Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Texas Chainsaw Massacre: Tobe Hooper’ın Anısına Hakaret

Texas Chainsaw Massacre: Tobe Hooper’ın Anısına Hakaret

Yazar: Göktuğ Yılmaz

Texas Chainsaw Massacre: Tobe Hooper’ın Anısına Hakaret

1974 yılından günümüze kadar 9 filmle gelmiş olan Texas Chainsaw Massacre serisinin son halkası Netflix tarafından 18 şubatta yayına verildi.

Köklü ve oldukça sevilen slasher serisinin yeni halkası günümüzdeki ‘’requel’’ furyasına kendini kaptırarak bu furyanın en zayıf örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Hikaye oldukça sıradan ve bu seriyi özel yapan şeylerden mahrum. Bir grup genç belirli amaçlar için Texas’a giderler ve Leatherface’in annesi ile yaşadıkları olaylardan sonra dehşeti tekrar ortaya çıkarırlar.

Teknik açıdan sorunları olmayan hatta övebileceğimiz vahşet sahnelerine sahip filmin zayıf kalmasının nedeni kesinlikle hikayesi. İlk filmde insan olduğuna vurgu yapılan Leatherface bu filmde ölümsüzleştirilmiş, bir insandan ziyade bi yaratık gibi kullanılmış. Ayrıca filmin hikaye tarafında büyük oranda Halloween (2018) filminden kopya çektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz sanırım. Bu filmde de ilk filmde hayatta kalan Sally karakteri, film için önemli bir rol oynuyor. Ancak Halloweenle arasındaki fark şu ki Halloween’in çok iyi kullandığı dinamikleri taklit etmeye çalışırken eline yüzüne bulaştırıyor ve ortaya etkileyicilikten uzak, vasat bir iş çıkıyor. Sorun sadece Halloween 2018’e öykünmesi değil, korku sektöründe filmler başarılı örneklerden kendilerine rota oluşturabilirler ancak sorun şu ki ilk Texas Chainsaw Massacre filmini özel ve özgün yapan yanların hiçbiri bu filmde yok. Eğer Leatherface’in annesini görmesek bu filme Texas Chainsaw Massacre filmi demek bile zor çünkü ilk filmde bizi dehşete düşüren yamyamlık gibi akıllıca kullanılmış korku unsurları bu filmde yoklar. Leatherface oldukça sıradan bi katil ve içi boş.

Filmdeki ana karakterler diyebileceğimiz karakterlere gelirsek de bunlar çok kötü değiller. Hatta Moe Dunford’un canladırdığı Ricther karakterini sevdim diyebilirim ancak ne yazikki burada da pek bi özgün taraf yok. Son yıllarda izlediğimiz neredeyse her film gibi bu filmde politik eleştiri yapmakta çok ısrarcı. İçinde politik göndermeler ve eleştiriler olmayan bir film izleyemeyeceğiz artık sanırım. Bunların yanı sıra film fena bulmadığım yanlardan biri ‘’cancel culture’’ ve teknoloji bağımlılığı ile nasıl dalga geçtiği oldu. Filmde ana karakterlerimiz ‘’ influencer’’ oldukları için film buraya oldukça fazla atıfta bulunmuş. Leatherface’i gördüğünde kaçmak yerine telefonunun kamerasını açan gençler gibi detaylar ile bu kitle ile güzel dalga geçmişler. Filmin görsel yanı çok özgün ya da muhteşem değil ancak filme hizmet edecek kadar yeterli.

İlk filmde neredeyse hiç gösterilmeyen vahşetin yerini oldukça kanlı ve vahşi bir ortam almış ki ben bunu çok olumsuz bulmadım. Eğer filmde doğru kullanılsa ve filmin daha iyi bir hikayesi olsa keyifli de olabilirdi belki. Ancak şuanki halleri ile şiddet pornosu olmanın ötesine geçemiyorlar maalesef. Makyajlar, efektler güzel olsa da bizi gerecek veyahut vahşete uğradığını gördüğümüz karakterler için üzecek/korkacak bir altyapı oluşturamıyor film.

Az önce de bahsettiğim gibi filmin politik bir yanı olduğu aşikar hatta öyle ki bazı şeylerin bu kadar üst üste ve bu kadar kör göze parmak şeklinde verilmesini komik buldum. Tabiiki filmler belirli olaylar için mesajlar verebilirler ancak bunu içeriğe yedirerek yapmaktır önemli olan. Bu film ise sadece içinde mesaj olsun diye yapıyor. Amerika siyaseti, ırkçılık, Amerikan okullarında yaşanan ‘’schoolshooting’’ olayları filmde ard arda ve özensiz bir şekilde mesaj vermek için kullanılıyor ve artık internet ortamının dalga geçtiği Netflix social justice warrior (SJW- Sosyal adalet savaşcısı)’lığından nasibini alıyor bu yapım. Keşke nasıl mesaj veriririz nasıl politik eleştiriler yaparız diye uğraşacaklarına filme nasıl düzgün bir senaryo ve altyapı yaparız diye düşünselermiş.

Maalesef ben filmi oldukça başarısız buldum. Ne kadar ortalama oyunculuklar, güzel yapılmış makyajlar, birkaç iyi çekilmiş sahneye sahip olsa da genel senaryosu, kurgusu ve içeriği oldukça zayıf bir yapım olmuş. Filme puanım 5/10 olacak.

Bakalım bu klasik korku serilerini requelleme furyasında sonraki halka ne olacak? Hep birlikte göreceğiz.

Texas Chainsaw Massacre: Tobe Hooper’ın Anısına Hakaret

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...