı serinin ilk iki filmi belki birçok kez başımıza geldiği gibi, izlemenin yanı sıra izlerken yaşamayı tekrarlatıyor. Bir kız çocuğu ne zaman büyür, ne zaman kadın olur, ne zaman acı çekmeye başlar tam bilemiyorum ama izlerken hem bir kız çocuğunun hem de şiddet görmüş ve kendi kaderlerini bir kez olsun kendileri belirlemiş tüm kadınların dertlerine ortak olacağınız “Cadı Üçlemesi 13+ ve 15+” filmlerini içinizde henüz uyanmamış duyguları uyandırması ve başarılı bir kadın yönetmenin ortaya koyduklarını mutlaka izlemelisiniz.
Aylin’den Hare’ye, Havva’dan Gülçin’e, sesini duyuramamış tüm kadınlara..
Cadı Üçlemesi: Yaşarken Ölen İçimizdeki Kadınlar