The Old Guard 2: Karakterler Parlıyor, Hikaye Bocalıyor
Netflix’in 2020 yapımı aksiyon-fantastik türündeki filmi The Old Guard, çizgi roman yazarı Greg Rucka’nın kendi eserinden uyarlanan, alışılmışın dışında bir süper kahraman anlatısı sunmuştu. Yönetmen koltuğunda Gina Prince-Bythewood’un oturduğu ilk film, aksiyon kadar karakter derinliğine de önem vermesiyle türü sevenler arasında ayrı bir yere sahip oldu. Beş yıl aradan sonra gelen The Old Guard 2, bu kez Victoria Mahoney’nin yönetmenliğinde, daha solgun ama daha duygusal bir tonda ilerliyor. Charlize Theron, KiKi Layne, Matthias Schoenaerts, Marwan Kenzari ve Luca Marinelli gibi tanıdık yüzlerin yanı sıra Uma Thurman ve Henry Golding gibi yeni karakterlerle genişleyen kadro, ikinci filmin ana gücünü oluşturuyor. Film, Netflix’te izlenebilir durumda.
The Old Guard 2, olayların merkezine bir kez daha Andy’yi (Charlize Theron) koyuyor. Artık ölümlü olan Andy’nin içsel sorgulamaları, yalnızca fiziksel bir zayıflığı değil, psikolojik bir çözülmeyi de beraberinde getiriyor. Charlize Theron bu içsel çatışmayı mimiklerle, sessiz diyaloglarla ve beden diliyle oldukça etkili yansıtıyor.
Quynh (Vân Veronica Ngô) ve Discord (Uma Thurman) arasındaki ittifak, intikam duygusunu ve travmayı temsil ediyor. Ancak bu çatışmanın dramatik boyutu tam anlamıyla derinleştirilmiyor. Quynh’un acısı güçlü bir dramatik potansiyele sahipken, filmin ritmi zaman zaman bu duygusal yoğunluğu tam işleyemiyor.
Booker’ın (Matthias Schoenaerts) pişmanlığı ise daha sahici ve dengeli yansıtılmış. Ekibin ona karşı olan yaklaşımı yumuşak kalsa da karakterin içsel dönüşümü etkileyici. Bu yönüyle film, etik çatışmaları ve duygusal hesaplaşmaları başarılı biçimde kullanıyor.

The Old Guard 2: Karakterler Parlıyor, Hikaye Bocalıyor
Görsel olarak film, ilkine göre daha gri, daha yorgun ve kasıtlı olarak daha karanlık. Bu görsel tercihler, karakterlerin ruh hallerini yansıtmada oldukça işlevsel. Özellikle Andy’nin ölümlü oluşuyla birlikte renk paletinin “sönmesi”, sinematografik açıdan etkileyici bir anlatım tercihi.
Aksiyon sahnelerinde, bol patlamalı sekanslar yerine yakın dövüş koreografilerine ağırlık verilmiş. Bu tercihler filmi gerçekçi kılıyor. Elbette, bazı dövüş sahneleri yeterince akılda kalıcı olmasa da, net kamera açıları ve karanlık olmayan çekimler sayesinde izleyici aksiyonu rahatlıkla takip edebiliyor.
Filmin müzikleri ne yazık ki güçlü bir iz bırakmıyor. Dramatik sahnelerde müziğin etkisi zayıf kalıyor, bu da seyirciyle duygusal bağ kurmayı zorlaştırıyor. Bazı sahneler, müziğin desteğini hissettiremediği için sönük geçiyor.
Kurgu açısından ise sahneler arasındaki geçişlerde keskinlik hissediliyor. Özellikle duygusal bir sahneden hemen sonra gelen ani kesmeler, karakter gelişimini sekteye uğratıyor. Bazı konuşmalar sanki yarıda kesilmiş gibi hissettiriyor.

The Old Guard 2: Karakterler Parlıyor, Hikaye Bocalıyor
Filmin belki de en büyük handikapı, son 20-25 dakikasını neredeyse tamamen bir üçüncü film için altyapı kurmaya ayırması. Discord ile Andy arasındaki hesaplaşmanın erken çözülmesi ve ardından gelen “geleceğe hazırlık” bölümü, mevcut filmin dramatik gerilimini düşürüyor. İlk film bunu yalnızca bir sahneyle yaparken, ikinci film bu dengenin dışına çıkıyor.
Oysa henüz The Old Guard 3 onaylanmamışken, bu kadar zamanı yatırım gibi kullanmak, anlatının gücünü azaltıyor. Bu durum seyircide “bu film tek başına ayakta duramıyor” hissi yaratabilir.

The Old Guard 2: Karakterler Parlıyor, Hikaye Bocalıyor
The Old Guard 2, karakter odaklı anlatımı, başarılı oyunculukları ve tematik ağırlığı ile tür sinemasına farklılık katmayı sürdürüyor. Özellikle Charlize Theron’un performansı, Quynh’un travması ve Booker’ın pişmanlığı gibi detaylar filmi güçlü kılıyor. Ancak bazı karakterlerin yeterince işlenmemesi, senaryonun dağınıklığı ve üçüncü filme olan yoğun yatırım, bu devam filminin etkisini zayıflatıyor.
Yine de bu evrende anlatılacak hikâyeler varsa ve üçüncü film daha derli toplu bir yapıya sahip olursa, bu film “geçiş halkası” olarak anlamlı hale gelebilir. Aksi takdirde, The Old Guard 2, potansiyelini tam olarak kullanamamış ama niyetinden çok şey vadeden bir devam filmi olarak kalacak.