Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri Yarım Kalan Aşklar: BluTV (İnceleme)

Yarım Kalan Aşklar: BluTV (İnceleme)

Yazar: Eslem Saraçoğlu

Yarım Kalan Aşklar: BluTV (İnceleme)

Yarım Kalan Aşklar şimdiye kadar çekilmiş en değişik Türk polisiye dizisi desek yalan olmaz herhalde. Dizinin adını görünce sıradan gençlik dizisi olduğunu düşünenleri daha ilk bölümden yanıltan BluTV dizisine bence bir şans vermelisiniz.

Mesleğine son derece bağlı olan gazeteci Ozan (Tolga Sarıtaş) bir bölgede durduk yere kör olan insanlarla ilgili bir bilgi alıyor ve haber yapmak istiyor ancak haberciliğin artık sosyal medyada döndüğü çağımızda dikkat çekici manşetlerle gazetesini satmak isteyen yayın direktörü tarafından bu isteği reddediliyor. Gazeteciliğin bu şekilde olmaması gerektiğini düşünen Ozan karakteri haberin peşini bırakmıyor. Profesör adında birisine ulaşıyor ancak neticeye varamadan bir araba kazası sonucunda cinayete kurban gidiyor. Kendi gibi gazeteci olan kız arkadaşı Elif (Dilan Çiçek Deniz) olaylara direkt şahit oluyor. İlk şoku atlattıktan sonra hem araba kazasını hem de körlerle ilgili haberi araştırmaya karar veriyor. Buraya kadar her şey sıradan, asıl olay ise bu sıradan akışı alt üst edecek, Ozan’a keşke ölseydim dedirtecek bir değişimle başlıyor.

Ölüyorsunuz, uyanıyorsunuz ve tebrikler başka bir bedendesiniz. Ozan’a ikinci bir şans vermek üzere Yarım Kalan İşler Dairesi’nden gelen başkan yardımcısı Haluk, kendisini Kadir Bilmez (Burak Deniz) adında birisinin bedeninde bulan Ozan’ın ruhuna gerekli açıklamaları yapmak üzere görevlendirilmiş. Başkanlığa bağlı 3 tane daire bulunuyor. Yarım Kalan Aşklar Dairesi, Yarım Kalan İşler Dairesi, Yarım Kalan Hayaller Dairesi. Ozan için bütün daireler uygun olsa da Başkan, Ozan için Yarım Kalan İşler Dairesi’ni uygun görmüş. Eğer hiç kimseye Ozan olduğunu söylemezse Kadir’in bedeninde yaşamasına ve yarım kalan işini bitirmesine izin verilecek. Ozan bu duruma evet veya hayır diyemeden başkan yardımcısı ortadan kaybolur ve Kadir’in bedenindeki hayatı başlar.

İlk olarak Elif’i bulmak ister ve kendi cenazesine katılmak zorunda kalır. Orada ben ölmedim demeye çalışsa da yapamaz. Aslında beni diziye en çok bağlayan şey bu çaresizlikle nasıl başa çıkacağına olan merakımdı. Yaşıyorsunuz ama kimse bunu bilmezken yaşamanın da pek bir anlamı olmuyor. Ayrıca ruhun içinde bulunduğu bedene karşı bir sürü sorumluluğu var. Ozan istese de istemese de Kadir’in hayatına devam etmek zorunda. Peki Kadir nasıl birisi?

Kadir hakkında bilgileri bizde Ozan’la beraber öğreniyoruz ve öğrendikçe çaresizlik daha da büyük bir boyuta ulaşıyor. Kadir, Ozan’ın tamamen zıttı bir karaktere sahip. Sorumsuz, alkolik, başladığı işin sonunu getiremeyen, herkese borcu olan, kimse tarafından sevgi veya saygı görmeyen birisi o nedenle Kadir gibi davranmak Ozan için en büyük problem oluyor.

Hem olaylara hem de karakterlere daha ayrıntılı bakalım.

Dizi çok hızlı bir şekilde akıp gidiyor bence bunun en temel nedeni dizide sadece bir olay olmaması. Her bölümde yeni bir özelliğini öğrendiğimiz Kadir, çaresiz Ozan, katili ortaya çıkarmak isteyen Elif, kim olduğu bilinmeyen bir profesör, kayıp bir çanta dolusu para, nedensizce kör olan insanlar, ölülere ikinci şans veren bir daire derken merak edilecek bir sürü şey var.

Ben dizide en büyük şoku katilin kim olduğunu gördüğümde yaşadım ve Ozan’a gerçekten acıdım. Aslında en çok şaşırmamız gereken şey daha büyük bir sır olan körlerle ilgili olmalıydı ama dizi maalesef 8 bölüme sıkıştırıldığı için sonu şaşırtmaktan çok batırmak olmuş. Halbuki dizinin temeli gerçekten sağlamdı. Konular daha geniş bir sürede ele alınsaydı böyle güzel bir diziyi yetersiz finaliyle kabullenmek zorunda kalmazdık. Bir diğer eleştirim ise dizide diyalog sıkıntısı olması. Karakterlerin özelliği gereğince çok sık sövgü kullanılmış ancak ben bu durumu kolaya kaçmak olarak düşünüyorum. Karakterler sürekli aynı kelimeleri birbirine söyleyince ortada doğru düzgün bir diyalog oluşmuyor.

Dizi boyunca Kadir’in içine sıkışmış Ozan’ı değil de iyi bir insan olmaya karar veren Kadir’i izliyormuşuz gibiydi. Zira Ozan, Kadir’in her telefonu çaldığında dizinin atmosferini değiştiren zil tonunu bile değiştirmemişti.

Gizem Ünsal’ın her olayda aşırı rahat tavrı, Ezel Akay’ın mükemmel bir mafya oluşu, Cihat Süvarioğlu’nun geleneksel aile yapısına olan bağlılığı gibi ufak dokunuşlar ile dijitalin bende en çok etki bırakan polisiye dizisi Yarım Kalan Aşklar oldu. Şimdilik 8 bölüm ile ekranlara veda etmiş olsa da belki bir gün Yarım Kalan Aşklar Dairesi ve Yarım Kalan Hayaller Dairesi ile ilgili başka bir hikayeye tanık oluruz.

Son olarak Esra Ruşan ve Nazlı Bulum’dan bahsetmek istiyorum. Oynadıkları karakterlerin Kadir ile olan tuhaf bağları ile diziye renk katmışlar ve karakterlerine çok uymuşlar. Başarılı oyunculuklarıyla bundan sonra iki oyuncuyu da ekranlarda daha çok göreceğiz gibi duruyor.

Yarım Kalan Aşklar: BluTV (İnceleme)

Eslem Saraçoğlu’nun Diğer Yazıları İçin Tıklayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...