Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Büyük Kuşatma: Değişen Dünyayla Yüzleş(me)mek

Büyük Kuşatma: Değişen Dünyayla Yüzleş(me)mek

Yazar: Ömer Acıoğlu

Büyük Kuşatma: Değişen Dünyayla Yüzleş(me)mek

Bazı insanlar vardır ki, yüzleşmekten kaçar. Bazı insanlar vardır ki, içinde biriktirdiği tüm öfkesini kusar. Bazı insanlar vardır ki, bu dünyada değişmekten çekinirler.
Sinan Kesova’nın ilk filmi Büyük Kuşatma, karısının ölümüyle büyük bir yüzleşmeye giren bir adamı anlatıyor.


Hinterland (2017) isimli kısa filmiyle sinemaya adım atan Sinan Kesova’nın yönetmenliğini üstlendiği; başrollerinde Alp Öyken, Dolunay Soysert, Yiğit Sertdemir, Asiye Dinçsoy, Samal Yeslyamova ve Tarık Pabuççuoğlu’nun yer aldığı film, geçtiğimiz yıl İstanbul Film Festivali’nde “Seyfi Teoman En İyi Film”, Ayvalık Film Festivali’nde “Yeni Bir Kurgucu” ve Ankara Film Festivali’nde ise “En İyi Erkek Oyuncu”, “En İyi Sanat Yönetmeni” ve “SİYAD En İyi Film” ödüllerinin yanı sıra, bu sene SİYAD Ödülleri’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ile “En İyi Sanat Yönetimi” ödüllerini kazandı. Glasgow 1980 ve Vigo Film’in yapımını üstlendiği bu film, Kasım ayında bir haftalığına AKM Yeşilçam Sineması’nda gösterime girdi ve 26 Nisan’da MUBI platformunda gösterimde. Gelin, sizinle böylesine güzel bir yolculuğa çıkalım.


Ünlü akademisyen Berna Tuna’nın ölümü, kocası Macit ve oğlu Alp için sarsıcı ve son derece altüst edici bir olaydır. Bu olay, Macit için geçmişteki hatalarıyla yüzleşmek adına bir fırsattır. Fakat şoke edici bir sürpriz vardır: Yıllardır ihmal ettiği kızı İpek, babası Macit’i ziyaret etmek için Fransa’dan İstanbul’a gelir. Oğlu Alp ile Berna’nın asistanı Feyza’nın, Berna Tuna’ya olan bağlılığı ise Macit’in yeniden başlama umudunu sınava dönüştüyor.

Bu, aslında bir yüzleşme ve değişim öyküsüdür. Film günümüzde geçmektedir; ancak mekân olarak sanki eski İstanbul’da geçiyormuş gibi bir atmosfer yaratır. Görsellik tarafında biraz daha açacağım ama bu filmde gördüğümüz köşkler, resimler, tablolar, eski evler ve eski arabalar; geçmişe, eskiye ve “eski Türkiye”ye olan bağlılığı sağlam bir şekilde resmetmeyi başarır.
Hikâyenin ana ekseni ise hem geçmişle hem de ülkenin değişiminin getirdiği yabancılaşmayla yüzleşmeye dairdir. Öyle bir geçmiş ki bu, insanı acıdan kahreder.

Öyle bir yabancılık ki bu, insanın yakın arkadaşı bildiği birkaç kişinin kovulmuş olmasından bile habersiz kalmasına neden olur. Neden yabancılaşmadan bahsediyorum? Çünkü filmde bir Özbek hizmetçi de yer alıyor ve düşündükçe (ve yazdıkça) hikâyeye sağlam bir boyut katıyor. Neden mi? Zira Özbek hizmetçi Mohi, bu filmde bir yandan güveni temsil ederken bir yandan da “yabancı” olarak hayatta kalmayı başarıyor.


