The Lord of The Rings: The Rings of Power: Efsane Geri Döndü
Dünyanın en meşhur ve en sevilen fantastik hikayesi The Lord of The Rings, kitapları ve filmlerinden sonra şimdi de dizisiyle karşımızda. Tüm dünyanın büyük bir heyecan ve merakla beklediği dizi 2 Eylül sabahında Amazon platformunda seyircilerle buluştu. Şu an dizinin ilk iki bölümü yayınlanmış durumda ve her cuma yeni bölümler gelmeye devam edecek. Dizinin ilk sezonu toplam sekiz bölüm sürecek. Sezon finali ise14 Ekim’de gerçekleşecek. Dizinin toplamda beş sezon sürmesi beklenmekte. Dizinin müziklerini filmlerden de tanıdığımız Howard Shore’un da incelemesiyle Bear McCreary hazırlamış bulunmakta. Ve baştan söylemeliyim ki bence müzikler yine şahane olmuş. Orta Dünyanın ruhunu yakalamayı yine başardıklarını düşünüyorum.
Gelelim dizinin konusuna, bildiğiniz gibi dizi yüzüklerin ve kralların da öncesindeki zamanda yani İkinci Çağda geçiyor. Dizi, Sauron’un kandırması ile güç yüzüklerinin Celebrimbor tarafından dövülmesini; tek yüzüğün dövülmesini ve Numenor’un çöküşünü anlatıyor. Dizide filmlerden tanıdığımız karakterler olduğu gibi Amazon Orijinal karakterleri de bulunmakta. İkinci Çağ, hakkında en az bilgiye sahip olunan çağ olduğu için kitaplarda olmayan karakterler ve hikayeler de eklenmiş tabi ki. Bunun sebebi de diziyi ilerletebilmek, aslında bu yüzden bu beni rahatsız etmedi.
Filmlerden tanıdığımız karakterlerin başında Leydi Galadriel (Morfydd Clark) ve Elçi Elrond (Robert Aramayo) gelmekte. Bu karakterlerin haricinde filmlerde izlediğimiz Aragorn, Legolas, Gimli gibi karakterlerin atalarını görmekteyiz. Amazon Orijinal karakterleri olarak ise Bronwyn ( Nazanin Boniadi), Theo ( Tyroe Muhafidin ) ve Arondir ( Ismael Cruz Córdova ) gibi isimlerle karşılaşıyoruz. Dizide, tanıdığımız isimler ve simalar olsa da hiçbir isim aşırı ünlü olan oyunculardan değil. Bence bunun sebebi oyuncuların isminin dizinin önüne geçmesini engellemek istemelerinden kaynaklanmış. Ama bu kötü oyunculardan ve oyunculuklardan bahsediyoruz anlamına gelmiyor. Aksine ismini bilmediğimiz ama çok başarılı olan birçok tiyatro ve sinema oyuncusu dizinin bünyesinde yer almakta. Dizinin başrollerinden biri olan Leydi Galadriel’i Morfydd Clark, Elçi Elrond’u Robert Aramayo, Celebrimbor’u Charles Edwards, Gil-Galad’ı Benjamin Walker, Felagund Findor’u Will Fletcher, Nori’yi Markella Kavenagh, The Stranger’ı Daniel Weyman, Halbrand’ı Charlie Vickers, Bronwyn’i Nazanin Boniadi, Theo’yu Tyroe Muhafidin ve Arondir’i de Ismael Cruz Córdova canlandırmış. Bu saydığım karakterler sadece ilk iki bölümde tanıdığımız ve hikayelerine giriş yaptığımız kişiler. Sezonun geri kalanında İsildur, Anatar gibi daha birçok isim hikayeye katılacak. Bu kısımdan sonra spoiler bulunabilir, haberiniz olsun.
İlk iki bölümde henüz hikayenin ana karakteri ve kötüsü Sauron’u göremesek de ilk bölümün prolog kısmında çok kısa bir görüntüsü bulunmakta. Yarattıkları tasvir gördüğüm kadarıyla şimdiden hoşuma gitti. İleride izlemek için sabırsızlanıyorum.
