Azizler: Absürt Komediye Farklı Bir Soluk (İnceleme)
Uzun zamandır gösterime girmesi beklenen Azizler filmi, pandemi koşulları dolayısıyla ertelenerek Netflix üzerinden nihayet bugün seyirciye sunuldu. Yapım ekibiyle kendinden söz ettiren filmin oyuncu kadrosu da son derece dikkat çekiyor. Filmde hayatının monotonluğundan sıkılmış ve bunalmış Aziz ve yıllardır kaybettiği eşinin yasını bir türlü atlatamayan Erbil anlatılıyor.
Senaryoyu son günlerde Bir Başkadır dizisindeki muhteşem yönetmenliğiyle başarısından söz ettiren Berkun Oya kaleme almış. Yönetmen koltuğunda Taylan Biraderler yer alıyor, uzun bir aradan sonra sinemaya bu filmle dönüş yapıyorlar. Beklentimin yükselmesi için yeterli isimler ancak bir de devler ligi gibi bir oyuncu kadrosu var. Gönüllere taht kurmuş Engin Günaydın ve Binnur Kaya, son günlerde rol aldığı yapımlarla olumsuz eleştiri yağmuruna tutulan Haluk Bilginer ve yine son günlerde birçok yapımda karşımıza çıkan Fatih Artman, Öner Erkan, İrem Sak gibi başarılı isimler filmi güçlendiriyorlar. Ayrıca Bir Başkadır dizisinde şirinliğine bayıldığım, Azizler filmiyle de son zamanlarda gördüğüm en iyi çocuk oyuncu performansını sergileyen Göktuğ Yıldırım’ı da söylemeden geçemeyeceğim.
Aziz’in bunalım ve kaçış hikâyesini, hayatından memnun olmayışını izliyoruz. Kalabalıklar içinde kendiyle baş başa kalmak istiyor Aziz. Ancak kendine ait bir evinin olmayışı buna engel oluyor. Yeğeninin onu bir türlü rahat bırakmayışı ve kız arkadaşının takılı kaldığı “Hiç çıkarmayacağım dedin, e kolye nerde?” döngüsü de film boyunca sürüyor. Erbil’in Aziz’e verdiği tavsiyeleri başta anlamlandıramasak da filmin devamında ortaya çıkan Erbil’in dramatik hikâyesi ile anlam kazanıyor. Ölümcül bir hastalığa yakalanan Erbil, eşinin kaybını yıllar geçmesine rağmen kabullenememiştir ve onun buzdolabı üzerindeki fotoğrafıyla konuşarak geçiriyor günlerini. Hayatına normal bir şekilde devam etmek istese de eşinin hatıraları bir türlü peşini bırakmaz.
Bazen absürt mizahıyla güldüren bazen de dram dolu gerçekçi detaylarıyla hüzünlendiren film, Netflix’te kara mizah ve dram kategorisinde yer alıyor. İzleyiciler tarafından belirli bir duyguya yoğunlaşmadığı için çokça eleştirilen filmin bu yönü beni rahatsız etmedi doğrusu. Komedi türündeki yerli filmlerimizin içler acısı hali göz önüne alındığında Azizler’in, bahsettiğim bu filmleri geride bırakarak öne çıkmayı başardığını düşünüyorum.
Filmde herkes mutsuz, herkeste bir gerginlik ve belirsizlik hali var; küçük çocuklarda bile… Kimin ne yaşadığı net değil; Erbil hariç hiçbir karakterin iç dünyasına inemiyoruz, detaylara yer verilmiyor. Filmin sonunda özellikle yan karakterlerden Cengiz ve Vildan’ın hikayelerinin belirsizliği bir eksiklikti bence. Bu yönden bakınca anlam kopuklukları ve soru işaretleri oluşması açısından eleştiriye açık olan bir konu. Ancak filmin genelini değerlendirdiğimde absürt komedi eşliğinde hissettirilmek istenen bir huzursuzluk hissi vardı; bazı karakterlerin detay verilmeden sadece mutsuz ve belirsiz yansıtılmaları belki de bu amaca hizmet ediyordu. Bu yüzden keskin bir eleştiri yapamayacağım. Ama bu değerlendirmeme Aziz karakterinin üstünkörü anlatımını dâhil etmiyorum tabii ki; Aziz’in iç dünyasına daha çok yer verilmeliydi diye düşünüyorum. Filmin sonunda sürpriz bir şekilde öğrendiğimiz Aziz’in aslında kendiyle baş başa kaldığında mutlu biri olduğu ayrıntısı farklı bir şekilde verilebilirdi mesela.
Filmde yalnızlık, ölüm gibi hayatın içinden birçok noktaya göndermeler vardı. Bunların yanında çocuklarını şımartan, ilgisiz ebeveynlere yönelik keskin eleştiriler de yer alıyordu. Çocuklarının psikolojini alt üst eden bir anne-baba ve Aziz’in “denyo” yeğeni Caner’in şirin bilmişliğine rağmen içler acısı hali aslında hayatın içinden gerçek yansımalardı bence. Bir de değinmeden geçmeyeyim; Binnur Kaya, fotoğrafın içinden konuşmasıyla sınırlı olan Kamuran rolüyle bile son derece başarılıydı. Genelde replikleri hafızamda tutabildiğimi söyleyemem ancak bu filmdeki bazı diyaloglar fazlasıyla akılda kalıcı. Mesela Erbil ile eşi Kamuran arasında geçen “-Bende olmayan ne buldun onda? -Yaşıyor…” diyalogu eğlendirdi beni.
Görüntü yönetimi iyiydi; ışıklar, renkler uyumluydu bence. Özellikle parti sahnesindeki tek plan sekans çekimi hoşuma gitti. Film boyunca bize sıkça eşlik eden müzikleri de çok beğendim; Türk Sanat Müziğinden tutun Rap’e kadar zengin bir çeşitlilik vardı. Filmin en sevdiğim yönlerinden biriydi müzik seçimleri. Dinlemek isterseniz bazılarını sizler için yazının sonuna bırakıyorum.
Eleştiriler arasında iki farklı uçta görüşler mevcut; çok beğenen bir kitle de var, çok başarısız bulanlar da. Son zamanlarda çekilen yerli absürt komedilere tahammülüm kalmamıştı açıkçası; bunlardan farklı olduğunu düşünüyorum Azizler’in. Bu yüzden beğendiğimi söyleyebilirim. Kurgudaki bazı eksiklikler ve silik yansıtılan karakterlere rağmen başarılı oyunculukları ve ortalama kurgusuyla izlenmeye değer. IMDB’ye yüksek bir puanla giriş yapan film şu an için 6.7’ye düşmüş durumda, daha da düşebilir gibi görünüyor. Belirttiğim zayıf ve başarılı yönleriyle benim için 6.9/10 bir film.
Azizler: Absürt Komediye Farklı Bir Soluk (İnceleme)
Zeynep Polat’ın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.
3 Yorumlar
çok güzel noktalara değinilmiş keşke Alp karakterinden de bahsetseydiniz 🙂
Film karakomikler1 den sonra beni etkileyen 2.film oldu.Cocuk oyuncu cok sıritiyor.Daha dogal rol yapan biriyle daha denyo olabilirdi film.Film esprileri, mesajlari,sosyal eleştirileriyle harika olmus.Begenmedim diyenlere ivedigi tavsiye ederim.
Çok güzel ve farklı bir yorumla olmuş teşekkürler