How I Met Your Father 2. Sezon: Özleme Kısa Bir Mola
Geçtiğimiz yıl, How I Met Your Mother (HIMYM) dizisinin bağımsız bir devamı olan ve severleriyle Disney Plus aracılığıyla buluşan ve büyük beğeni toplayan How I Met Your Father, ikinci sezonuyla izleyicilerine unutulmaz bir yolculuk sunmaya devam ediyor. İlk sezonda yarattığı heyecanı ve merakı bu sezonda da koruyarak izleyicileri kendine bağlıyor ve özlenen How I Met Your Mother havasını olabildiğince hissettiriyor.
İlk sezonu her ne kadar How I Met Your Mother kadar sevemesek ve benimseyemesek de, yapımların ve çekimlerin benzerliği sayesinde, How I Met Your Father’ı da bir solukta bitirmiştik. Hikaye akışı ve karakterlerin, ilk bölümden itibaren tutarlı bir şekilde karşımıza gelmesi bizi bu diziye bağlayan en büyük etkenlerden biri olmuştu. Ancak ikinci sezonda karakterlerimizin ilişkileri ve hayatlarının dönüm noktaları, diğer sezona göre biraz daha yüzeysel yansıtılıyor. Fakat bu durum karakterlerin gelişme sürecinden kaynaklanıyor olabilir. Bu sezonda neredeyse herkes, yavaş yavaş hayattan ne istediğini fark etmeye, hatalarını görmeye başlıyor. Yapım, bu durumu oldukça üstü kapalı bir şekilde bize yansıtıyor. Buradan yola çıkarak, dizinin devamında çok fazla değişim ve yenilik beklemek mümkün. Buna karşılık, bu sezonda da karakterlerimizin aşk hayatlarında bizi heyecanlandıran büyük değişimler oluyor.
Diğer karakterler de aynı şekilde gelişimlerini bölümlerle birlikte sürdürüyorlar ve kendilerini bulmaya çalışıyorlar. Jesse’nin müzik kariyeri, Ellen’ın iş hayatı ve Sid’in uzak mesafe evliliği gibi konular, izleyicileri karakterlerle daha da bağlı hale getiriyor. Ayrıca, geçmişe yapılan göndermeler ve diziye dahil edilen yeni karakterler de hikayenin zenginliğini artırıyor.
Ana karakterimiz Sophie (Hilary Duff), geçmişindeki olaylarla yüzleşirken aynı zamanda geleceğe yönelik adımlar atmaya çalışıyor. İlk sezonda kıvılcımı başlayan birkaç romantik ilişkisi de bu sezonda daha da derinleşerek izleyicilere büyüleyici aşk sahneleri sunuyor. Özellikle çoğumuzun beklediği çift olan Sophie ve Jesse (Chris Lowell) arasındaki ilişki farklı boyutlara eviriliyor ve oldukça samimi sahneler ortaya çıkıyor.
İkilinin aralarındaki uyum ilk bölümlerden itibaren oldukça hissettiriliyor. Bu uyum ve bize hissettirilen duygusal çekimlere rağmen ilk sezonun sonu bizi bir hayli üzmüştü. Aynı duyguları ikinci sezonun yayınlanan bölümlerinde de hissetmeniz oldukça muhtemel. İkilinin baş başa geçen sahnelerde duygu yoğunluğu çok fazla. Bazen sadece Jesse’nin bir bakışına bile üzülüyor ve ‘Yeter artık birlikte olun!’ diye isyan edebiliyorsunuz.
İkinci sezonun en büyük artılarından biri, sahne tasarımları ve ışıklandırmaların çok iyi olması. Dizinin atmosferi giderek How I Met Your Mother’a benzemeye başlıyor ve bu izleyicilerin beğenisini giderek arttırıyor. Senaryo ise yine oldukça başarılı. İlk sezondan farklı olarak daha fazla drama ve gerilim unsuru barındıran senaryo, izleyicileri ekrana kilitlemeyi başarıyor. Spoiler vermeden söyleyebilirim ki, final bölümü izleyicilere şaşırtıcı ve etkileyici bir final sahnesi sunuyor.
Özellikle Neil Patrick Harris’in diziye katılımı dört gözle bekleniyordu. Final bölümüyle Barney’e de kavuşmuş oluyoruz ve gelecek yeni bölümleri dört gözle bekliyoruz. Bu yapımın en sevdiğim yanlarından birisi bizi HIMYM kadrosuyla tekrar buluşturuyor olması. Şimdiye kadar Robin (Cobie Smulders) ve Barney karakterlerimizi gördük. Umarız ki kadronun geri kalanını da ilerleyen sezonlarda görürüz ve hasretimiz az da olsa geçer.
Özet olarak, How I Met Your Father, ikinci sezonuyla, kaliteli oyunculuk, başarılı senaryo ve teknik açıdan zengin bir yapım sunuyor. Komedi, romantizm, arkadaşlık, eğlence tüm bu kavram ve duygular ekrandan size yansıyor. Defalarca tebessüm edeceğinize ve bir yandan da duygulanacağınıza emin olabilirsiniz.
How I Met Your Father 2. Sezon: Özleme Kısa Bir Mola
