Kleo: Strasi Sırları Gerçek Mi Değil Mi?
Kleo, 19 Ağustos 2022’de Netflix’de yayınlandı. İlk gördüğümde farklı tarzıyla dikkatimi çekse de izlemem biraz vakit aldı. Fakat izlediğimdeyse kesinlikle fikirlerimi sizlere aktarmam gerektiğini fark ettim. Çünkü elimizde oldukça ilginç ve kafa karıştırıcı bir dizi olduğunu söyleyebilirim.
Kleo bir Netflix Almanya yapımı ve yönetmen koltuğunda Hanno Hackfort bulunmuş. Dizinin başrolünde “Fack ju Göhte”, “Cocoon” filmlerinden tanıdığımız Jella Haase bulunmakta. Diğer rolleri Dimitrij Schaad, Vladimir Burlakov, Julius Feldmeier, Vincent Redetzki, Marta Sroka gibi isimler paylaşmış. Alman sinemasına ve televizyonuna hakim olan seyircilerin daha çok tanıyacağını düşündüğüm bu oyuncular senaryonun tarzına göre gayet başarılı bir oyunculuk sergilemişler. Şu anda dizinin hala Netflix Türkiye Top 10 Dizi Listesinde yer almasına bakarsak da seyirciler tarafından sevildiğini ya da en azından oldukça ilgilerini çektiğini söyleyebiliriz.
Gelelim senaryoya ve tarzına. Hikaye; bir Strasi ajanı olan Kleo’nun kendini hapse attıranları bulup onlardan intikam almasını anlatmaktadır. Dizi ezber bozan, absürt ve polisiye türlerini içinde bulunduran bir tarza sahip. Seyirciyi ilk saniyede hikayenin içine sokan ve hızlı akan bir yapısı var. Oyunculuklar da bu yapıya uyması adına biraz gerçek dışı şekilde sunulmuş. Alışılmadık hareketler, garip yüz ifadeleri ve ani kameraya bakmalar bu yapıyı destekler nitelikte kullanılmış.
Dizinin başında, izlediğimiz hikayenin gerçek olduğunu ama hiç yaşanmamış olduğunu belirten bir yazı görürüz. En başta bunun ne demek olduğunu anlamasam da hikayenin sonunda yaptığım ufak bir araştırma ile bu konuyu anlamış oldum. Hikaye Doğu Almanya’nın ünlü Strasi ajanlarından birinin nedensiz yere hapse atılması ve Berlin Duvarının yıkılmasıyla hapisten çıkan bu ajanın intikam almasını anlatmakta. İlerleyen her dakikada Doğu ve Batı Almanya arasındaki farkları, Strasi birliğinin dağılışını ve Amerika ve Rusya’nın işlere nasıl dahil olduğunu izlemekteyiz. Büyük ihtimalle dizinin senaristleri de o dönemde yaşananları araştırdıklarında dizide gerçekleşen birçok olayın aslında yaşanmış ama gizlenmiş olduğunu düşünmüştür. Bu sebeple de dizinin başında buna dikkat çekmek istediklerini düşünüyorum.
Buradan sonrasında hikaye hakkında spoiler bulunacaktır. Bilginize.
Hikayede başrol olan Kleo dedesi tarafından yetiştirilmiş çok başarılı bir Strasi ajanıdır. 1987’de Batı Almanya’da, bir diskoda elinde kırmızı valiz olan bir hedefi başarıyla öldürmesinden bir süre sonra tutuklanır. Kendisinin gayri resmi bir ajan olduğu konusunda diretse de beraber çalıştığı kişiler ve dedesi bunu yalanlayan ifadeler verir. Bu sebeple siyasi suçlu olarak hapse atılır. Bu sırada amiri Andi Wolf ile olan ilişkisinden hamiledir fakat hapishanede yediği bir dayak sonucunda bebeğini kaybeder. Üç yıl sonra Berlin Duvarı’nın yıkılması sonucunda siyasi suçlulara af çıkar ve Kleo kendisinin ve bebeğinin intikamını almak için işe koyulur. Bu süreçte önce onu hapseden amirlerinden birini ve dedesini öldürür. Eski evindeki yeni kiracı, uyuşturucu bağımlısı Thilo ile tanışır ve onunla bir nevi arkadaşlık kurar. Aynı süreçte dizimizin diğer başrolü Batı Almanyalı dedektif Sven Petzold 1987 yılında Kleo’yu diskoda cinayet işlerken fark etmiştir. Bu sebeple de yıllardır kaile alınmadığı karakolda fark edilmek için Kleo’yu araştırmaya kafayı takmıştır. Fakat Kleo konusunda haklı olsa da ne meslektaşları ne de karısı ona inanmamaktadır. Kleo’yu işinden istifa edip Mallorca’ya kadar takip eden Sven orada Kleo ile temas kurar. Kleo sırayla albayı ve eşini daha sonra da Almanya’ya dönüp hapisteki Bakan Mielke’yi öldürür. Bu süreçte ona yardım ediyormuş gibi görünen eski sevgilisi Andi’nin aslında hala şirkete çalıştığı anlaşılır. Eski iş arkadaşları Uwe ve Andi tarafından vurulan Kleo’yu Sven kurtarır. Bu sayede bir takım olurlar. Hikayenin devamında Kleo ve Sven beraber çok önemli olan kırmızı bavulun peşine düşerler. Hikaye boyunca bir çok yere seyahat ederler ve son durak Şili olur. Kırmızı bavulu bulurlar. Bavulda aslında düşman olarak görünen Doğu Almanya ve Amerika başkanlarının gizli bir antlaşma imzaladıklarını gösteren belgeler bulunmaktadır. Sonunda belgeler Sven’in bir hamlesiyle Amerika’nın eline geçer fakat onlar bunu bilmemektedir.
Genel olarak hikaye güzel akan, eğlenceli ve hareketli bir yapıya sahip. Dizinin genelinde absürt komedi ve biraz da kara mizah hakim. Bu sebeple karakterlerin tuhaflıkları komedi unsurunu sağlamakta. Fakat bana göre saçma olan noktalarda bulunmakta. En net örneklerinden: dizide Kleo, Thilo’yu kurtarmak için bir mekanı tarar ve ayakta olan Thilo’ya hiçbir kurşun gelmez. Üstüne üstlük kurşunlar Thilo’nun etrafından dolaşır. Bunun Thilo’nun bahsettiği gibi uzaylı olmasına bağlı olabileceğini düşünsem de kendisi uyuşturucu bağımlısı olduğundan bu söylediğinden de şüphe duymaktayım.
Tuhaf olan başka bir şeyse Kleo’nun ortalık yerde insanları öldürüyor olmasına rağmen kimsenin onu fark etmemesi, fark edenlerin de umursamaması olmuş. Bu tarz minik ama beni rahatsız eden birkaç örnek daha var fakat bunlar sizi ne kadar rahatsız eder bilemem. Çünkü bunlara rağmen ben diziyi merakla izlemeye devam ettim. Bu da her ne olursa olsun dizinin seyirci ile kurduğu bağın güçlü olduğunu gösterir.
Kleo şu anda Netflix’te ilk sezonuyla yayında ve sezonun bitiş şekline bakılırsa ikinci sezonun gelmesi de çok olası. Absürt komedi ve polisiyeyi seviyor birde üstüne tarihe ilgi duyuyorsanız bu diziyi izlenecekler listenize alabilirsiniz. İyi seyirler!
Kleo: Strasi Sırları Gerçek Mi Değil Mi?