Drive to Survive 4 Sezon: Bir Belgesel Nasıl Olmamalı
Formula 1’in Liberty Media’ya satılışından sonra Netflix ortaklığı ile izleyicilere sunulan Drive to Survive, her ne kadar kemik F1 takipçileri tarafından iyi bulunmamış olsa bile bu sporun popülerliğini son yıllarda yadsınamayacak bir seviyede arttırdı. Ülkemizde bile futbol dışında konuşulan bir spor dalı haline geldi Formula 1. Drive to Survive, ilk üç sezonunda farklı takımlara yer verip, gerçek olmayan kurgular sunmuştu ve en önemlisi de Lewis Hamilton ile Mercedes’in rakipsiz olduğu dominasyonuna denk gelmişti. Formula 1’in gelmiş geçmiş en iyi sezonlarından biri olan destansı 2021 yılının ardından bütün gözler Netflix’e çevrilmişti, beklentiler hiç olmadığı kadar yükselmişti. Peki Netflix nasıl bir iş ortaya koydu? Bunu cevaplamadan önce gözümüzü 2021 sezonuna ve onun da öncesine çevirmemiz gerekiyor.
Bilindiği üzere Formula 1; araçların ve takımların rekabetini daha fazla arttırmak, araçlardan çıkan ve arkadaki aracın takibini zorlaştıran kirli havayı önlemek, bütçe kısıtlaması getirmek gibi birçok yeniliği ve yeni bir sayfayı 2021 yılında açacaktı, lakin bu yenilikler pandemi sürecinden dolayı 2022’ye ertelendi. Her ne kadar bu yenilikler bir yıl ertelenmiş olsa da birçok kısıtlama ve yeni kural da 2021 sezonundan itibaren başlamıştı, bütçe de bunlardan biriydi. Son yedi yılın yedisinde de takımlar şampiyonu olan Mercedes ve yedi kez dünya şampiyonu, Mercedes sürücüsü Lewis Hamilton 2021’in favorisi haline gelmişti. Lakin bu dominasyonun daha önce görmediği bir rakibi olacaktı; genç Red Bull sürücüsü, uçan Hollandalı Max Verstappen.
Mercedes, yeni gelen kuralların birçoğunu yanlış yorumlamıştı ve hızında bir düşüş olmuştu. 2019’dan itibaren Honda motoru kullanan Red Bull, çılgın sürücüsü Max Verstappen ile yükseliş dönemine girmeye çalışıyordu. Sezon testleri öncesi Honda’nın ürettiği motorun adeta bir mucize olduğuna dair söylemler, kulislerden bizlere doğru ulaşıyordu. 2021 sezonunun sıralama turlarından itibaren başlayıp son yarış Abu Dhabi’nin son turuna kadar sürecek, Formula 1 tarihinin gelmiş geçmiş en iyi rekabetlerinden biri haline gelen epik Hamilton × Verstappen düellosu, sporu adeta dünya çapında bir marka haline getirdi, Formula 1’in izlenme sayıları çılgınca sayılara ulaştı, sezonun son yarışı Abu Dhabi GP’yi dünya çapında yüz milyonlarca insan seyretti. Yeni regülasyonlar öncesi bu son yıl, F1 tarihinin en unutulmaz sezonlarından biri oldu.
Sezonun neredeyse her yarışı izleyenleri ekran başına kilitledi, neredeyse her yarışta Lewis Hamilton ve Max Verstappen tekerlek tekerleğe mücadele etti. Red Bull sezona muhteşem bir başlangıç yaptı, sezonun ortalarından itibaren Mercedes hızlandı ve son yarışlarda da ezici üstünlüğünü ortaya koydu. Silverstone’da yaşanan kaza, bu rekabeti adeta bir savaşa çevirdi, Hamilton ve Verstappen fanları yarışları büyük bir gerginlik ve heyecan ile izledi. Sezonu ise Max Verstappen şampiyon olarak tamamladı ve ilk dünya şampiyonluğunu kazandı, Lewis Hamilton, şampiyonluk sayısını sekize yükseltemedi ve Michael Schumacher’i geçemedi. Sezon boyunca hatalı kararlar veren yarış direktörü Michael Masi’nin, son yarış Abu Dhabi’nin son turlarında yaşanan kazanın ardından güvenlik aracı ardında ilk olarak tur yiyen araçların yerlerini geri almasına izin vermeyip, daha sonradan sadece Hamilton ve Verstappen’in arasında bulunan araçların turlarını geri almalarına izin vermesi çok konuşuldu ve çok tartışıldı.
