Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Umami: Tek Shot Tekniğiyle Tek Nefes

Umami: Tek Shot Tekniğiyle Tek Nefes

Yazar: Aleyna Şafak

Umami: Tek Shot Tekniğiyle Tek Nefes

Umami, Emre Şahin tarafından yönetilen senaristliğini Can Cengiz’in kaleme aldığı dram türünde yapılan bir film. Başrollerini Burak Deniz, Öykü Karayel ve Ulvi Kahyaoğlu’nun paylaştığı Umami, 12 Şubat 2025 tarihinde Disney+ platformunda gösterilmeye başlanmıştır. Film, “One Shot” tekniğiyle yapılmış olup, sadece tek bir kamerayla bütün olay örgüsü anlatılmaya çalışılmıştır. Umami, tek bir günü anlatırken, tek bir mekan ve tek bir gecede olan her durumun detaylarını seyirciye başarılı bir şekilde anlatmıştır. Kullandığı teknik ve kendine ait özgün dokunuşları sayesinde film, ülkemizdeki sinema sektörüne cesur bir şekilde giriş yaptığını söyleyebiliriz. Ayrıca Umami, 2021 yılında yapılan Philip Barantini tarafından yönetilen “Boiling Point” adlı filmin Türk yapımı olarak uyarlamasıdır.

Umami, Şef Sina Bora (Burak Deniz) ve ortağı Cengiz (Ulvi Kahyaoğlu) tarafından yönetilen bir restoran. Hayatının hem duygusal hem fiziksel olarak en zor dönemlerinden birini yaşayan Sina, işletmenin en yoğun olduğu bir güne, bakanlıktan denetime gelen bir adamın ceza vermesiyle başlıyor.  Diğer yandan Sina, babasının ameliyatına iş yoğunluğundan ötürü gidemiyor ve telefonda annesiyle konuşup aralıklarla bilgi alıyor. Restoran, açılış yaptıktan sonra müşteriler gelmeye başlıyor ve yoğunluk her yeri kapsıyor. Arka mutfak kendi içinde bir ritim oluştururken, ön mutfak ve bar kısmının panik, aceleci tavrı bütün çalışanların iş performansına yansıyor. Sina ise bir yandan mutfaktaki diğer aşçıları yönetmeye çalışırken, diğer yandan ortağı Cengiz’in tavırları ile çalışanlar arasında köprü olarak duygusal dayanak olmaya çalışıyor.  Bu süreçte bazı müşteriler sorun çıkarıyor. Müşterilerin garsonlara uyguladığı duygusal şiddet ve çalışanların bunu belli etmeden kendi içlerinde yönetmesi filmde dikkat çekici detaylardan biri.

Cengiz müşterileri yönetmeye çalışsa da, mutfak çalışanlarına duygusal eziyet yabi bir nevi mobbing yaptığı için aralarında gerilim oluyor. Şef Melis (Öykü Karayel) herkesin içinde Cengiz’e sözelsel tavırlarla yükselerek, restoranın gerilimi iyice yükselmeye başlıyor. Cengiz ise kendi kendine patronluğu öğrenmeye çalışan, biraz şımarık büyütülmüş ancak duygusal problemleri olan bir adam. Melis’in bu tavrına sessiz kalarak, kendi duygusal rahatlamasını tuvalette sinirle ağlayarak gerçekleştiriyor. Gece ilerlerken, özellikle Sina için şartlar iyice zorlaşmaya başlıyor.

Umami, tek shot tekniğiyle yapıldığı için bir filmden çok daha fazlasını izliyoruz. Gerçek bir lüks işletmenin içinde olan sorunları, gerçekmiş gibi seyirciye aktararak bütün sorunların detayına kadar hissederek yaşamamıza olanak sağlıyor. Kişisel açımdan filmde en sevdiğim detaylardan biri, karakterlerden aktarılan gizli mesajlar. Örneğin; arka mutfakta çalışan bir şefin, komisinin kendi içindeki psikolojik sorunları. Karakter işinde iyi olmaya çalışan, öğrendiğini tarifleri en iyi şekilde yapmak isteyen genç bir çocuk. Kendi içindeki baskıları çok fazla büyütmüş ki, kendi bedenine zarar vererek duygusal travma yaratmış. Yaptığı bir sos karışımının Şef Sina’nın beğenmesiyle, yüzünde oluşan mutluluk ifadesi, psikolojik olarak nasıl rahatladığını başarılı bir şekilde anlatıyor. Bu detaylar dünyadaki genç nüfusun her meslekte kendi içinde savaşarak, iyi olma çabasının dayattığı fikir yükümlülüğüne gönderme olabilir.

