Anasayfa İncelemelerDizi İncelemeleri The Haunting of Bly Manor: Ziyadesiyle Harika Bir Dizi

The Haunting of Bly Manor: Ziyadesiyle Harika Bir Dizi

Yazar: Liva Deren Dağdeviren

The Haunting of Bly Manor: Ziyadesiyle Harika Bir Dizi

Aranızda The Haunting of Hill House dizisini duyanlar, izleyenler mutlaka vardır. The Haunting of Bly Manor’ı da bu serinin 2. sezonu gibi düşünebiliriz. Ama Hill House’u izlemediyseniz merak etmeyin, iki dizinin anlattığı konu farklı ve bağlantısızlar. Bu yüzden gönül rahatlığıyla seyredebilirsiniz.

Hill House’un yaratıcısı, senaristi, yönetmeni ve kurgulayıcısı olan Mike Flanagan bu dizinin sadece ilk 3 bölümünü yönetmiş. Dizi, yine de önceki başarısından ödün vermemiş. Dizimizin oyuncularının çoğu ilk sezondakilerle aynı. Hikayemiz, You dizisinde de seyrettiğimiz güzel oyuncu Victoria Pedretti’nin canlandırdığı öğretmen Dani Clayton’un Amerika’dan İngiltere’ye taşınması ve Bly köyündeki görkemli ama ürkütücü bir malikanede iki yetim çocuğun eğitmeni olarak işe alınmasıyla başlıyor. Başlangıçtan itibaren dizinin sürükleyici yanı bizleri sarıyor.

Dani’nin eğitmenlik yaptığı çocuklar Flora ve Miles. İkisi de tabiri yerindeyse “ziyadesiyle harikulade” çocuklar. İkisi de nazik ve asil davranışlar gösteriyorlar. Fakat aslında durum hiç de böyle değil. Anne ve babalarını kaybettikleri için travma geçirmişler. Tabii çocuk oyuncularımız burada rollerinin hakkını çok iyi vermiş. Malikanede ayrıca kahya Hannah, aşçı Owen ve bahçıvan Jamie de yaşıyor. Hepsi zamanla aile gibi olmuşlar. Dani de onlara katılınca başta güzel zamanlar geçiriyorlar fakat çok geçmeden sorunlar başlıyor. Çocuklar tuhaf davranışlar sergiliyorlar. Bütün bunları çocukların hayatını kaybeden eski eğitmenleri Rebecca Jessel’la veya sevgilisi Peter Quint’le bağdaştırmaya başladığımız anda kafamızı karıştıran bir bölümle karşılaşıyoruz. 5. bölüm boyunca Inception misali sahneler karşımıza çıktıkça aslında dizinin bambaşka bir boyutuna gözlerimizi açıyoruz. O ana kadar izlediğimiz anlaşılması kolay hikaye gidişatı bir anda bölünüyor ve bizi şaşırtıyor -ki dizinin gerçekten iyi olmasının sebeplerinden biri de bu.

Dizinin kalan kısmında ise kendimizi anılar denizinde sıkışmış halde buluyoruz. Flora gibi kendi anılarında dolaştığının farkında olanlar da var, Hannah gibi hiçbir şeyden haberi olmayanlar da. Bunun nedeni de malikanede çok daha eski zamanlarda yaşananlara dayanan bir bölümden sonra açığa kavuşuyor. Son olarak da işlerin yoluna koyulmasını ve tekrar bozulmasını izledikten sonra içimizde bir buruklukla diziye veda ediyoruz.

Diğer korku dizilerine ve Hill House’a kıyasla korku ögeleri azaltılmış olsa da o tüylerimizi ürperten kasvetli havası bunu örtüyor. Her ne kadar kendimizi ürpermiş bir şekilde bulsak da unutmayın; bu bir hayalet hikayesi değil, aşk hikayesi.

The Haunting of Bly Manor: Ziyadesiyle Harika Bir Dizi

Liva Deren Dağdeviren’in Diğer Yazıları İçin Tıklayınız.

Bunlar da ilginizi çekebilir

1 Yorum:

Avatar
Alper 10/10/2020 - 13:43

Dizi daha dün çıktı ne ara incelemesini yazdınız 10/10

Yanıtla

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...