The Thursday Murder Club: Gizemi Eksik Polisiye Filmi
Her olayın bir sebebi vardır; tıpkı The Thursday Murder Club filmindeki gibi. Adıyla aynı romandan uyarlanan The Thursday Murder Club, 28 Ağustos’ta Netflix’te 2 saatlik süresiyle izleyiciyle buluştu. Aslında kitap bir serinin parçası. Her kitapta başka bir cinayet olayının çözüldüğü bu serinin yazarı Richard Osman, ilk kitabı 2020 yılında, beşinci kitabını ise 2025 yılında yayımlamış. Şu ana kadar her yıl bir kitap çıkardığını gördüm. Belki Netflix de bizlere her yıl başka bir kitabın filmini sunabilir. 🙂 Gizem ve komedi kategorilerinde yer alan The Thursday Murder Club, bana izlerken pek gizemli bir hava veremedi maalesef ama belki sizlere bu duyguyu yaşatabilir. Çünkü genel olarak güzel bir yapım olduğunu söylemek isterim.

The Thursday Murder Club: Gizemi Eksik Polisiye Filmi
The Thursday Murder Club gizemi hissettiremese de oyuncu kadrosuyla beni gerçekten sevindiren bir yapım oldu. En çok da kendisini Good Omens dizisiyle tanıyıp, Broadchurch yapımıyla daha da sevdiğim David Tennant’ı görmekten keyif aldım. Karakteri kötü olsa da oyunculuğuyla beğendiğim bir aktör. Diğer yandan başrolde, birçok yapımdan tanıdığımız Helen Mirren var. Hızlı ve Öfkeli filmlerinden ya da The Queen filminden aşina olabileceğiniz, birden fazla ödüle sahip bir oyuncu kendisi.
Pierce Brosnan ise Ron karakteriyle kadroya dahil olmuş. Yüzü tanıdık gelse de spesifik bir yapım aklıma gelmiyor; fakat James Bond karakteriyle tanındığını söyleyebilirim. Ben Kingsley, Ibrahim karakterine hayat vermiş. Onu Prince of Persia: The Sands of Time filmiyle tanımıştım; bu arada güzel bir yapımdır. 🙂 Lucifer dizisiyle tanınan Tom Ellis de oyuncu kadrosunda yer alıyor. Celia Imrie ve Jonathan Pryce gibi isimlerle tam bir yıldızlar geçidi oluşmuş. Açıkçası daha fazla uzatmak istemiyorum. 😀

The Thursday Murder Club: Gizemi Eksik Polisiye Filmi
The Thursday Murder Club konu itibarıyla oldukça ilgi çekici. Özellikle polisiye kitap ve film severler için dikkat çekici bir yapım. İlk paragrafta da belirttiğim gibi bir romandan uyarlanan The Thursday Murder Club, bir bakımevinde – bakımevi demek de biraz eksik kalıyor – salı günleri bir araya gelerek gizemli cinayet olaylarını çözmeye çalışan dört emeklinin bu süreçte yaşadıklarını konu alıyor.
Film akıcı ilerlese de başından itibaren hissettirmesi gereken gizem ve aksiyon havasını ben pek alamadım. Polisiye türünde genelde ilk sahneler seyirciyi içine çekmek için kritik olurken, burada tempo biraz ağır işliyor. Karakterleri tanımamız uzun sürüyor ve bu da gerilimin geri planda kalmasına neden oluyor. Bunun yanında kullanılan müzikler de atmosferi yeterince desteklemiyor; daha güçlü bir müzikal altyapı sahnelere gerilim ve heyecan katabilirdi. Ayrıca senaryonun bazı kısımları tahmin edilebilir ilerlediği için sürpriz etkisi düşük kalıyor.
Yine de dört emeklinin farklı kişilikleriyle hikâyeye kattığı renk gerçekten hoşuma gitti. Elizabeth’in soğukkanlılığı ve analitik düşünme tarzı onu doğal bir lider hâline getiriyor. Joyce’un meraklı ve zaman zaman safça görünen tavırları eğlenceli anlar yaratıyor. Ron’un sert görünümünün altında aslında korumacı bir yan var. Ibrahim ise düzenli ve detaycı yaklaşımıyla ekibi tamamlıyor. Bu farklılıklar sayesinde filmde sadece polisiye tarafı değil, karakterlerin uyumu ve aralarındaki çatışmalar da keyifli hale geliyor.

The Thursday Murder Club: Gizemi Eksik Polisiye Filmi
Filmin yönetmen koltuğunda da Chris Columbus oturuyor. Hikâye anlatımını daha çok karakterler üzerinden kurmayı tercih ettiği görülüyor. Özellikle bakımevinin dingin atmosferi, renk paletleri ve kamera geçişleriyle birleşince izleyicide gizemden çok sakin bir merak duygusu yaratıyor. Bu da filmin tonunu klasik polisiyelerden ayırıyor ve aslında başta bahsettiğim gizem eksikliğinin başlıca sebeplerinden biri oluyor.
The Thursday Murder Club, genel olarak oyuncu performansları ve hikâye anlatımıyla ortalama bir film olmuş diyebilirim. Oyuncular rollerine oldukça uyum sağlamış olsa da, senaryonun temposu zaman zaman düşüyor ve polisiye türünden beklenen gerilimi tam olarak yansıtamıyor. Yine de beğenebileceğiniz bir yapım. Bir şans verebilirsiniz. Şimdiden izleyeceklere iyi seyirler…
3/5