Stiletto: Bir Taksi Şoförünün Arzusu
Kadına ve erkeğe atfedilen nesneler, renkler, hatta cinsiyetler… 2021 yılında Türkiye-Almanya işbirliğiyle hazırlanan, Can Mercan Doğan’ın yönettiği kısa film Stiletto: Pembe Bir Aile Trajedisi, toplumsal sorunlara ve cinsiyet rollerine bir eleştiri ve farklı bir bakış açısı sunuyor.
Stiletto, geceleri çalışan taksi şoförü Hasan’ın içinde uyanan arzularının etrafında dönüyor. Bu uyanış Hasan’ı evliliğinin ve hayatının dengesini bozacak bir hamle yapmaya sevk eder. Can Merdan Doğan’ın yazıp yönettiği, yapımcılığını Erkan Taşkıran’ın üstlendiği filmin başrollerinde Murat Kılıç ve Nihal Yalçın yer alıyor.
Taksi şoförü Hasan bir gün gece vardiyasından sonra sabah eve döner ama yolda gördüğü yüksek topuklu ayakkabılı bir kadın aklını meşgul eder. Kadın ayakkabısının görüntüsü aklından çıkamayan Hasan, bir yolcunun arabasında bıraktığı stilettoyu denemeye karar verir. Hasan arzularının onu götürdüğü yola gider ancak karısı bu duruma pek sıcak bakmaz. Peki Hasan bu durumu çocuklarına ve eşine nasıl açıklayacak?
Hasan stilettonun ona nasıl görüneceğini merak ediyor. Bu o kadar ilgi uyandırıcı bir merak ki onu giyme düşüncesinden vazgeçemiyor. Peki neden onu takmak istiyor? Bildiği halde karşılaşabileceği tepkileri neden merak ediyor?
Hasan, stiletto giymeye çalışırken karısına yakalanır. Tepkileri oldukça gürültülü ve aşağılayıcı. Hasan’ın eşi bu durumların farkında olmayan, karşısındaki kişiyle neler yaşayabileceğini tahmin edemeyen, toplumsal geleneklere göre yetiştirilmiş bir kadındır. Kocasını kırmızı stilettolarla görünce sinirlenir ve ondan boşanmaya karar verir. Elbette burada kadını suçlayıp kocasına karşı sakin yaklaşımı teşvik etmek istemiyoruz. Ancak durum cinsiyet rollerine sıkı sıkıya bağlı kalmakla ilgili değil. Kadın olsun erkek olsun, bu tür değişim veya deneylerden geçen kişiye nasıl yaklaşıldığıyla ilgilidir. Bu yüzden tepkisi ayrılma kararına yol açar.
Olayın ise nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ise -en masum olan- çocuklar gösterir. Annelerinin durumu açıkladıktan sonra ve babanın yani Hasan’ın odaya stilettolarla girdiğindeki o komik durum gerçekten çok iyi gösterilmiş. Çocukların kararı nihai olanı, anlayışı, saygı ve sevginin önemini ortaya koyuyor.
Belirli nesneler vardır ki sadece cinsiyetlerle ilişkilendirilir, ve bu nesnelerin başında hiç kuşkusuz yüksek topuklu stiletto ayakkabılar gelir. Stiletto ayakkabılar geleneksel olarak sadece “kadınlar” tarafından giyilen ve kadınlarla ilişkilendirilen bir ayakkabı türüdür. Bu bağlamda stiletto giyen erkekler, toplumsal cinsiyet normlarının dışına çıkmış olurlar. Aynı durumu kadınlar için de söyleyebiliriz.
Bence queer karakterleri belirli kalıplar içine hapsetmeyen, varoluşun çeşitli yollarını gösteren ve en önemlisi, queer karakterlerini trajik ve acı dolu sonlara mahkum etmeyen filmler olmalı. Bu tür filmler, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada oldukça az. Bence bu komik öğeler taşımasının yanında yine de bu trajik olma özelliğinden kurtulamıyor. Her şeye rağmen Can Merdan Doğan oldukça iyi bir iş çıkarmış. Ayrıca, Murat Kılıç ve Nihal Yalçın da harika ve cesur oyunculuklar sergiliyorlar.
Filminin yönetmeni Can Merdan Doğan ile yapılan bir röportajda, toplumsal cinsiyet rollerini sorgulayan bir temaya odaklandığını ve kuir temaların önemini vurguluyor. Ayrıca, kuir teoriyi, ikili cinsiyet düşüncesini sorgulayan bir metafor olarak kullanma amacını ve filmin final sahnesinin bir umut ve değişimin ifadesi olduğunu söylüyor. Bir hikâyeye aslında bir durumu merak ederek, o duruma dair soru sorarak başlıyorum. ‘Stiletto’ özelinde mesela, bir nesne kim olduğumuzu tarif edebilir mi sorusuydu benim merakımı uyandıran. Soru sorabilmek için teorik olarak beslenmek çok önemli. Kuir okumalar burada devreye giriyor. Bunun yanında Can Merdan Doğan, genç sinemacılara hikayelere güvenmelerini, sabırlı olmalarını ve yeni estetik anlayışları geliştirmelerini tavsiye ediyor.
Stiletto: Bir Taksi Şoförünün Arzusu