Sinan Kesova bu filmde sadece geçmişle ve gelecekle yüzleşmeyi anlatmakla kalmamış; aynı zamanda bazı değerlerin, acı da olsa, hatırlanması gerektiğinin altını çizmiştir. Bunu yaparken de filmin mimari tasarımından, eski Türk sanat musikisi eserlerinden ve eski arabasından yararlanmıştır. İşin içine Macit’in Alp’e karşı ilgisizliği, Alp’in evin iplerini eline almaya çalışması, Macit’in ölen karısının eşyalarından kurtulma arzusu da girince, filmde işler çığrından çıkar. Filmin diyalogları da görsel anlatımla dengeli bir bağ kurarak hikâyeye iyi bir şekilde hizmet eder.


Biraz önce görsellikten, özellikle de sanat yönetmenliğinden bahsediyordum ya; işte o eski evler, eski yazlık ev, eski araba, eski üniversite gibi mekânlardan söz ediyordum hani. İşte şimdi geliyorum: Aynı zamanda büyük alışveriş merkezleri, lüks oteller ve restoranlar da var. Bu görüntüler, hikâye anlatımı açısından ilginç bir güzelliğe ve sağlam bir kontrasta sahiptir.
Kamera dili ise ayrı bir sakinlik; ama yeri geldiğinde de ayrı bir soğukluk katar.

Bunu, gerek renkleri gerek orta ve uzak plan ağırlıklı kamera açılarıyla filme başarıyla yansıtır. “Dolly in” ağırlıklı kamera hareketleri de bazı sahnelere ayrı bir lezzet katmaktadır.
Film, müzik konusunda klasik eserlerden, Türk sanat musikisi eserlerinden ve Yalın’ın “Günaydın” parçasından faydalanmaktadır. Aslında müzik kullanımı konusunu düşündükçe, eskiyle modernizmin bir arada olduğu bir dünyayı temsil etme açısından güzel seçimler yapıldığını söylemem gerek.
Diğer taraftan filmin ses kullanımı da dengelidir. Filmdeki ses tonları ve diyaloglardan çıkan sesler, bir nebze olsun bizi ürkütür. Ama öte yandan ortam sesleri, dış dünyayla olan ilişkileri güzelce irdeler. Yani değişimi vurgulayan yönlerden biri de bu olmuştur.


Tabii ki yıllara meydan okuyan Alp Öyken’in oyunculuğundan bahsetmeden olmaz.
Gerçekten de hem tüm oyunculardan rol çalıyor hem de adeta ders veriyor.Kırılgan ama asabi, sıcak kanlı ama soğuk görünen bu oyunculuğunu filmin sonuna kadar ayakta alkışladım. Öyle böyle değil! Onun dışında Dolunay Soysert de filmdeki sıcak kanlı ama mesafeli tavrıyla parlıyor. Yiğit Sertdemir ise adını ilk kez duymama rağmen son derece efendi bir oyunculuk sergilemiş.

Asiye Dinçsoy da Berna’nın asistanı rolünde hem sempatik hem de sakin bir hava katmış. İstanbul’da hayatta kalmaya çalışan iyi niyetli hizmetçi rolünde ise Samal Yeslyamova var. Gerçekten de o rolün hakkını samimiyetle vermiş ve rolünü içtenlikle canlandırmış. Kaldı ki 2018 yılında Ayka (Sergei Dvortsevoy) filminden başka hiçbir yapımda yer aldığını görmedim. Aldıysa da bizdeki sinemalara gelmedi hiç. Göremedik, göremezdik de.

Neyse, yavaş yavaş sona yaklaşırken son sözlerimi söyleyeyim: Değişimle yüzleşmek zordur, değişime ayak uydurmak ise daha da zor. Tıpkı geçmişle yüzleşmek gibi.
Bu film sadece karakterler üzerinden bireysel bir hikâye anlatmıyor; aynı zamanda toplumsal bir hikâye de sunuyor. Filmde gördüğümüz manzaralar, aslında bize yansıyan birer ayna görevi görüyor.
Çekimleri, Alp Öyken’in oyunculuğu ve hikâyesiyle çok özel bir film. Pek çok festivalden ödülle dönen bu filmi mutlaka seyretmenizi tavsiye ediyorum.
Puan: 4/5

Büyük Kuşatma: Değişen Dünyayla Yüzleş(me)mek

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...