Anasayfa İncelemelerFilm İncelemeleri Farklı Bir Bakış Açısıyla Alice Müzikali

Farklı Bir Bakış Açısıyla Alice Müzikali

Yazar: Buse Alkan

Farklı Bir Bakış Açısıyla Alice Müzikali

Hepimizin neredeyse ezbere bildiği “Alice Harikalar Diyarında” adlı ünlü eserin günümüze uyarlaması olan bir tiyatro oyunu “Alice Müzikali”.  İlk kez şubat 2019’da Zorlu PSM’nin sahnesinde oynanan bu müzikal sahnelenmeye başladığı andan itibaren birçok başarıya imza attı.

Oldukça teknolojik bir sahneye sahip olan bu müzikal, çıktığı ilk andan itibaren kapalı gişe oynadı. Seyirciler tarafından çok sevilen oyun 23. Afife Jale Tiyatro Ödüllerinde “Haldun Dormen Özel Ödülü”nü ve “En İyi Koreografi Ödülü”nü kazandı.  Pandemi sürecinde diğer sosyal aktiviteler gibi o da sekteye uğradı fakat döndüğünde başarılarını devam ettirdi. Haliyle oyun bu kadar sevilince İstanbul dışından da seyircileri oldu. İstanbul’a gidemeyen seyirciler ise oyun için turne taleplerinde bulundu. Fakat sahne o kadar büyük ve dijital bir sahneydi ki ülkemizdeki diğer sahnelerin hiçbirine sığmadı. Bunun üzerine   oyunun diğer seyircilere de ulaşabilmesi için dijital platformda yayınlanmasına karar verildi.  Sonunda “Alice Müzikali” Disney Plus’ta seyircilerin izlenimine sunuldu.

Alice müzikalinin bu kadar başarılı olmasının birçok sebebi var. Bunlardan ilki oyuncularının ülkece tanınan çok başarılı oyuncular olması.  Alice karakterini Serenay Sarıkaya, Kraliçe’yi Ezgi Mola, Tavşan’ı Enis Arıkan, Kral’ı İbrahim Selim, Kedi’yi Merve Dizdar, şapkacıyı ise Şükrü Özyıldız canlandırmıştır. Herkesin oyunculuğunun çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ama kişisel olarak Tavşanın, Kedi’nin ve Kraliçe’nin canlandırılmasının beni daha çok etkilediğini belirtmeliyim.

Oyunun ana karakterleri Alice ve Kraliçe iken hikayenin taşınmasını sağlayanlar Tavşan ve Kedi olmuş. Kral ve Şapkacı ise hikayenin tamamlayıcı karakterleri olarak kullanılmışlar. Hikaye günümüze; teknolojinin de gelişmesiyle beraber anlaşmazlıkların içine sıkışan bir aileyi anlatma düşüncesiyle uyarlanmış. Alice evin tek çocuğu, Kraliçe evin annesi, Kral ise evin babasıdır. Tavşan ve Kedi bu yolculukta yanında olan ve ona destek çıkan arkadaşlarıdır. Şapkacı ise hain sevgiliyi temsil etmektedir.

Hikayenin ana çatışması anne ve kız arasındaki ilişki olarak belirlenmiş. Kendi mutsuzluğunu, yaşayamadığı hayallerini çocuğuna dayatan bir anne ile hayalleri olan, güçlü bir genç kızın arasındaki mücadele anlatılmış. Gerçeğimiz olarak adlandırabileceğimiz bu konu uyarlama için başarılı bir seçim olmuş. Bir de bu mücadeleye günümüz teknolojisinin etkisi de katılmış. Bu sayede günümüzün aile problemleri sahnede can bulmuş.

