Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

Yazar: Şebnem Altundaş
The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

Park Chan-wook’un yönetmen koltuğunda oturduğu The Handmaiden (2016), sinematik anlatımı, görselliği ve zekice kurgulanmış hikâyesiyle dikkat çeken bir başyapıt. Sarah Waters’ın Fingersmith adlı romanından uyarlanan film, 1930’ların Japon işgali altındaki Kore’sinde geçen bir dolandırıcılık hikâyesi gibi başlasa da zamanla derinleşerek tutku, ihanet ve özgürlük gibi temalar etrafında şekillenen bir yapıya dönüşüyor.

Film, yetim bir yankesici olan Sook-hee’nin (Kim Tae-ri), zengin bir Japon kadını olan Leydi Hideko’nun (Kim Min-hee) hizmetçisi olarak görevlendirilmesiyle başlar. Ancak Sook-hee’nin asıl amacı, dolandırıcı bir adam olan Kont Fujiwara (Ha Jung-woo) ile iş birliği yaparak Hideko’yu kandırmak ve onun mirasını ele geçirmektir. Mirası aralarında bölüşmeyi ve böylece yollarına devam etmeyi planlarlar. Plan ilk başta kusursuz görünse de beklenmedik gelişmeler ve karakterler arasındaki karmaşık ilişkiler işleri bambaşka bir noktaya taşır.

The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

Hikâye üç farklı perspektiften anlatılarak izleyicinin olayları çeşitli açılardan değerlendirmesine olanak tanır. Bu anlatım tekniği, filmin temposunu yüksek tutarken her yeni bölümde seyirciyi şaşırtmayı başarır. The Handmaiden, klasik bir dolandırıcılık öyküsü gibi başlayıp zamanla psikolojik bir gerilim filmine evrilir ve nihayetinde tutkulu bir aşk hikâyesine dönüşür. Yani filmde neredeyse her şey var. Bence filmin en etkileyici unsuru, olayların yalnızca tek bir bakış açısından değil, birden çok kişinin gözünden aktarılması. Bu sayede izleyicinin sahneleri ve olayları anlamlandırması kolaylaşıyor.

Park Chan-wook’un yönetmenlik becerisi, filmin her karesinde kendini hissettiriyor. Sanatsal sahne tasarımları, ustaca kullanılan ışık ve renk paletiyle birleşerek izleyiciyi estetik açıdan büyülüyor. Özellikle Japon ve Kore mimarisinin harmanlandığı mekân tasarımları, filmin atmosferine önemli katkı sağlıyor. Klasik müzik eşliğinde sunulan sahneler hikâyenin dramatik yönünü güçlendirirken, erotizmi abartıya kaçmadan sunması da yönetmenin ustalığını ortaya koyuyor. Aynı zamanda filmdeki kıyafet seçimleri de oldukça şık ve Japon kültürünü yansıtması bakımından filme farklı bir hava katıyor.

The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

Filmdeki karakter gelişimleri de dikkat çekici. Her ne kadar sinemada karakter gelişimine ayrılan zaman sınırlı olsa da senarist bunu başarmış. Sook-hee’nin çıkarcı ve kurnaz yapısı, zamanla duygusal bir dönüşüm geçirerek yerini içten bir aşka bırakıyor. Leydi Hideko ise ilk başta kırılgan ve saf bir figür olarak görünse de ilerleyen sahnelerde karakterinin çok daha güçlü ve karmaşık olduğu ortaya çıkıyor. Kont Fujiwara’nın sinsiliği ve Hideko’nun amcası Kouzuki’nin (Cho Jin-woong) karanlık dünyası ise filmin gerilim dozunu yükseltiyor.

Filmin en büyük başarısı, hikâyesinin derinliği kadar, kadın karakterlerin özgürleşme sürecini güçlü bir şekilde işlemesi. Geleneksel olarak erkek egemen bir dünyada, Sook-hee ve Hideko’nun kendi kaderlerini belirleme çabaları, filmi yalnızca bir aşk ya da gerilim hikâyesi olmaktan çıkarıp feminist bir alt metinle zenginleştiriyor. Başroldeki kadın karakterlerin filmin başından sonuna kadar gösterdiği değişim oldukça net bir şekilde gözlemleniyor.

The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

Sonuç olarak, The Handmaiden sadece bir dönem filmi ya da aşk hikâyesi olmanın çok ötesine geçiyor. Bu filmi yalnızca bir aşk filmi olarak yorumlamak büyük bir eksiklik olur. Park Chan-wook’un ustalıkla işlediği görsellik, senaryodaki zekice hamleler ve karakterlerin derinliği, filmi izlenmesi gereken modern bir başyapıt hâline getiriyor. Şaşırtıcı anlatım teknikleri ve estetik açıdan büyüleyici sahneleriyle The Handmaiden, sinema sanatının en incelikli örneklerinden biri olmayı başarıyor. Özellikle drama, entrika ve gerilim severler için asla kaçırılmaması, mutlaka izlenmesi gereken bir film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

The Handmaiden: Estetik ve Entrikanın Ustaca Buluşması

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...