Vikings: Valhalla 3. Sezon: Sonlar ve Yeni Başlangıçlar
2013 yılında başlayıp 2020 yılında sonlanan efsane diziler arasında kendine yer edinmiş Vikings’in devam dizisi 3. sezonuyla birlikte final yaptı. İlk sezonuyla orijinal diziyi aratmayan bir başlangıç yapan Vikings: Valhalla, 2. sezonuyla biraz düşüş yaşamıştı ve maalesef final sezonuyla da beklentileri tam olarak karşılamayan bir şekilde sonlandı.
2. sezonun ardından 3. sezon için büyük beklentilerim vardı. Hazırlık sezonu olarak düşündüğüm ikinci sezonun sonrasında yeni sezonda büyük savaşlar, büyük hikayeler izleyeceğimizi umuyordum ancak final sezonu ikinci sezonun ardından yedi yıllık bir zaman atlamasıyla başladı. Yani benim beklediğim bütün olaylar izleyenlere yansıtılmadan atlandı. Durum böyle olunca da daha ilk bölümden hevesim kırık bir şekilde izlemeye başladım.
Siyasi çatışmalar, ihanetler ve ittifaklar arası mücadeleler bu sezonda da diğer sezonlarda olduğu gibi oturaklıydı ve izlemesi keyifliydi. 2. sezonda neredeyse hiç göremediğimiz Knut bu sezonun ana kahramanlarından birisi olarak geri döndü. Geçen sezonların incelemelerinde de yazdığım gibi Vikings ruhunu en iyi yansıtan karakter olan Knut’u final sezonunda izleyebilmek beni en çok mutlu eden konulardan birisi oldu. Ancak kendisini savaşçı kimliğinden ziyade siyasi bir figür olarak izlemek içimde bir burukluk oluşturmadı değil.
Grönland ve Kattegat’ta başlayan hikayemiz, olayların gelişimiyle birlikte İngiltere, Rus, Konstantinopolis gibi çeşitli yerlere yayılmıştı. Final sezonuyla birlikte farklı yerlere dağılan karakterlerimiz ait oldukları yere, Kattegat’a geri döndüler ve bu da bence dizinin finali açısından oldukça doğru bir karar olmuş.
Vikings’in ardından Vikings: Valhalla’nın en büyük başarılarından biri her zaman dediğim gibi karakter gelişimleri. Dizinin başından finale kadar bütün karakterler çok önemli bir gelişim kaydetti. 3. sezonda da bunu en iyi şekilde biz izleyenlere aktarmaya devam ettiler. Örneğin Harald, ilk sezonda izlediğimiz Harald’dan çok daha farklıydı. Kendisinin dediği gibi eski Harald Haraldsson öldü ve bunu herhangi bir tutarsızlık olmadan, nasıl bu hale geldi sorusunu sorgulatmadan bize aktarmayı başardılar. Yine aynı şekilde Leif, Freydis, Knut gibi ön planda olan karakterler de ilk gördüğümüz hallerinden çok farklı bir halde karşımıza çıktılar. Yedi yıllık atlamada her şey çok değişmiş.
Ancak dizinin bence en büyük sorunu Viking ruhunu bizlere yansıtamamasıydı. Sadece ilk sezonda Viking dizisi izlediğimizi hissettim. Diğer iki sezonda ise bambaşka bir tarihi dizi izliyor gibiydim. Yine de tüm bunlara rağmen final sahnesinde kısa bir süre de olsa Viking ruhunu bize gösterdiği için Harald’a buradan ayrı bir teşekkür etmek istiyorum. Saygılar.
Özellikle orijinal dizideki dövüş sahneleri benim en sevdiğim sahneler arasındaydı. Yine ilk sezonda bol bol zevk aldığım dövüş sahnesi görmüştük ancak bu sezon, ikinci sezona göre bile çok daha az dövüş sahnesi izleyebildik. Onlar da maalesef beklentimi karşılamayacak düzeydeydi. Sezonun en önemli dövüşlerinden biri olan Harald – Maniakis dövüşü çok kısa ve gösterişsizdi. Normal şartlarda çok yadırgamadan geçerdim ama sezonun başından itibaren ikili arasındaki gerginliği bize öyle bir hissettirdiler ki epik bir sahne izleyeceğimizi düşünmüştüm.
Açıkçası bu sezonla ilgili öyle uzun uzun yazacak, anlatacak pek bir şey bulamadım. O nedenle yazımı burada sonlandırsam sanırım daha iyi olacak.
Genel olarak 3. sezonu kısaca yorumlamam gerekirse Viking ruhuna yakışmayan, oldukça durgun geçen, birçok şeyin yaşandığı ancak izleyenlere de zevk alacakları hiçbir şey vermeyen bir sezon olmuş. Büyük umutlarla izlemeye başladığım 3 sezonluk bu serüven ise maalesef hayal kırıklığıyla son buldu. Yine de her şeye rağmen, SKOL!
Vikings: Valhalla 3. Sezon: Sonlar ve Yeni Başlangıçlar
