Macbeth: Bir İktidar Meselesi
“İnsanoğlu gücünün farkına vardığında, akılla olan teması zayıflar. Kudurmuş bir kurt edasıyla ‘En sert rüzgarları, dağları, okyanusları ben yarattım.’ kibrine bürünür. Kibir, gerçek gücü örtbas eden en büyük silah olmakla birlikte; hırsın, karanlığın ve iktidar sahibi olmanın da en büyük düşmanıdır.”
William Shakespeare’ın en önemli eserlerinden biri olan Macbeth, Kemal Aydoğan yönetmenliğinde yeni bir heyecana kapılarını aralıyor. Aydoğan’ın çağdaş Macbeth uyarlaması; anlaşılır, yalın ve açık bir bakış açısıyla harmanlanmış. Böylelikle izleyicinin aklında soru işareti oluşturmayan, anın tadını çıkarabileceğimiz, insanı yormayan klasik bir trajedi yorumu ortaya çıkmış. Shakespeare’ın kaleminden dökülen ağdalı kelimelerle, Aydoğan’ın rejisi sayesinde; İskoçya Kralı Glamis’ten, Cawdor Beyi’ne ve sonunda acı bir sonla karşı karşıya kalacak olan Macbeth’e gerilim yüklü 100 dakikalık bir yolculuğa çıkıyoruz.
Oyununun kadrosunda yer alan Barış Atay (Macbeth), bildiğimiz üzere mücadeleci ruhuyla tanınıyor. Atay, oynadığı karakter için iyi bir seçim olmakla birlikte; liderliğin, korkunun ve aynı zamanda korkusuzluğun ehemmiyetini doruk noktasında yaşatıyor. Atay’ın başarılı oyunculuğunu izlerken dikkat çeken bir diğer konu da kolundaki özel dövmelerdi. Bir lideri, bir kralı izlerken; belki de bu ayrıntıların dikkat çekmemesi, gizlenmesi, deyim yerindeyse “oyunu kuralına göre oynamalı” dedirtiyor. Macbeth’in kostüm seçimleri; klasik ve çoğunlukla siyah tonların birleşimiyle karakteri tamamlar nitelikteydi.

Bi İktidar Meselesi
Oyunun kadrosunda yer alan bir diğer isim olan Ezgi Çelik (Lady Macbeth), cesur bir yetenek. Lady’nin kendinden emin, soğukkanlı ve lider tavrı her sahnesinde ayrı bir iz bıraktı. Özellikle Lady Macbeth’in çöküş döneminde yaşadığı buhran sonrası içsel hesaplaşmasında; artık tüm duygularını boşaltarak kendine ve yaptıklarına yabancılaştığı, ruhsal sıkıntıların örümcek ağı gibi tüm bedenini sardığı anda oynadığı tiradı, nefes kesen beş dakikaydı. Kostümleri, Lady için tasarlanmış lokal ışıklar, saç tasarımı ve onu destekleyen diğer unsurlar; karakterin “yeni bir ben” inşa edişini desteklemeyi başarıyordu.
Aydoğan, usta rejisiyle Macbeth cadılarını yorumlarken cinsiyetlerinin ayrıntılarında dolaşmayı ihmal etmemiş. Kadınların her birinde dişilik ve erillik yönleri ince ince işlenmiş. Ara sahnelerde dişil cadıların hayatlarına dair kısa ve etkileyici cinsel aktarımlar; komedi unsurlarıyla birleşerek, izlemesi zevkli bir hâl almış. Melek Ceylan, performansıyla seyirciyi etkilemeyi başaran bir cadıydı. Bir diğer yetenekli cadı ise Aybanu Aykut’tu. Vücudunu iyi kullanması ve gergin, tiz ses tonuyla canlandırdığı iki karakterin de hakkından gelmeyi başarıyor. Cadılar; Macbeth’in yoldaşları, muhafızları ve diğer beylik efendilerden rol alarak birden fazla karaktere bürünürken, bu karakterler arasındaki geçişleri ustalıkla sergilediler.

Bi İktidar Meselesi
Sahnenin ortasına konumlanan masa; tüm siyasi oyunların, hırsların, psikolojik baskıların ağırlığını taşıyacak kadar sert bir materyale sahipti. Oyun boyunca farklı anlarda kullanılarak işlevselliği sürdürülebilir hâle getirilmiş. Bu alanı bu oyuna tanıyan Moda Sahnesi, karşılıklı tribün koltuklarına ve orta sahne biçimine sahip. Böylelikle çift tarafın da meydanda olan biten her saniyeye birebir tanıklık etmesi kolaylaştırıcı bir etki yaratıyor.
Oyunda ışık tasarımı çok iyi düzeyde uyarlanmış. Ağırlıklı olarak mavi ve pembe tonlarının birleşiminden ortaya çıkan fantastik bir hava yaratılmaya çalışılmış. Işıklara destek olan bir diğer unsur da geçişlerde kullanılan etkileyici efektler ve onları destekleyen melodiler oldu. Macbeth’in cadılarının söyledikleri şarkılarda kültürel ezgiler dönemin kodlarıyla harmanlanmış ve bununla birlikte akışı güçlendiren dinamik olarak oyuna renk katmış. Oyunlarda her ne kadar metin ve oyunculuk ön planda olsa da; ışık kullanımı, diyaloglarda geçen duyguların aktarımını kuvvetlendirici bir etkiye sahip. Aynı zamanda ortamın gerginliğini ya da istenen hissi karşıya geçirmenin en büyük anahtarlarından biridir. Oyun, iktidar meselesinde yaşanan perde arkasındaki gerilimi bu bileşenleri aktif olarak kullanarak seyirciyle buluşturmayı başarıyor.

Bi İktidar Meselesi
Kadıköy Moda Sahnesi’nde izlediğim Macbeth oyunu, son dönemlerde izlediğim duyguyu geçirme noktasındaki başarısıyla “iyi oyunlar” listeme eklendi. Sahne girişinde seyirciyi küçük bir sürprizin beklediğini belirtmeden yazımı tamamlamak istemedim. Bir anda kendinizi değerli ve oyuna dâhil hissedeceğiniz naif bir atmosferle seyircileri karşılamaya devam ediyorlar. Macbeth oyununda sahne önünde ve arkasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Bir sonraki oyun eleştirimde buluşmak üzere.