The Chair: Akademik Komedi
The Chair, 20 Ağustos’ta yayınlanmaya başlayan Netflix’in 6 bölümcük bir solukta bitirebileceğiniz yeni komedi-drama dizisi. Başrolünde çoğunuzun Grey’s Anatomy’den tanıdığı benimse birinci sezonuna bayıldığım biricik dizim Killing Eve’den tanıdığım Sandra Oh’un yer aldığı dizi, başkanlık görevi için yeni seçilmiş Ji-Yoon’nun (Sandra) bölümü kurtarmaya çalışmasını anlatıyor.
İngilizce bölümünün başkanı olmaya hak kazanan Ji-Yoon ilk beyaz olmayan kadın başkan olmuştur. Bölümün öğrencisinin az olduğu ve buna bağlı olarak bölümün varlığının tehlikede olduğu bir dönemde bölüm başkanı olan Ji-Yoon, çözümler aramaktadır. Bunları yaparken uzun süredir okulda olan dinozor tayfanın çok az öğrenciye ders vermesi sebebiyle gitmelerini isteyen dekana karşı gelerek meslektaşlarını emeklilikten kurtarmaya çalışmaktadır. Bunları yaparken yeni ve eskinin çatışmasıyla cinsiyetçi ve ırkçı düşüncelerin üstesinden gelmek zorunda kalacaktır.
Bölümün geleceğini kurtarmaya çalışırken kendi gibi aynı bölümde akademisyenlik yapan yakın arkadaşı Bill’in de başı yaptığı bir şaka yüzünden öğrencilerle belaya girmektedir. Bill’i kurtarmaya çalışırken Ji-Yoon da kendini belirli sıkıntılar içinde bulur. Aynı zamanda Bill’e karşı ilgi duyduğundan profesyonel olmamakla suçlanır.
Dizideki öğrenciler çok dişli, istedikleri ve doğru olduklarını düşündükleri şeyler için gerekli adımları atmaktan geri kalmayan cesur bir topluluk olarak gösterilmiş. Öğrencilerin bu ayrımcılıklara karşı yaptığı bir imza kampanyasını kendi başlarına yönetip sonucunu da bölüm başkanına getirmesi ve başkanın bu çocuklara umut dolu bakması gelecek nesile karşı büyük bir umut beslediğini gösteriyor. Savaşçı ruhları ve akılcı düşünceleri sayesinde geleceğin eşitlik ve insan hakları konusunda daha hassas ve daha adil yorumlayan bir gençliğin yetiştiğini görebiliyoruz. Yaptıklarının çoğunu doğru bulsam da bir iki yerde abartılmış diyaloglar olduğunu söyleyebilirim.
Dizide cinsiyetler ve farklı ırklar arasındaki eşitsizlikleri akademisyenlerin yaşadıklarından gözlemleme şansı buluyoruz. Beyaz erkeklerin her bakımdan beyaz olmayanlara ve kadınlara oranla çok daha iyi maaşlar alıp çok daha iyi muamele gördükleri bir ortamdan bahsediliyor. Geçen diyalogların bunların çoğunun geçmişte kaldığını düşünmemize yol açsa da toplumun henüz bundan sıyrılamadığını ve bu sıkıntıların bir şekilde devam edişini de izliyoruz. Kadınların mesleklerini erkeklerinki kadar yapmalarına izin verilmeyip farklı yönlerden eleştirilişine şahit oluyoruz. Komedi dizisi olmasına rağmen dizi yaşanılan bu eşitsizlikleri ve sonuçlarını bizim yüzümüze sert bir şekilde vurmayı başarıyor.
Ayrıca yine Nomadland’da olduğu gibi emeklilik maaşları de söz konusu. İnsanlar çalışırken aldıkları paranın çok cüzi bir miktarının aldıkları için emekli olmak istemiyorlar. Bölümdeki yaşlı akademisyenlerin genelde eğitim aşkından emekli olamadıklarını görsek de geçim sıkıntısı yaşayacaklarını düşündükleri de çok aşikar.
Dizinin, toplumsal konuları çok fazla içinde barındırıp bizi bir yandan bilinçlendirirken bir yandan da güldürebilmesi muazzam.
Tüm oyuncuların ve oyunculukların başarılı olduğu bu dizide senaryonun ve olayların akışı da bir o kadar iyi ve dizi genel olarak eğlenceli. Sandra Oh’un canlandırdığı karakterin kurduğu tüm cümleler yüzde yüz katılacağınız derece doğru. Çabası, dedikleri ve yaptıkları genel olarak doğru olmasına karşın yanlış yorumlandığı zaman bile akılcılığından taviz vermeyip mükemmel cümleler kuruyor. Bölümün içinde bulunduğu panik durumlarında diğer insanlar sunduğu önerileri kabul etseydi çok daha rahat bir şekilde atlatılabilirdi. Aynı zamanda Sandra Oh’un ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlamamı sağlayan bir dizi oldu. Karakterlerindeki baskınlığı ekrana o kadar başarılı bir şekilde aktarıyor ki onu izlerken ekrana hayran hayran bakmamanız imkansız.
Bu arada dizinin yaratıcıları arasında genelde kamera önünde görmeye alıştığımız Amanda Peet de bulunuyor. Annie Wyman ile birlikte yapımcılığını ve yazarlığını yaptıkları ilk diziymiş. Umarız bu şekilde daha çok işler yaparlar.
Yayınlandıktan sonra haberimin olduğu dizi benim için bir sürpriz oldu. Bu kadar iyi bir işle karşılaşacağımı düşünmüyordum. Her bölümü 30 dakikadan oluşan 6 bölümden oluşan bu eğlenceli diziye mutlaka vakit ayırmalısınız. Buyurun Netflix’e…
The Chair: Akademik Komedi