Kuş Uçuşu 3. Sezon: Av ve Avcının Dayanışması
Sevgili okuyucularımız, uzun bir aradan sonra Ay Yapım imzalı yerli Netflix yapımı Kuş Uçuşu dizisinin 3. sezonuyla sizlerleyim. Güçlü oyuncu kadrosuyla adından söz ettiren yapım tatmin edici bir finalle izleyicisine veda ediyor. Başlangıç ve devam sezonunda hikâyede zaman zaman yapay rastlantılar ve ikna edici olmayan olaylarla karşılaşsak da son sezon nispeten başarılı bir kurguya sahip. Yönetmenliğini Deniz Yorulmazer ve Koray Kerimoğlu’nun üstlendiği ve senaryosunu Meriç Acemi’nin yazdığı yapımın finalini gelin beraber inceleyelim.
Miray Daner, Birce Akalay, İbrahim Çelikkol, İrem Sak, Demircan Kaçel, Defne Kayalar gibi başarılı isimlerden oluşan kadroya bu sezon Melih Selçuk da dahil oluyor. Her birinin başarılı performansı hakkında uzun uzun konuşabiliriz; özellikle yapımın önde gelen isimleri Miray Daner ve Birce Akalay’ın rollerini taşıyışı ve birbirleriyle uyumu bu sezon daha da ön plana çıkıyor. Ayrıca Kuş Uçuşu aracılığıyla tanıştığım genç oyuncu Demircan Kaçel’in performansı da usta oyuncuların yanında geri planda kalmıyor.
Şöhret hayatının karanlık yönlerini ele alan yapım bu sezonda en uç noktalarıyla bir kere daha değiniyor bu karanlık tarafa. Lale Kıran gibi saygın, başarılarıyla gündemde olan bir karakterin en başarılı anlarında bile mutlu olmadığına şahit oluyoruz. İçinde büyüttüğü ve engel olamadığı hırsının yanında şöhret olmasının getirdiği sorumluluklarla sürekli yıkılan bir karakter izliyoruz. Tüm olan bitene rağmen iyi bir anne olmaya çalışırken kızı Mila’nın davranışlarından etkilenerek kendi bildiği yoldan gitmeye cesaretleniyor. Ayrıca artık yanında hem en büyük rakibi hem onu en iyi anlayan dostu var; Aslı Tuna.
Aslı Tuna için ayrı bir parantez açmaktan mutluluk duyuyorum. Öylesine başarılı bir karakter gelişimiydi ki seyrettiğimiz, yapımın sonunda bu karaktere duyduğum sempatiyi tarif edemem. Hırstan gözü dönen, hastalık derecesinde takıntılara sahip bu karakteri sevgi ve aşkın dönüştürdüğü kişilik; hayatımızdan birilerini izler gibi gerçekçiydi benim için. Lale’ye duyduğu hayranlığı onunla savaşmadan kontrol altına alması ve ilişkilerinin dinamiği bu sezonun en güzel yönüydü belki de. Nefret ve hırsla başlayan düşmanlıklarının böylesi bir dostluğa dönüşmesi, iki kadının birbiri hayatında bıraktığı izleri izlemek oldukça keyifli.
Ayrıca Miray Daner’i Zeki Demirkubuz imzalı Hayat filminde izledikten sonra bu sezonda izlemenin, benzer karakterleri izler gibi bir etki yarattığını belirtmeliyim. Genç oyuncunun kariyerini doğru yönlendirmesiyle adından söz ettirecek bir yeteneğe sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Sezon boyunca adeta kafasında kırk tilki dolaşan Gül karakterini profesyonel bir “hırslı” olarak değerlendirebiliriz. Kariyeri için daha iyisinden feragat eden ancak yine kariyeri için attığı zekice hamlelerle hasarsız ilerleyen bir yönetici. İzlediğimiz stres dolu habercilik ve şöhret dünyasında planlı ve duygusuz ilerleyerek tökezlememeyi başaran tek karakter olabilir. Hırstan gözü dönmüş ve intikam almak isteyen Müge karakterinin istediğini elde ettiğinde yaşadığı yıkım Gül’ün başarısını kanıtlar nitelikte.
Hikâyenin son parçasında senaryonun daha tatmin edici olduğundan söz etmiştim ancak bu sezonda da olaylar birbirine bağlanırken izlenen yol kör göze parmak sokarcasına yapaydı. Bir gerçek ortaya çıkmadan önce o gerçeği destekleyecek bir detayın el üstünde sunulması yamanmış bir izlenime neden oluyor. Emre karakterinin çok içip bayılmasından birkaç sahne önce şeker hastalığının olduğunun belirtilmesini buna bir örnek olarak gösterebilirim. Bu bağlamların seyirciye arka planda veya olağan akışında belirtilmesi daha başarılı bir sonuç verebilirdi diye düşünüyorum.
Sezona dair ikna olmadığım birkaç nokta daha eklemek istiyorum. Lale’nin Müge’nin programına konuk olarak davet edilmesi ve bunun herhangi bir sonuca bağlanmaması bölümün süre boşluğunu doldurmak için bir ekleme gibi düşünmeme neden oldu. Ayrıca Aslı Tuna gibi hırslı ve her engele çözüm bulan bir karakterin para borcu karşısında köşeye sıkışıp tüm hedeflerini bir kenara atarak evine dönmesi, 3 sezondur tanıdığımız Aslı karakterinin asla yapmayacağı bir çekilmeydi.
Genel anlamda başarılı bulduğum ve keyifle seyrettiğim bir sezondu. Tüm yapımın yükünü sırtlayan, toparlayıcı bir etkiye sahipti aynı zamanda. Bugüne kadar izlediğimiz yerli Netflix yapımları arasında dikkat çekici ekstra bir yönü olmadığını düşünsem de, birkaç günde tamamlayıp kafa dağıtacağınız bir dizi olabilir Kuş Uçuşu. Keyifli seyirler.
Kuş Uçuşu 3. Sezon: Av ve Avcının Dayanışması