Tamam Mıyız?: Senin Hayallerin Ne Renk?
Hepimiz farklı renklerdeyiz aslında. Bu dünyaya doğduk ama her birimizin farklı bir dünyası yok mu? Belki de yoktur. Ama hayal dünyasında yaşayanlarımız, o iki dünya arasında çatışanlarımız var, biliyorum. Sen, bu yazıyı okuyan güzel okuyucu, senin de var. Ben bilmiyor muyum? Biliyorum elbet. Benim rengim yeşil mesela, biraz maviye çalanlardan. Senin rengin nedir, hiç düşündün mü? Hayallerin ne renk mesela?
Senaryosunu ve yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı, 2013 yapımı Tamam mıyız? filminin çok özel, orijinal sahneleri var. Başrollerini Deniz Celiloğlu ve Aras Bulut İynemli’nin paylaştığı film, “hayal” temasında birleşiyor. Aras Bulut İynemli’nin canlandırdığı İhsan karakteri doğuştan bedensel engellidir. Deniz Celiloğlu’nun canlandırdığı Temmuz karakteri ise hayallerine ve hedeflerine ulaşmak isteyen, duygu dünyası renklerle ve hayallerle bezeli bir karakterdir. Temmuz’un hayatında bazı olaylar üst üste gelir ve tam da dünyası altüst olmaktayken, gördüğü rüyalar sayesinde İhsan’la yolları kesişir.
Birçoğumuz büyük ihtimalle filmin bir sahnesiyle karşılaşmışızdır. Elbet bir yerlerde gördük, sonra izledik. Sen, güzel okuyucu, en çok hangi sahnesinde takılı kaldın? Benimkisi maviye çalan yeşillerden… Temmuz’un kendini anlattığı sahne. Belli oluyordur zaten. Temmuz farklı bir insan. Yarenlerini, aşklarını, dostluklarını da hayal dünyasına uygun, kendi gibi insanlardan seçer. Farklıdır o da, bizler gibi. Kalabalıklar içinde yalnız, dünyaya aşkla bakan… Dünyayı seven, totemleri olan, eğlenmesini bilen… Bir karınca incindiğinde dünyaları başına yıkılan; küçük bir sevinçte dünyaları onun olan…
Bir rüyayla başlıyor film. Temmuz’un rüyasıyla. Rüyasında bir yüz görüyor sadece ve ona “Uyan, kurtar beni.” diyor. Bir gün Temmuz dejavu yaşıyor. Gerçekten de dışarıda, rüyasındaki kişiyi görüyor ve peşine düşüyor. O kişinin kim olduğunu artık biliyoruz: Evet, İhsan. Temmuz, İhsan’a ve ailesine kendisini farklı biri olarak tanıtıyor. İhsan’a usulca yaklaşıyor, kendisi de anlamaya çalışıyor. Bir bağ olduğunu keşfediyor. Çünkü İhsan da Temmuz gibi benzer rüyaları görmüş oluyor. Temmuz’u tamamlayan da İhsan oluyor. Birbirlerinin kanatları, ikilinin dünyalarına açılan pencereleri oluyorlar. Alışıyorlar birbirlerine ve renkleri karışıyor, en alacalı hâliyle. İhsan’ın doğuştan bir farklılığı var, Temmuz’un da öyle. İhsan, Temmuz’dan çok zor bir istekte bulunuyor. Olayların ikinci pik noktası burada başlıyor.
Film boyunca geçen mitoloji ve kitaplar da filmin tamamlayıcıları arasında. Birisi Sisifos, diğeri de Kinyas ve Kayra kitabı. Kitap bittiğinde, Temmuz İhsan’a olan sözünü gerçekleştiriyor. Sisifos mitolojisi de ara ara filmin sahnelerinde kullanılıyor. İhsan hep “Et yükü ağırdır insana.” derken, Temmuz Sisifos’un kayayı itmesiyle olan bağlantıyı kuruyor. Bu bağlantı, filmin son sahnesinde de veriliyor. İzleyici için dram yüklü bu sahnede, kulaklarımız ağzımıza varıyor bir noktada. Temmuz, İhsan’a olan sözünü gerçekleştiriyor. Bunun için bir kuleye çıkıyorlar. Sahne içerisinde yine Sisifos’tan bahsediliyor. Bizim kulaklarımız ağızlarımızdayken, Temmuz İhsan’ın kanatları oluyor. Aynı Titanic filmindeki gibi.
2013 yapımı bir film olmasının altını yeniden çizmek istiyorum. Filmin ambiyansını veren şeyin de o dönemler olduğunu düşünüyorum. Günümüzden baktığımızda; moda, sokaklar, insanların davranışları, eski İstanbul… Hepsi büyük bir özlemle yüklü. Ayrıca rüya sahnelerinin çekimleri, kurguda kullanılan teknikler, sesler, manipülasyonlar filmin orijinalliğini artırıyor. Rüya sahnelerindeki efektler ve düzenlemeler oldukça ilgi çekici. Olaylar birbiriyle bağlantılı; Temmuz’un heykeltıraş olması ve eserinde İhsan’ın yüzüne yer vermesi, aralarındaki iletişim ve bağın gücü beni her zaman çok etkilemiştir.
Tamam Mıyız? filmi, hem dramatik hem de umut dolu bir yapım. Sonuç olarak, farklılıklarımızdan güç bulmamız ve renklerimizle dünyaya açılmamız dileğiyle yazıyı bitirmek istiyorum. Hayallerimizin renklerini dünyaya, dünyalarımıza taşıyalım.
İyi izlemeler.
Tamam Mıyız?: Senin Hayallerin Ne Renk?