Neredeyse her yarışı farklı bir hikaye içeren bu sezonun ardından, açıkçası beğenmesem bile benim bile gözüm Netflix’e, Drive to Survive’a çevrildi. Peki Drive to Survive, bu unutulmaz sezonda nasıl bir iş çıkardı? Doğrusu beklentim düşüktü ama Drive to Survive, düşük beklentilerimden bile daha başarısız bir iş ortaya koymuş. Sezona dair o kadar fazla ve önemli olay atlanmış, o kadar gereksiz yerlere kamera çevrilmiş ki yine ve yeniden hayal kırıklığına uğradım.
Bu sözlerden sonra yanlış anlaşılmak istemem, elbette sezonun on bölümünün de Hamilton ve Verstappen’e ayrılmasını beklemiyordum lakin iki bölüm Daniel Ricciardo’ya odaklanmak, Haas ve Williams’a özel bölüm izlemek, Valtteri Bottas ve George Russell arasında bir bölümü kaplayacak yapay bir rekabet izlemek -Netflix bu yapay rekabetlerden çokça da eleştiri almıştı- ve en önemlisi de sezonun leziz yarışlarının belgeselde bile olmaması benim istemeyeceğim durumlardı. Evet, arka planda bir savaşa dönüşen şampiyonluk yarışı varken Mazepin’in 18. bitirdiği Rusya yarışını izliyoruz, Ricciardo’nun hayatına tekrar göz gezdiriyoruz, “Aman Tanrım Mercedes’in ikinci koltuğu kime gidecek?” (sezon başından beri Russell’ın o koltuğa oturacağını bilmeyen yoktu bile) bunlar elbette izlememiz gereken kısımlardı.
Hamilton ve Verstappen’in tekerlerini birbirlerine sürttüğü yarışlar ya saniyelik kısımlarla gösterilmiş ya da belgesele konulmamış bile; Azerbaycan yarışı belgeselde bulunmuyor! Zaten Netflix’in gerçeği yansıtmayan kurgularından sonra Max Verstappen, belgesele röportaj vermeyi uzun bir zaman önce reddetmişti. Böyle bir eksiklik mevcutken, Netflix bunu doldurmayı başaramamış, buna uğraşmamış bile. Formula 1’in YouTube kanalında yayınladığı geniş özetleri izlemek emin olun bu belgeseli izlemekten daha çok bilgilendirici ve heyecanlı olacaktır. Çünkü son yarışa aynı puanlarla giren, son yarışın son turuna taşınan bu şampiyonluk mücadelesinin bulunduğu 2021 sezonu, ancak böylesine kötü anlatılabilirdi. Benim de Formula 1 2022 sezonunu anlatacak olan Drive to Survive’ın beşinci sezonuna karşı hiçbir beklentim kalmadı. Ben bu satırları yazarken de 2022’nin ikinci yarışını geri bırakmış durumdayız. Alışılmadık bir hızda zirveye geri dönen güçlü bir Ferrari, Max Verstappen × Charles Leclerc rekabeti, geri planda kalan Mercedes bu sezonda şu anlık öne çıkıyor. Anlaşılacağı üzere tavsiyem ise, bu belgeselden uzak durulması, çünkü Formula 1 bu belgeselden çok daha fazlası.
Drive to Survive 4 Sezon: Bir Belgesel Nasıl Olmamalı