Fakat tabiki de oyunun bu kadar başarılı olmasının tek sebepleri bunlar değil. Oyunun ilk sahnesinden son sahnesine kadar kullanılan tüm dekorlar, tüm kostümler, renkler, ışıklar o kadar başarılı bir şekilde seçilmiş ve dizayn edilmiş ki adeta görsel bir şölen haline dönüşmüş.  Ayrıca bir de bunlara eklenen harika dansçılar sayesinde bir saniye bile gözünüzü sahneden ayıramıyorsunuz. Bu bakımdan sahne tasarımını yapan Gamze Kuş’a ve kostüm tasarımını yapan Ayşegül Alev’e değinmeden geçmek olmaz. Gamze Kuş; İstanbul Şehir Tiyatrosunda çalışmaya başladığı andan itibaren birçok oyunun kadrosunda yer almış ve çok başarılı işler çıkartarak ödüller kazanmıştır. Ayşegül Alev de 2010’lu yıllardan beri birçok oyunun kostüm tasarımında yer almış oldukça başarılı bir tasarımcıdır. Bu kadar başarılı çalışarak büyülenmemizi sağlayan bu dünyayı yarattıkları için kendilerini tebrik etmek gerek.

Tabii ki de müzikalin olmazsa olmazı şarkılar ise birer efsane. Sabri Tuluğ Tırpan kendi orijinal besteleriyle ve Selami Şahin`in “Gitme Sana Muhtacım” şarkısının düzenlemesiyle müzikalin bestelerini yapmıştır. Dozunda değişimler ve doğru seçimler sebebiyle şarkılar oyun ile güzel bir bütünlük sağlamış. Müzikalin kendisi için yazılan “Duy Beni” ve “Kuzey Yıldızı” isimli iki şarkı hepimizin tanıdığı Nil Karaibrahimgil tarafından yazılmış. Nil Karaibrahimgil’in o huzur veren aynı zamanda da sorgulayan şarkıları bu müzikalle harika bir uyum sağlamış. Ben izlerken bu şarkıları dinlemekten zevk aldığımı söylemeliyim.

Fakat bana göre Serenay Sarıkaya’nın sesi bazı şarkılarda yetersiz kalmış. Tabi ki bu benim kişisel fikrim. Alice karakterini çok iyi canlandırdığını ve o çocuksu havasıyla genç kızlık arasındaki dengeyi başarılı bir şekilde kurduğunu düşünüyorum. Dans konusunda da çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ezgi Mola ise harika bir iş çıkartmış. Kraliçe’nin acımasızlığını adeta üstüne giymiş. Diğer değinmek istediğim oyuncular ise Enis Arıkan ve Merve Dizdar. Enis Arıkan hikayenin hınzırı, koca kulaklı tavşanı canlandırmış. Bu karaktere kendi kişiliğinin neşesini de yansıtmış ve ortaya sizi hem düşündüren hemde güldüren harika bir karakter çıkmış. Kedi ise Merve Dizdar’ın mimikleri ve vücut hareketleriyle adeta can bulmuş. Çok konuşmayan bir karakter olmasına rağmen varlığını hep hissedilir ve etkili kılmayı başarmış oyuncu.

Ben bu düşüncelerimin hepsini Alice Müzikalini dijital platformdan izlemiş biri olarak aktarıyorum. Bu sebeple kamera bana hangi açıdan gösterdiyse bende oyunu öyle izledim. Ama canlı olarak izlemeyi ve o atmosferi hissedebilmeyi bir tiyatro sever olarak çok isterdim. Umarım bu güzel müzikal hepimize ilham olur ve tiyatrolarımızın çok daha fazla gelişmesini sağlar. Ama şimdilik bunu başarana kadar Alice Müzikali ülkemizde yapılmış en büyük ve geniş bütçeli oyun olmaya devam edecek gibi. Bu sebeple sinema ve tiyatro sever herkese bu müzikali izlemelerini tavsiye ederim. Özellikle de mutsuzluğunu çocuğuna yansıtan ebeveynlere. Herkese harika seyirler.

Farklı Bir Bakış Açısıyla Alice Müzikali

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorum Yap

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Kabul Et Daha Fazlası...