I Am Groot 2. Sezon: Çok Tatlı!
Galaksinin Koruyucuları’nın fedakar, kudretli Groot’unun çocukluk zamanlarına denk gelen Disney+ orijinal yapımı I Am Groot, ikinci sezonu ile bugün yayınlandı. Hızlı ve Öfkeli serisinin başrolü Vin Diesel, bu sezonda da Groot’u seslendiriyor. Birinci sezonda olduğu gibi ikinci sezonu da Kirsten Lepore yazıp yönetiyor. Sıkılmadan izleyeceğiniz iki sezonun da gizli kahramanları ne Galaksinin Koruyucuları ne Avengers; animasyon ekibi o kadar iyi iş çıkarmış ki su gibi akıp giden bölümlerde gözlerimizin bayram etmesini sağlayacak sahneler yaratmışlar. Toplamda 5 bölümden oluşan ikinci sezon, birinci sezon gibi tatlılık seviyesi en üstte, göndermeleri başarılı ve eğlenceli bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Bu sezonu özel kılan detay ise The Watcher’ın sezon finalinde karşımıza çıkması.
Kısaca bölümlere göz atacak olursak; ilk bölümde karşımıza bir uzaylı kuşun sorumluluğunu alan Groot çıkıyor. Çok tatlı görünen bu kuşu alıp besleyen, onunla oyunlar oynayan Groot, kuşun ötmeye başlaması ve derdini anlamaması nedeniyle bir süre sonra kuştan sıkılır ve susması için çantasına koyar ve uyumaya çalışır. Tam bu sırada baktığı kuş gibi belki 10 tanesi daha ortaya çıkar ve hep birlikte annelerine doğru koşarlar. Bir süre vakit geçirip baktığı kuşun uzaklaşmasını içi buruk ama gururlu bir şekilde izlerken Groot, kuşların dışkısına basar ve bölüm biter.
İkinci bölümde ise koku alabilmeye başlayan Groot, tam bir ergen erkek çocuğu gibi davranır. Video oyunları ve abur cuburla keyfine bakan Groot, oyun konsolunun pili bittiği için oyununa ara vermek zorunda kalır. Pil ararken yanlışlıkla suratına bir burnun yapışmasıyla koku almaya başlar. Etrafındaki her şeyi koklayıp hayatının keyfini çıkarırken son olarak oyun oynadığı odaya gelir ve odanın kokusundan anında rahatsız olur. “Vileda sopası”nı görürüz ve sonrasında “Acaba Groot temizlik mi yapacak?” diye düşünürken Groot burnundan vazgeçer ve erkek ergen çocuğu gibi pis ortamında bütün keyfiyle oyununa devam eder. Erkek ergen çocuğu dememdeki sebebim o ortamı tanıyor olmam maalesef… Ben bir ablayım ve kardeşim kız değil…
Üçüncü bölüm Groot’un kar keyfine odaklanacağımız bir bölüm olacakken bize Groot vs Kardan Adam savaşı izletiyor. Her zamanki gibi sadece eğlenmek isteyen Groot bu sefer kardan bir gezegene iniş yapıyor. Sıcak çikolatasını hazırladıktan sonra dışarı çıkıp karda eğlendikten sonra kardan adam yapmaya karar veriyor. Ancak tabi bu düz bir kardan adam olamaz; Groot uzay gemisinden aldığı parçalarla onu modifiye ediyor ve ortaya ışık saçan uzay çağından bir kardan adam çıkıyor. Ama bu Kardan Adam canlanıyor ve Groot’un sıcak çikolatasına doğru yola çıkıyor. Peki bizim haylaz Groot onun sıcak çikolatasına zarar vermesine izin verir mi? Asla! Bu savaşın galibi olup sıcak çikolatasının keyfini çıkarıyor. Bu sıcak günlerde bana ilaç gibi geldi desem abartmam herhalde…
Dördüncü bölüm hepimizin ilişki kurabileceği bir bölüm; sebebi ise dondurmadan başka hiçbir şey değil. Groot’un uzay gemisinin yanından geçen dondurma gemisi tabi ki Groot’un dikkatini çekiyor ve bozukluk bulup dondurma gemisini yakalamaya çalışıyor. Türlü türlü yöntemden sonra bozukluğu bulsa da dondurma gemisini maalesef yakalayamıyor. Dondurmayı aklına koyan Groot, dondurma gemisinin peşine düşüyor son hızla. Sonraki sahnede dondurmasının keyfini çıkaran Groot’u uzay muhafızları uzay aracında ablukaya almış bir şekilde görüyoruz. Tam bir baş belası!
Final bölümü ise diğer bölümlerden farklı değil açıkçası ve bu bölüm The Watcher’a bile komik bir yön yüklüyor. Drez-Lar isimli türünün son örneği olan tohumun olduğu tapınağa giren Groot’un buradaki macerasının anlatıcı ise The Watcher oluyor. Gamsız bir hayat Groot’unki ve tohum da The Watcher’ın ona yüklediği anlama göre çok da umrunda değil. Umursamaz Groot bu sefer de tapınak içindeki tüm tuzakları aktif hale getiriyor elindeki topuyla oynarken ve tohumu da lavlara teslim ediyor çünkü umrunda olan tek şey topu ve eğlencesi. The Watcher’ın kehanet okumak konusunda hatasını kabul etmesine sebep oluyor ve kehanetteki tohumun kendisi oluyor. Ne macera ama!
Bölümleri uzun uzun anlattıktan sonra MCU’ya dair birkaç şey söylemek istiyorum. Açıkçası Avengers: Endgame’den sonra MCU’ya devam etmek için içimde bir sebep bulamadım. Çıkan yapımlar eskisi kadar iyi değil, bazı noktalarda baştan savma yapılmış (Thor: Love and Thunder Heimdall’ın oğlu CGI rezaleti) ve komedi dozu bu sefer gözümüze sokulacak şekilde fazla kaçırılmıştı. Endgame’den sonra hedef kitlesini düşürdükleri aşikarken ben de yerimde saymıyor yaş almaya devam ediyorken söylerken üzülsem de maalesef MCU ile aram açılmıştı. Fakat Groot bütün bu tutarsızlıklar içerisinde MCU’nun son zamanlarda yaptığı en iyi yapımlardan biri. Bütün MCU evrenine baktığımızda hikayeye katkısı olmayan, izlemezseniz hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz I Am Groot, sadece ve sadece size keyifli zaman geçirme sözü veriyor ve bunu tutuyor; eh burada elbette maddi bir fayda etme de söz konusu sonuç olarak Disney+ çatısı altında bulunuyor. Sözü toparlamam gerekirse son zamanların en tatlı işi olan I Am Groot birinci sezonu gibi ikinci sezonunda da yüzünüzü güldürüyor. Kısa süresi ve müthiş renkleriyle ekrandan size bütün pozitif duyguları aktarıyor. Üçüncü sezonu çıkarsa diğer yazıda görüşmek üzere!
I Am Groot 2. Sezon: Çok Tatlı!