Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Timecrimes: Pardon, Ben Hangi Zamandayım?

Timecrimes: Pardon, Ben Hangi Zamandayım?

Yazar: Talha Ak

Timecrimes: Pardon, Ben Hangi Zamandayım?

Bazı filmler vardır, kafa karışıklığınızı bir şeye dönüştürür: bir sanat eseri, bir sinir krizi ya da “Ben niye bunu izledim?” iç çekişi. Timecrimes tam olarak bu tür bir film. Nacho Vigalondo’nun 2007 yapımı bu İspanyol bilimkurgu harikası, bir zaman yolculuğu filmi yaparken aynı zamanda “kendi kendine iş açan adam” kavramını bir sanat formuna dönüştürüyor.

Başrolümüz Héctor, tipik bir adam: bahçede oturup dürbünle etrafı kesiyor. Ama bu sıradan sahne hızla absürt bir hâl alıyor. Zira Héctor’un dürbünle baktığı yerde bir çıplak kadın var. Tabii ki bu, normal bir film olsa Héctor suçlu olurdu, değil mi? Ama hayır! Nacho Vigalondo, bu durumdan bizi suçlu çıkarıyor çünkü “Bakın, zaman yolculuğu var. Düşünmeyin, hissedin!” diyor.

Derken Héctor, kendisini bir zaman makinesinde buluyor. İşte bu noktada film, kafamızdaki tüm mantık zincirlerini alıp bir güzel kırıyor. Héctor 2 olarak geri dönüyor, sonra Héctor 3 oluyor ve bir bakmışız ki “Artık kim kimdi?” diye sayıklıyoruz. Filmdeki “zaman çizgisi” denilen şey o kadar dolaşık ki, çözmek için fizik diplomasından çok sabır ve biraz delilik gerekiyor.

Ama bu karışıklığın içinde bir güzellik var. Film, düşük bütçesiyle harikalar yaratıyor. Öyle ki bir adam, bir makas ve birkaç tuhaf bandajla gerilim yaratmayı başarıyor. Bu noktada Nacho Vigalondo’nun “Abi, elimizde ne var? Plastik bandaj mı? Tamam, onunla insanı korkuturuz,” demiş olması muhtemel.

Héctor’un kendisi ise tam bir facia. Yani, bu kadar hata yapıp hâlâ hayatta kalabilen bir karakter görmek, bize “Tamam, ben bu hayatta çok da kötü gitmiyorum,” hissini veriyor.
Film ilerledikçe Héctor’un kendisiyle olan mücadelesi daha da komik hâle geliyor. Mesela, kendi karısını korkutmak için sarf ettiği çabalar izleyicide “Abi, bi dur ya,” hissi yaratıyor.

Film, zaman yolculuğunun karanlık tarafını gösteriyor. Ama bir yandan da “Zaman yolculuğu yaparsanız sadece başınızı belaya sokarsınız,” dersini veriyor. Hollywood’un parlak ve karmaşık zaman makinesi filmlerinden sıkıldıysanız, Timecrimes tam bir İspanyol şarabı tadında geliyor: biraz sert, biraz kafa karıştırıcı ama kesinlikle akılda kalıcı.

Filmin mizah dozu da oldukça ince. Héctor’un zaman içinde sürekli daha da kötüye gitmesi, trajikomik bir hava yaratıyor. Sanki Héctor’un hayatının özeti şu: “Biri bir şey yapmazsa, ben bu işin içine tamamen ederim.” Ve spoiler vermemek adına söyleyemediğim son sahne? Tam bir beyin yakan, “Nacho, bunu neden yaptın?” dedirten cinsten.

Timecrimes hem bir kafa karışıklığı makinesi hem de zaman yolculuğu türüne mütevazı ama etkili bir katkı. Tabii ki Nacho Vigalondo bize her şeyi açıklamıyor. “Açık uçları severim, otur sen tamamla,” diyerek topu bize atıyor. Ama asıl mesele şu: Hayatta bazı soruların cevabı yoktur, aynen bu filmin sonu gibi.

Eğer absürt mizah ve düşük bütçeyle yapılmış beyin yakan filmleri seviyorsanız, Timecrimes tam size göre. Ama dikkat edin, Héctor gibi kendi zaman çizginizde kaybolmayın.

Timecrimes: Pardon, Ben Hangi Zamandayım?

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...