Aşk Büyü vs: Yirmi Yıl Sonra Yeniden
“iki kız bulur
hayatın sırrını
apansız mısrasında
bir şiirin”
Ümit Ünal’ın 2019 Antalya Film Festivalinde SİYAD En İyi Film Ödülü’nü alan, Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü’nü paylaşan, Selen Uçer’e En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ve İstanbul Film Festivalinde Altın Lale En İyi Film, En İyi Senaryo, Ece Dizdar ve Selen Uçer’e En İyi Kadın Oyuncu ödülleri verilen son filmi Aşk, Büyü vs. pandemi koşulları nedeniyle sadece birkaç festivalde gösterim yapabildi. Festival gösterimlerinin ardından Mubi ilk kez izleyici karşına 22 Mayıs’ta çıkardı.
Filmin konusuna gelirsek varlık bir milletvekilinin kızı olan Eren (Ece Dizdar) ile Büyükada’daki evlerinin kahyasının kızı Reyhan (Selen Uçer) ergenlik döneminde büyük aşk yaşamışlar. İlişkilerini aileleri tarafından öğrenildiğinde birbirlerinden koparılmışlardır. Yirmi yıl sonra Eren Büyükada’ya dönüp Reyhan’a hala aşık olduğunu söyler. Reyhan da Eren’e aşk yüzünden değil büyü yüzünden döndüğünü söyler.
Ümit Ünal Yeşilçam’ın son dönemlerinde “Teyzem” “Hayallerim, Aşkım ve Sen” gibi önemli filmlerinin senaryolarını yazarak sinemaya adım atar. Sonrasında 2001 yılında yazıp yönettiği “9” ardından “Ara” “Nar” filmiyle yönetmenlik kariyerine devam eder. Her ne kadar Ümit Ünal günümüz bağımsız sinemasında filmlerini çekse de sektöre adım atarken senaryolarını hayata geçiren ustalarının üzerinde etkisini görmek mümkün. Hatta Aşk, Büyü vs.’de Yeşilçam melodramlarında sık sık gördüğümüz “zengin kız-fakir oğlan” ya da “zengin erkek- fakir kız” hikayelerini ters yüz ederek “zengin kız-fakir kız” hikayesini anlatır.
“Güzel bir göz beni attı bu derin sevdaya
Benziyor şimdi benim ömrüm uzun rüyaya
Yâri karşımda görsem de dalarım hülyaya
Benziyor şimdi benim ömrüm uzun rüyaya”
Başarılı oyuncu yönetmeni olan Ümit Ünal çevrimiçi galasında söylediğine göre senaryoyu yazdığı andan itibaren aklında hep Selen Uçer ve Ece Dizdar varmış. Selen Uçer için katılıyorum kesinlikle harika bir seçim yirmi senenin duygusunu her sahnesinde taşıyabiliyor ve bize gerçekten hissettirebiliyor ama Ece Dizdar için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Ece Dizdar’ın oyunculuğundan kaynaklı mı yoksa senaryodaki Eren karakteriyle alakalı sıkıntılardan mı bilmiyorum beni pek ikna edemedi ve maalesef Uygar Özçelik’in oynadığı Gökhan karakteri için de aynısını söyleyebilirim fazla eksik. Birer sahne bile olsa Ayşenil Şamlıoğlu ve Emrah Kolukısa harikalar yaratıyorlar.
Yirmi senelik aşk yansıtılırken bazı yerler gayet iyi yansıtılsa da bazı yerlerde sıkıntılar olduğunu düşünüyorum özellikle mektup kısımları ve Reyhan karakterinin şarkı söylediği sahne gayet güzel işlerken; bazı diyaloglar ve sevişme sahnesi beni pek ikna edemedi. Ümit Ünal’ın ileri görüşlülüğü mü yoksa gözlem yeteneği mi desem bilemiyorum zombi sahnesiyle gözler önüne seriyor sanki Ümit Ünal pandeminin olacağını önceden biliyormuş da bize haber veriyormuş gibi.
Kısacası her ne kadar eksikleri olduğunu düşünsem de bence mutlaka izlenmesi gereken filmlerden hele o harika Büyükada görüntüleri için bile izlenir…
Aşk Büyü vs: Yirmi Yıl Sonra Yeniden
Hazal Açma’nın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.