Swarm: Kraliçe Arıyı Koru
Amazon Prime yapımı Swarm, ilk bölümüyle 17 Mart’ta izleyiciyle buluştu ve yedi bölümden oluşan sezonun tümü şu an platformda yer alıyor. Dizinin konusunu tek cümleyle özetlemek gerekirse: Takıntılı bir fan idolüne laf edenleri tek tek cezalandırıyor. Başrol Dre karakteriyle Dominique Fishback’in yer aldığı ve onun canlandırdığı gencin hikayesine odaklanan dizide, ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Billie Eilish (Eva), Chloe Bailey(Marissa) gibi aşina olduğumuz isimler de var. Dizinin yaratıcılarından biri de Community ile tanınıp diğer ürettiği dizi Atlanta ile kendini kanıtlamış Donald Glover(Childish Gambino). Hem konunun günümüz sosyal medyasında dönenlerin gidebileceği karanlık yollardan birini göstermesi hem de ekibin kalitesinden güncel dizilerden şans verilebilecek seçeneklerden biri.
!Buradan sonrası diziyle alakalı spoiler içeriyor!
Dizide yaratılan atmosfer Atlanta izleyicilerine yabancı gelmeyecektir; dizi çoğunlukta Atlanta ya da Houston’da geçiyor ve yine müzik dünyası ile yakından ilişkili bir evren oluşturulmuş. Baş karakterimiz Dre’nin idolü olan şarkısı, Ni’jah dizinin tanıtımında da geçtiği üzere şarkıları ve tarzı Beyonce’i andıracak şekilde oluşturulmuş. Ama benzerlikler bununla kalmıyor: Bu kurgu şarkıcının özel hayatının detayları da kardeşi Solange’ın kocası Jay-Z ile asansörde yaşadığı tartışmaya kadar aynı. Dre ise çocukluğundan itibaren en yakın arkadaşı Marissa ile Ni’jah’ın sıkı takipçilerinden biri. Ve bu hayranlığı bir sosyal medya hesabında da sürdüyor ki dizi Ni’jah fanlarının sosyal medya üzerinde linç kültürünü nasıl kullandığını da vurguluyor. Diziye gelen yorumlara bir göz attığınızda insanların çoktan belli sanatçıların fanlarına bu toksikliği atfetmeye başladığını ve birbirlerini suçladıklarını görebilirsiniz. Diziye yansıyan bu fan kavgaları aynı kısır döngü üzerinde devam ediyor dizinin getirdiği eleştiriyi çok da irdelemeden.
Yakın arkadaşının ilk bölümde trajik intiharıyla dizinin korku ve gerilim öğeleri başlıyor ve bu sebeple aslında Dre’nin takıntısının öznesinin yalnızca Ni’jah olduğunu düşünmek çok doğru değil. Marissa’nın ölümünün ardından onunla bağdaştırdığı en yakın şey olan ve Marissa’nın aksine onun aşamadığı Ni’jah fanlığı tüm karakteri haline geliyor, iki kadını kafasında birleştirerek idolize ediyor çünkü Marissa ona sevgiyle yaklaşan nadir insanlardan ve Queen Bee kişiliği atfedilen Ni’jah da fanları için onları önemseyen bir tanrıça figürü. Bu sebeple Marissa’nın Ni’jah’ı eleştiren sevgilisinden başlayarak Twitter’dan bulduğu Ni’jah eleştiren insanları tek tek avlıyor. Dizinin son bölümünde de bir önceki bölümde polis tarafından yakalandığını gördüğümüz Dre’nin kendi kafasında yarattığı sonda Ni’jah tarafından desteklenip kurtarıldığını görüyoruz zaten ancak hayal olduğunu kesinleştiren nokta şu ki bu Ni’jah, Marissa’nın yüzüne sahip.
Dominique Fishback, dizi boyunca Dre’nin benimsediği farklı alt karakterleri canlandırırken harika bir iş çıkarıyor. Avladığı insanlara bağlı olarak bazen bir striptizci, bazen ilişkide mağdur edilen kadın rollerine bürünen Dre’nin karakter geçişlerini iyi yansıtıyor. Gerek anlaşılmamaktan ve istenmemekten gelen korkusu gerekse ilk cinayetlerinde yaşadığı şoku size geçirebiliyor. Kadronun geri kalanında da göze batan kalitesiz bir oyunculuk yok. İlk oyunculuk deneyimi olan Billie Eilish kült lideri mindfulness takıntılı bir genci oynarken gayet başarılı, karakterin inatla koruduğu sakinliği sizi de Dre gibi sinirlendirmeyi başarıyor.
Dizinin korku, gerilim öğelerinin yanında karakterlerin farklı yönlerini de kısa bölümler içerisinde keşfetmeyi ihmal etmemesi benim dizide sevdiğim yanlardan oldu. Dre’nin hikaye boyunca karşılaştığı kişiler iki boyutlu bırakılmıyor, kimi yeme bozukluğu gibi ciddi durumların hayata yansımasını resmederken kimi ırkçılığın hala ne kadar canlı bir problem olduğunu gösteriyor. Ancak dizinin çıkış noktası sosyal medya odaklı zorbalık ve online karakterlerimizin gerçeklerinden uzaklığı olmasıyken Twitter’da dönen kavgalar ve Dre’nin hedeflerini seçme aşamalarına daha çok yer verilmesini isterdim.
Dizide Ni’jah karakterinin imajı ve şarkılarına da gereken emeğin verildiğini belirtmek gerekiyor. Duyduğumuz şarkıları az olsa da sanatçının ruhunu yansıtan söz ve müzikler var. Dizinin genel olarak şarkı seçimleri de sahnelerle uyum ve ambiyansı oluşturmak açısından oldukça başarılı. Aynı şekilde kostüm seçimleri de gerek şatafatlı gerekse günlük kıyafetler açısından iyi bir iş çıkarmış, karakterler bazen nereden aldığını sormak istediğiniz parçalar taşıyor. Eğer Atlanta izlediyseniz ve Glover’ın yarattığı ambiyansı seviyorsanız bu diziyi de akıcı bir şekilde izleyebilirsiniz fikrimce, bölümler yarım saat civarı ve yedi bölüm var, bir oturuşta bile biter 🙂
Swarm: Kraliçe Arıyı Koru