Bomboş: Onur Ünlü’nün Suç Türünde Yeni Filmi
Senaryosu Onur Ünlü’ye ait olan ve aynı zamanda yönetmenliğini de yaptığı ‘Bomboş’ filmi 8 Kasım’da Netflix Türkiye’ye geldi. ‘Bomboş’ 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film yarışmasında jüri ve tüm sinemaseverlerin karşısına çıktı.
“Leyla ile Mecnun”, “Polis” ve “İtirazım Var” gibi yapımlarıyla çokça tanınan Onur Ünlü, komedi türündeki “Bomboş” isimli filmi için “hak ettiğinden fazlasını isteyen bir adamın hikayesi” şeklinde düşüncelerini ifade etti. “İtirazım Var”, “Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok”, “Beş Şehir” isimli filmleriyle bugüne kadar “Altın Portakal, İstanbul Film Festivali, Altın Koza” gibi festivallerden ödülle dönen Onur Ünlü, “Bomboş” filmini de hem ulusal hem de uluslararası festivallerde yarıştıracak.
Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında “Bomboş” film gösteriminin ardından sinemaseverlerle buluşan Onur Ünlü, “Hep daha fazlasını hak ettiğimizi düşünürüz. Bu filmde hak edilmeyen şeyle çok uğraşmaması gerektiğini, sonuçta insanın başına kötü şeyler gelebileceğini göstermek istedik. Filmde yaşanan olaylar gerçekti. Günel karakterinin yaşadığı her şey gerçekti. Filmde bir mesaj vermek istemedim ama illa bir mesaj istiyorsak hak etmediğimiz hiçbir şeyi istememeliyiz. Eğer hak ettiğinden fazlasını istiyorsan daha çok çalışmalısın.” ifadelerini kullandı.
Cinayet mi yoksa ilaçların yan etkisi mi? “Bilemiyoruz.”
Filmin konusuna gelecek olursak; Hayattaki tek arzusu cansız şeyleri fotoğraflamak olan kırk yaşındaki Günel, çalıştığı şirketin çekilişinde kazandığı bedava Kıbrıs tatilinde, enerjik bir o kadar da sevimli ancak geçmişi karanlık olan Şefik’le tanışır. Günel, sıkıntıdan komşu villadaki Şefik’i gözetlerken hiç beklenmedik bir duruma şahit olur. Ancak sıcak havanın ve aldığı ilaçların da etkisiyle gördükleri konusunda şüpheye düşer. Olanlar gerçek mi, hayal mi? emin olamaz. Filmde Günel’in tatilinin seyrini değiştiren ilk olay ayağını kırmasıyla başlar. Bu durumun ise tek iyi yanı, hemşire olan Nazlı ile tanışması demek daha doğru olur.
Serkan Keskin, Settar Tanrıöğen ve Hazar Ergüçlü’nün başrolünde yer aldığı filmin yapımını Depo Film ve Paradox Film üstleniyor. Film sıra dışı bir anlatım tarzına sahip olduğu için izleyicileri ikiye bölmüş durumda. Bunun nedeni ise filmi beğenen bir kesim olduğu gibi filmi olumsuz eleştiren ve beğenmeyenlerinde varlığından kaynaklanmakta. Filmde derinlikli karakterler ve etkileyici görsel unsurlar da yer alıyor. Filmin asıl temasının ise insanın kendini keşfi ve insan ilişkileri olarak ele alabiliriz. Karakter derinliğini ise başarılı oyunculuğuyla dikkat çeken Serkan Keskin’in çok iyi bir biçimde yansıtmakta olduğunu söylemeliyiz. Senaryonun derinlikli bir karakter üzerinden şekillenmesi izleyiciyi film boyunca ‘insanın kendi içsel yolculuğuna’ davet ediyor. Genellikle filmle ilgili olumlu yorumlar karakter üzerinden yapılmış. Olumsuz eleştiriler ise filmin çok enteresan bir yere doğru gitmesiyle ilgili. Hayat ve sanat kesişimindeki ahlaki ve insani değerlerin gelecek kaygısından kaynaklı eleştiriler olduğunu söyleyebiliriz.
Filmin en güzel yanının soundtrack olarak seçilen parça olduğunu belirtmeliyim. Filmde Beethoven- Ayışığı sonatı kullanılıyor. Elbette iki usta oyuncunun varlığıyla film daha izlenebilir bir yapıya bürünmüş denebilir. Gerçeklikten uzak, sıkıcı bir giriş ve olay örgüsünün bulunduğu gelişme bölümlerinin ardından seyirciyi belirsiz bırakan bir sonu var. Bu kısmı biraz rahatsız edici gelebilir. Sonuçta karmaşık bir giriş ve olay örgüsünün ardından akılda kalıcı ve etkileyici bir son bekleniyor. Fakat filmin nihai olarak beklentileri karşılamadığını ifade etmek yerinde olacak. İnsanın anlam arayışı üzerinden değerlendirebileceğimiz film konusu yine de bazı belirsizlikleriyle izleyicide tam olarak “şu an ne izliyorum?” hissi yaratmıyor değil elbette. Çoğu kez filmi durdurup sorguladığım anları anımsıyorum.
Filmin asıl mesajını insanların ve hayatın anlamsızlaşması bir arayış çığlığı ve kaybolmuşluğun kaygısı tam anlamıyla her şeyin içinin boşalıp bomboş bir hale gelmesi olarak da betimleyebiliriz. Bomboş filmine dair yapılan olumsuz eleştiriler başka bir açıdan filmin türünü sevmeyen izleyicilerden oluşuyor. Hikâyenin bazı noktalarda zayıf kalması izleyicilerin beklentilerini tam olarak karşılayamamakta. Ancak herkesin beklentisi ve zevkleri farklı olduğundan dolayı filmi izlemek isteyen kişiler filmin fragmanını izleyerek daha net bir karara varabilirler. Bu noktada filmin iyi ve kötü yorumları eşit derecede aldığını hatırlatmakta da fayda var. Yaptığı işlerle gündem olmayı başaran Onur Ünlü “Bomboş” filmi içinde adından çokça söz ettireceğe benziyor. Bakalım sizler filmi nasıl bulacaksınız?
Bomboş: Onur Ünlü’nün Suç Türünde Yeni Filmi
1 Yorum:
Madem ki “insanın kendi içsel yolculuğuna davet” var filmde, seyretmeye değer…