Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Mickey and The Bear: Gerçekçi Bir Baba Kız Draması (Filmekimi Özel)

Mickey and The Bear: Gerçekçi Bir Baba Kız Draması (Filmekimi Özel)

Yazar: Zeynep Polat

Mickey and The Bear: Gerçekçi Bir Baba Kız Draması (Filmekimi Özel)

İlk gösterimi geçen sene South by Southwest Film Festivali’nde yapılan Mickey and The Bear, yönetmen Annabelle Attanasio’nun ilk uzun metrajlı filmi. Genç yönetmeni ve oyuncu kadrosuyla Amerikan sinemasına taze bir soluk getiren bu film, bizlere hayatın içinden bir kesit sunuyor. Her ne kadar hikayesi sürprizlerle insanı şaşırtan bir film olmasa da genç aktris Camila Morrone sergilediği oyunculukla Mickey karakteriyle özdeşleşmiş. Film aynı zamanda, Mickey’in babası (Hank) rolünü canlandıran James Badge Dale’e yeteneğini sergilemesi ve kendini göstermesi için güzel bir fırsat sunmuş.

Ergenlikten yetişkinliğe geçme sürecinde olan genç kız Mickey ve Irak savaşından gazi olarak dönen babasının zorlu hayatlarının bir kısmını anlatıyor bu hikaye. Sinema tarihinde çokça seyrettiğimiz baba-kız ilişkisini anlatan filmlerden biri diyebiliriz. Mickey, annesinin ölümü ve babasının savaştan ağır bir travmayla dönmesinin ardından kendi ayakları üstünde durmaya mecburdur. Genç kız, savaştan sonra travma sonrası stres bozukluğu tanısı alan, madde bağımlısı ve neredeyse gündelik ihtiyaçlarını bile karşılayamayan babasına bakmak zorundadır. Mickey bir yandan geçimlerini sağlamak için para kazanmaya ve ev işlerine yetişmeye çalışmaktadır. Diğer yandan ise bir lise son sınıf öğrencisi olarak gelecek kaygısı taşımaktadır. Yaşıtlarına göre yetişkinliğe erken atılmak zorunda kalan Mickey, her ne kadar babasına kalpten bağlı olsa da karşılaştığı zorluklar karşısında çaresizdir. Film boyunca sorumlulukları ile kendi yolunu çizme isteği arasında gelgitler yaşayan Mickey, filmin sonunda artık bu yaşam koşullarına dayanamadığı için bir seçim yapmak zorunda kalır.

Filmde ağırlıklı olarak yaşadıkları küçük kasabanın doğa manzaraları ön plandayken zaman zaman yer verilen ışıltılı gece hayatı sahneleri filme görsel olarak sanatsal bir imaj kazandırmış.

Macera ve sürprizlere çok fazla yer vermeyen bu filmi sürükleyici bulmadım, hatta izlerken biraz sıkıldım diyebilirim. Ağır bir şekilde ilerleyen olaylar ve can sıkıcı aile sorunları filme iç karartan bir hava katmış. Bence yönetmenin amacı bize genç kızın depresif iç dünyasını göstererek böyle yaşantılarla empati kurmamızı sağlamaktı. Amacına ulaştığını düşünüyorum.

Mickey and The Bear: Gerçekçi Bir Baba Kız Draması (Filmekimi Özel)

Zeynep Polat’ın Diğer Yazıları İçin Tıklayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir

1 Yorum:

Avatar
Hatice 10/10/2020 - 13:06

Akıcı bir film değildi, bazı yerlerde hızlandırmayı bile düşündüm :/

Yanıtla

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...