Filmin sinematografik diline baktığımızda, tek shot tekniğiyle oldukça gerçekcilik duygusu başarılı bir şekilde aktarılmış. Kamera, restoranın içinde dar ve yoğun alanları rahatlıkla takip ederken, her karakterin yaşadığı psikolojik baskısını izleyiciye doğrudan hissettirebiliyor. Işık kullanımı ve renk paleti ise, mutfağın sıcak atmosferini yansıtmakta başarılı. Karakterlerin kostüm seçiminden, mekanın iç tasarımı ve özellikle bodrum katına geçiş yerlerinde soğuk mavi ve gri tonları, karakterlerin duygusal baskısını iyi bir şekilde yansıtıyor. Ancak filmin bazı yerlerinde sabit bir olayın uzun şekilde işlenmesi ve kullanıldığı teknik açısından dolayı sahne geçişlerinin olmaması, filmin içinde bazen monoton bir tempo yaratabiliyor.

Filmin ses tasarımı ise minimal düzeyde tutulmuş, neredeyse hiç müzik kullanılmamış ve bu da filmin gerçekçilik anlayışına katkı sağlıyor. Ses tasarımı ise mutfak objelerinin, foley sesleri sayesinde gerçekcilik seviyesine oldukça etki sağlamış olduğu görülüyor Ancak bazı gerilimi ya da duygusal seviyesini yüksek sahnelerde, dramatik etkiyi güçlendirmek adına daha yaratıcı ses tasarımları kullanılabilirdi.

Filmin oyuncu performansını değerlendirdiğimizde, her oyuncunun canlandırdığı performans gerçekten takdir edilmeli. Hepsi ayrı ayrı çok doğal bir şekilde karakterlerini canlandırmayı başarmış. Burak Deniz’in doğal oyuncu performansı, duygularını kullanırken jest ve mimikleri gerçek bir karakteri canlandırmış bir şekilde oldukça başarılı. Ancak karakterlerin arka plan hikayelerine çok fazla dokunulmamış. Bu durumda karakterlerin genel yaklaşımlarıyla ilgili biraz soru işareti ortaya çıkarıyor. Şef Sina’nın yaşadığı duygu geçişleri, içsel kimlik sorunları, gösterdiği şiddetli tavırları “Biraz abartılı mı olmuş?” şeklinde soruları oluşturuyor. Bu durum, Şef Sina’nın kardeşiyle araba sahnesindeki detaylarını biraz daha fazla tutarak önlenebilirdi. En azından araba sahnesinde Sina’nın duygusal durumunun, aile ile ilgili düşünce yapısının aktarımı, diyologlarla biraz daha fazla tutarak seyircide arka plan hikaye bütünlüğünü sağlamada yardımcı olabilirdi.

Öykü Karayel’in doğal oyunculuk performansı, sinirlendiği ve üzüldüğü anlardaki iniş çıkış sahneleri oldukça başarıyla yansıtılmış. Ulvi Kahyaoğlu ise oynadığı karakterden ötürü tavırları, filmin doğal akıcılığına üst seviye performans katmış. Patron bir karakter olması ve  kendi içinde sorunlarla başa çıkma tavrını kısa bir sahnede gösterilmiş bile olsa büyük bir etkiyle seyirciye aktarmayı başardığı görülüyor.

Sonuç olarak Umami, tek shot tekniğiyle cesur bir şekilde yapılmış başarılı bir film olarak karşımıza çıkıyor. Yönetmen Emre Şahin’in detaylı bakış açısı, kurgu tekniğiyle birleşince uyarlama oldukça keyifli bir şekilde izlememize olanak sağlıyor. Hem sinematografik olarak hem de oyuncu performanslarının doğallığıyla dikkat çeken Umami, Türkiye sinemasında ses getireceği ve “Devam filmi ne zaman gelir?” sorularıyla dikkat çekeceği şimdiden belli.

Umami: Tek Shot Tekniğiyle Tek Nefes

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...