Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Aniden: Kimlik Mekan Yolculuğu

Aniden: Kimlik Mekan Yolculuğu

Yazar: Elif Betül Yaşar

Aniden: Kimlik Mekan Yolculuğu

Melisa Önel tarafından yönetilen ve senaryosunu Melisa Önel ile Feride Çiçekoğlu’nun beraber ele aldığı Aniden filmi koku duyusu üzerine yoğunlaşıyor. Defne Kayalar, Öner Erkan, Şerif Erol ve Dilan Çiçek Deniz’in oyunculuklarıyla hayata geçen film; mekân hafızası, kimlik mekanları, bellek çalışmaları yapıyor. Aniden, Tokyo’da dünya prömiyerini yaptıktan sonra Avrupa prömiyerini Rotterdam’da yaptı ve 22 Aralık’ta da vizyona girdi.

Birçok alanda parmağı olan Melisa Önel aynı zamanda fotoğrafçılık yapıyor ve sadece film projelerinin değil aynı zamanda tiyatro ve sanat projelerinin de yazımını ve yönetmenliğini yapmakta. Aniden ise onun sinema dünyasındaki son uzun soluklu çalışması.

Hamburg’da yaşayan Reyhan çocukluğunun geçtiği İstanbul’a bir süreliğine geliyor ve bu esnada koku duygusunu kaybederek kendine yeni bir keşif alanı açıyor. Reyhan’ın içsel yolculuğuna tanıklık ettiğimiz Aniden ’de bir dolu metafor var ve bu metaforlar kimlik mekân üzerinden oluşturulmuş. Boş çocukluk evi ve otel odası buna örnek. Bu mekanları karakter kimliği üzerinden yorumlamak istiyorum. Sizce neden mekân olarak otel ve boş çocukluk evi seçilmiş olabilir? Bu yorumlamanın öncesinde Aniden’in diğer yönlerine de birer bakış atalım.

Reyhan’ın hatırlamaları hep o an içerisinde hatırlamalar oluyor. Geçmiş zamana dönmüyoruz. Sadece bakışlarla ve belki çok az diyaloglarla verilmiş hatırlamalar var. İzleyici Reyhan’ın peşine takılmış sanki; onun arkasından yolculuğuna tanıklık ediyor. Dışarıdan izleyiş var. Yinelemeler koku duygusu olarak verilmiş. Reyhan ara ara koku duygusu ve bellek hafızasını harekete geçirmek için belli bir koklama ritüelini izliyor. Aynı mekanlara gidiyor ve kokluyor. Eşinin kıyafetini kokluyor, çocukluk evindeki eşyaları kokluyor. Frekansı ise hastaneden gelen sesli telefon mesajları oluşturuyor. Fark ettiyseniz bu sayede Reyhan tetikleniyor ve hastane sonucunu öğrenmek yerine keşfine devam ediyor. İzleyici olarak biz de Reyhan’la yakın bir temas halindeyiz sanki onun hemen arkasındayız ve sürükleniyoruz. Reyhan kadar kaybolmuşuz ve anlatıya onun kadar uzağız. Merak ediyoruz hikayesini fakat barda rakı içerken öğreniyoruz. Zamanda geriye gittiğimiz tek bir an var o da bu an aslında. Reyhan belki ilk defa yüzleşiyor aynı zamanda biz de ilk defa yüzleşiyoruz. Anlatının biraz daha içine geçebiliyoruz o tek anda. Ve zamanda geriye gittiğimiz tek hatırlama da Reyhan’ın bacağıyla ilgili oluyor. Çatışma belki de tam burada. Çok azını keşfedebilsek de Reyhan’ın geçmişindeki romantik arkadaşlığına tanıklık edebiliyoruz. Aynı zamanda aradan geçen yıllar sonrasında onunla ne kadar uzak olduğunu da görüyoruz. Kanımca Reyhan bu aynı hisleri otel odasına taşınma sürecinden sonra Ömer’de buluyor. İlişkilerin sistematikleştirilmediğini görüyoruz.

Hikâye ilerlerken bir reddediş de söz konusu. 1. reddediş ilk sahne aslında, Reyhan’ı ilk gördüğümüz anda reddedişini de görüyoruz. Aynı şekilde diğer reddedişler de hastaneden gelen telefon mesajlarını dinlemeyişinden anlıyoruz. Reyhan’ın baba figürü Behçet gibi gözüküyor. Otele boşu boşuna gitmemiş olsa gerek. Ve bu mekânda belleğini tekrar çarşaf gibi yere seriyor Reyhan, ne de olsa ilk defa Reyhan’ı bu kadar açılmış görüyoruz. Otelde çalışmaya başlaması ve yerleşmesi bir dizi olaya daha sebebiyet veriyor. Bu olaylardan en tetikleyicisi ise Ömer ile kurduğu bağ. Bu bağ Reyhan’ı da daha iyi tanıyabilmemize izin veriyor. İzin veriyor diyorum çünkü Reyhan öylece görebileceğimiz değil o izin verirse ve bize alan açarsa görebileceğimiz bir karakter.

Boş çocukluk evi geçmiş zamana dair çok fazla ev sahipliği yapmıyor. Fakat otel geçmişi daha fazla hatırlatıyor Reyhan’a. Bunun sebebi birçok şey olabilir. Ben bir sebep olarak Behçet’in varlığı; Reyhan’daki yeri ve Reyhan’ın yeni bağlar kurmaya başlayarak geçmişi hatırlaması ve sonucunda bir bellek yolculuğu yaptığını düşünüyorum. Ömer ona bacağının başına gelen hikâyeyi hatırlatıyor. Aslında bir yandan da özlem duyuyor Reyhan geçmişe. Reyhan’ın Leman ile kurduğu bağ, Ömer ile kurduğu ilişkinin bir uzantısı gibi. Sanki karşısına çıkan her insan yolculuğunun yapı taşlarını oluşturuyor. Özellikle Behçet, Ömer, Şebnem, Sibel. Karakterler sanki birbirinin uzantısı. Ömer, Leman’ı tamamlıyor. Sibel, enerjisi ve çocuk hoyratlığıyla Melike’yi. Aysel’de de  sakin görünümlü volkanıyla Nazan’ı görüyoruz sanki. Bu yüzden kimlik mekanları içinde de bir uzantı var diyebiliriz belki. Otel, boş çocukluk evinin bir uzantısı. İki ayrı sahneye bölebiliriz filmi: Geçmiş bağlar ve gelecek bağlar. Çocukluk evi ayrı bir sekans oradaki hikaye bitmeye yüz tutmuş ve otel mekanı itibaren Reyhan’da canlanan bellek ise ikinci sekans ve otel sahnesi sonrası gördüğümüz ve tanıştığımız tüm karakterler mekan hafızasını oluşturuyor ve bizi tekrar geçmişe götürüyor. Defne Kayalar ve Öner Erkan’ın oyunculukları da izleyiciyi zamanlar arası yolculuk yapmasını sağlayacak kadar iyiydi.

Hikâyeyi ise tamamen bitmiş görmüyorum. Reyhan’ın yolculuğu devam edecek. Belki yeni mekanlar açılacak fakat biz göremeyeceğiz. Öyle ki Reyhan’la beraber yaptığım yolculuktan çok büyük keyif kaldım. Umarım siz de keyif alırsınız.

Aniden: Kimlik Mekan Yolculuğu

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...