Kısaca dizinin teknik özelliklerinden bahsetmek isterim. Bilindiği gibi dizi bütçe açısından oldukça yüksek bir miktara sahip. Bu yüzden birçok kişinin görsel bir şölen izlemek istediğini düşünüyorum ve ben de onlardan biriyim. Bu sebeple izlerken görsel efektlere oldukça dikkat ettiğimi söylemeliyim. Şu anda yayınlanan ilk iki bölüme bakarsak kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım. Mükemmel bir görsel şölendi. Bölümler boyunca ziyaret edilen her diyarı ayrıntılı bir şekilde gördük. Özellikle cücelerin diyarı Khazad-dum ve yüksek elflerin başkenti Lindon muhteşemdi! Hobbitlerin ata ırkı Kılayaklar’ı izlemek benim için oldukça eğlenceliydi. Shire köyüne yerleşmeden önce yaşadıkları göçebe hayatını ayrıntılı bir şekilde görme fırsatı bulmaktayız.
İlk iki bölüm dizinin yeni karakterlerini tanımak ve bildiğimiz karakterlerin eski hallerini anlamak üzerine geçti. Her ne kadar detaylı ve yavaş bir işleyiş olsa da bu seyirciyi sıkan türden bir yavaşlık değildi. Galadriel’in genç halini ve Sauron’u yakalamak için olan motivasyonunu tam olarak anlamlandırabilmekteyiz. Yüzüklerin Efendisi filmlerinde gördüğümüz Galadriel olması için neler yaşadığını görmek bence oldukça keyifli olacaktır.
Ben ilk sezonda daha çok Galadriel’in arayışını, insan ırkının orklarla yaşadıklarını, elflerle cücelerin son ittifakını ve gökten düşen yabancı adamın neye dönüşeceğini izleyeceğimizi düşünüyorum. Yüzüklerin yapılışını görmemize daha bir süre var gibi geliyor.
Cüceler ve Kılayaklar dizinin komedi unsurunu tamamlarken insan ırkının orklarla karşılaştığı sahnelerle gerilim unsuru eklenmiş. Elrond ve Prens Durin’in ilişkisi bana şimdilik Legolas ve Gibli’nin ilişkisini hatırlatmış durumda. Bu da izlerken yüzümde bir gülümsemeye sebep oldu diyebilirim.
Diziyi bekleyen insanların olduğu kadar gelişinden memnun olmayanların da olduğunu biliyorum. Haklı olarak şu ana kadar mükemmel bir şekilde yaratılmış Orta Dünya hikayesinin bozulmasından korkmaktalar. Bunun sonucunun ne olacağını görmek için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Buna karar verebilmemiz için en azından ilk sezonun komple bitmesi gerektiği kanaatindeyim. Ama şimdilik izlediklerime baktığımda sezonun geri kalanından umutlu olduğumu söyleyebilirim. Ayrıca dizide ten rengi çeşitliliği artırılmış bulunmakta ve ben bundan oldukça memnunum. Orta Dünya gibi fantastik yaratıklarla dolu çeşitli bir evrende sadece beyaz tenli karakterlerin bulunması bulunduğumuz yıllarda garip kaçardı. Bu sebeple bu kararlarını da desteklediğimi söylemeliyim. Tolkien’in hikayelerinin içinde bulunmayan yeni hikayeler Orta Dünya’ya katılmak üzere. Eğer yeni hikayeler ve karakterler Tolkien’in yarattığı tarza sadık kalınarak eklenirse ben bir dizi olarak iyi bir iş çıkabileceğini düşünmekteyim.
Şimdilik bahsetmek istediklerim bu kadar. Her Cuma gelen yeni bölümle Orta Dünya’ya biraz daha dalmış olacağız. Sezon sonunda yeniden burada buluşalım ve düşüncelerimizi paylaşalım. Bakalım bizi neler bekliyor. Görüşmek üzere Orta Diyar hayranları!
The Lord of The Rings: The Rings of Power: Efsane Geri Döndü