A Man Called Otto: İçimizi Isıtan Bir Film

106

A Man Called Otto: İçimizi Isıtan Bir Film

90’lardan beri yer aldığı başarılı yapımlarla aklımıza kazınan Amerika’nın “iyi adamı” Tom Hanks, 2022 yapımı A Man Called Otto’da huysuz bir ihtiyarı canlandırıyor. Her ne kadar karşımıza daha önce böyle bir rolle çıkmamış olsa da neredeyse her filmi bir kült haline gelmiş olan bu aktörün bu samimi filmi de izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmıyor. O halde gelin Tom Hanks’in bu insanın hem içini ısıtan hem de üzen, içimizde burukluk bırakan bu komedi/dram filmine bir göz atalım.

Eşi Sonya’yı 6 ay önce kaybetmiş olan Otto, eşinin ölümünden sonra kendine gelememiştir. Sonya’ya son derece bağlı ve aşıktır hala. Bu sebeple de birçok defa ölümü denemiştir. Filmde eşinin ölümünün ardından yaşamanın bir anlamını bulamayan Otto karakteri birçok kez intiharı dener ancak hiçbirinde başarılı olamaz. Her seferinde önüne bir engel çıkar, çünkü onun yaşaması gerekmektedir.

Otto, her ne kadar sert ve sinirli bir adam olarak görünse de aslında onun merhametli bir tarafı, büyük bir kalbi vardır ve bunu mecazi anlamda söylemiyorum. Gerçekten de Otto’nun kalbinin büyük olması onda zamanla sağlık sorunlarına yol açacak ve vefatına sebep olacaktır. Öyle ki senaristin Otto’nun bu sağlık sorununu bilerek yarattığı ve ironi katmaya çalıştığı düşünülebilir. Filmin başından sonuna kadar yaratılan ironik atmosferi de bunu destekler nitelikte. Otto her ne kadar acı çekse ve yaşamak istemese de her seferinde izleyicinin yüzünde gülümseme bırakmayı başarıyor. Bu da onun mizahi yönünden kaynaklanıyor.

Şahsi fikrim, Otto karakteri izleyiciyle aşırı derecede bağ kurabilme potansiyeli olan bir karakter olarak tam bir dizi karakteri gibi resmedilmiş. Özellikle After Life dizisindeki Tony karakterine çok benzettim. Her iki karakterin de ortak noktası eşlerinden sonra acı çekmeleri fakat aynı zamanda mizahi bir yönlerinin de olması. Bu sebeple bu yapım film değil de dizi olsaydı yine herkesin çok severek izleyeceği bir yapım olabilirdi. Özellikle Marisol, Malcolm gibi yan karakterlerin yalnızca 2 saat içerisinde izleyiciye yaşattığı samimiyet hissi de bunu destekler nitelikte. Otto eşini kaybederek aslında ailesini de kaybetmiş olmasına rağmen filmdeki neredeyse tüm yan karakterlerle bağ kurup onlarla yeniden bir aile oluşturuyor. Ancak bu Otto’nun isteği dışında, tamamen spontane gelişiyor. Zaten filmi dokunaklı yapan kısım da burası.

Tom Hanks dışında elbette diğer oyunculara da değinmek lazım. Her ne kadar film bünyesinde çok bilinen oyuncular barındırmasa da içinde Mariana Treviño, Mack Bayda gibi isimler bulunuyor ancak bu isimlere Tom Hanks kadar rol düşmüyor. Ayrıca yönetmen Marc Forster’ın da bu filmle birlikte kendi tarzının dışına çıktığını söyleyebiliriz. Genelde aksiyon ve macera türlerinde yönettiği filmlerle tanınan Forster, bu filmde daha sakin ve huzurlu bir ortam yaratıyor. Ancak elbette bu sakin ortam her film sever için tatmin edici olmayabilir ve yönetmenin aksiyon filmlerini beğenerek açanlar için doğru bir seçim olmayabilir.

Filmin sinematografisine değinecek olursak görüntü yönetmeninin iyi bir iş çıkardığını söyleyebiliriz çünkü kullanılan soğuk ve pastel renkler genelde mavi, lacivert, siyah gibi daha koyu tonlarda ve filmin temasına çok iyi uyum sağlıyor. Otto’nun iç dünyasında yaşadığı yalnızlık, acı ve hüznü daha iyi anlatan bir renk tonu kullanılamazdı sanırım. Aynı zamanda filmde kullanılan ışıklandırmalar ve mekanlar hayatımızın bir parçası olan unsurlardan kullanılmış ve bu haliyle filme doğal bir hava katıyor. Bazı sahnelerde kullanılan düşük ışıklandırmalar ve gölgeler yine filmin temasıyla yani Otto’nun duyguları ve düşünceleriyle bir uyum içinde.

Sonuç olarak A Man Called Otto, insanı içine çeken, yer yer güldüren, gözlerini dolduran, hatta sonunda birçok kişiyi ağlatan sıcacık bir film. Her ne kadar oyunculukları göz kamaştırmasa da zaten ana karakter olan ve filmin neredeyse %80’ini oluşturan Tom Hanks, her zaman olduğu gibi bu rolünün de altından başarıyla kalkabilmiş. Otto’nun baştaki bencil ve mızmız halinden adeta olgun ve sevdikleri için her şeyi feda edebilecek birine dönüşmesiyle karakter gelişimini çok iyi yansıttığını düşünüyorum.

A Man Called Otto: İçimizi Isıtan Bir Film