Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Goodnight Mommy: Bandajın Altındaki Sırlar

Goodnight Mommy: Bandajın Altındaki Sırlar

Goodnight Mommy: Bandajın Altındaki Sırlar

Yazar: Defne Hasdemir

Goodnight Mommy: Bandajın Altındaki Sırlar

Aynı ismi taşıyan 2014 yapımı filmin Amazon Prime tarafından yeniden çekilmiş versiyonudur. Matt Sobel tarafından yönetilen ve Kyle Warren kalemiyle yazılan film bir ev içerisindeki bilinmezliği konu alır. Anne rolünü “The Ring” ve “King Kong” filmleriyle de tanıdığımız Naomi Watts canlandırıyordu. Yüzünü göremememize rağmen oyunculuğunu bizlere oldukça iyi geçirebiliyordu. İkiz kardeşleri ise Cameron Crovetti ve  kardeşler canlandırıyordu. Kardeş oyuncular filmin gerilimini oldukça başarılı bir biçimde sırtlanmışlardı. Ters köşeleri, konuyu işleyiş biçimi, beklenmedik sonu ve her sahnede size farklı bir şey düşündürmesi sayesinde son yılların en iyi psikolojik gerilim filmi olmaya aday sayılır.

Film ikiz kardeşlerin (Lucas ve Elias) uzun süredir görmediği annelerinin yanına yerleşmesiyle başlar. Ameliyat geçirdiği gerekçesiyle yüzü bandajla kaplı olan annelerinin hareketlerinden şüphelenmeye başlayan Lucas kardeşini de bu konuda ikna etmeye çalışır. Normalde sevgi dolu olan anneleri artık katı, kuralcı ve ilgisiz birine dönüşmüştür. İzleyiciye de geçen bu şüpheler gerilimi oldukça arttırır. Film verdiği ipuçlarıyla da izleyiciyi şüphelendirmekten ve aklında soru işareti bırakmaktan geri kalmaz. Aynı zamanda yaşadıkları evin soğuk havası ve karamsarlığı da izleyiciyi etkisi altına alabiliyor. Bir aile evinden, sıcak bir yuvadan çok daha uzak bir imaj çizen ev bir terslik olduğunu hissettirmeye yetiyor. Bandajların altındakinin kim olduğuna dair asla kesin bir yargıya varamıyorsunuz. Son sahneye kadar anneyle ilgili şüpheleri bir bir arttırıyorlar. Arada kalmışlık ve her saniye şüphelerin farklı yöne doğru yönelmesi sizi psikolojik olarak çok daha fazla etkiliyor. Bu yönüyle de son zamanların en iyi psikolojik gerilim filmi denilebilir.

İlk dakikadan konuya girmesi ve her sahnede daha da ritmi arttırması sayesinde filmden sıkılmıyor, kopmadan izleyebiliyorsunuz. Aynı şekilde çocukların da çok hızlı harekete geçmesi filmin havasını tamamen değiştiriyor. İlk sahneler bir bilinmezlik eşliğinde devam etse de sonrasındaki kaçma kovalama sizi heyecanlandırırken geriyor. Benim en sevdiğim yönlerinden biri ise detayları oldu. Filmi bitirdikten sonra adeta aydınlanma yaşıyor ve filme dair tüm bakışınız değişiyor. Sahneleri tekrar zihninizde canlandırdığınızda bir zemine oturuyor ve bu sayede filmden aldığınız zevk katlanıyor.

Filmde beni rahatsız eden birkaç unsur oldu. Öncelikle çocukların soğukkanlılığı anlam verilemeyecek boyuttaydı. Oldukça planlı, paniklemeden yaptılar her aşamayı. Gözlerini dahi kırpmadan tüm bunları yapabilmeleri bana fazla gerçeklikten uzak geldi. Son aşamaya kadar annenin kendini açıklamak için beklemesi de beni ayrı irrite etmişti. Bu tarz detaylara takılmadan izlendiği zaman keyif alınabiliyordu.

Filmin sonu ise benim hem en sevdiğim hem de en mantık dışı bulduğum yerdi. Öncelikle beklediğinizin dışında bir son verilmişti ve bu beni etkiledi. Tahmin ettiğiniz şekilde bitseydi eğer belki filmi vasat bile bulabilirdim. Yine sonu sayesinde baştan aşağı filmi tekrar hatırlayıp, sahneleri birleştirdim. Bu yüzden benim en sevdiğim kısım oldu. İzlememe değer, mantıklı bir son verdiler. Diğer yandan aceleye getirilmiş hissi de verdi.

Buradan itibaren filmin heyecanını kaçıracak ipuçları var . İzledikten sonra okumayı unutmayın.

Yukarıda da belirttiğim gibi her saniye heyecanı artıyordu. Annenin Lucas’a hiç kızmaması hatta onunla hiç konuşmaması ilk başlarda dikkat çekmiyordu. Filmin sonunu öğrenince bunu hatırlıyor ve nasıl fark etmediğinizi düşünüyordunuz. Yine aynı şekilde polislerin de Lucas’la hiç konuşmaması, Elias bir şey sorunca Lucas’ın yetişkinlerin yanında sesi çıkmaması gibi detaylar aslında oldukça gözümüze sokulmuştu. Ama tüm dikkatinizi anneye verdiğiniz için ilk izleyişte anlayamıyor, fark edemiyorsunuz. Bunları fark etmeye başladığınız zaman da tüm taşlar yerine oturuyordu. Buna rağmen Lucas’ın ölümünden Elias’ın elinden olması beni oldukça şaşırttı ve üzdü. Yine de annenin ve Elias’ın ölmesini gereksiz ve hızlandırılmış bir son olarak gördüm. Annenin Elias’a sarıldığı ve samanlıktaki yangını gördükleri sahneyi bile tercih ederdim. Son dakikadaki hoşnutsuzluğum hariç oldukça keyifliydi.

Ters köşeleri olan, gerilim konusunda sizi hayal kırıklığına uğratmayacak bir filmdi diyebiliriz. Yavaş ilerlemeyen, ritmi yüksek bir film arıyorsanız göz atmalısınız, pişmanlık duymayacağınızdan eminim. İzledikten sonra fikirlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın lütfen.

Goodnight Mommy: Bandajın Altındaki Sırlar

 

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...