Exception: İnsanoğlunun İkilemi
Exception, 13 Ekim 2022 tarihinde Netflix’te yayına girdi. Dizinin 1. Sezonu sekiz bölüm olmakla birlikte sonu itibariyle devamının gelebileceğinin sinyalini verdi. Dizi tür olarak gerilim, fantastik, anime dizisi şeklinde tanıtıldı. Dizinin yaratıcısı Otsuichi mahlasıyla bilinen ünlü Japon roman yazarıdır. Karakterler ünlü Japon seslendirmenler tarafından seslendirilmiş.
Mack karakterini “Jujutsu Kaisen”, “Digimon Advanture” gibi önemli projelerde yer almış olan Takahiro Sakurai seslendirmiş. Kendisi genel olarak yakışıklı ve etkileyici erkekleri seslendirmesiyle ünlüdür. Oscar karakterini “Yugioh: Zamanın Ötesinde”, “Attack On Titan” ve “Full Metal Alchemist” gibi projelerde yer almış olan Takanori Hoshino seslendirmiş. Lewis karakterini “Golden Kamuy”, “Beastars” gibi projelerde yer alan Chikahiro Kobayashi seslendirmiştir. Patty karakterini seslendiren Atsumi Tanezaki ise “Her Blue Sky”, “The Ancient Magus” gibi işlerde yer almış. Nina karakterini seslendiren Yuko Kaida ise “Naruto Film”, “Digimon Adventure Tri. 4” işlerinde yer almış.
Dizinin anime kategorisinde bulunmasının en büyük sebebi bence çizerlerin Japon uyruklu olması. Ben bir anime sever olarak bu dizinin anime mi yoksa animasyon dizisi mi olduğunu pek anlayamadım. Klasik bir animenin genel çizim hatları yüz şekilleri karakter mimikleri gibi ayırt edici özellikleri vardır. Ama ben her ne kadar bu dizinin çizerleri Japon olsa da dizinin anime olduğunu söylemeyi doğru bulmuyorum. Benim tercihim dizinin çok iyi çizilmiş bir animasyon dizi olduğunu söylemekten yana.
Gelelim dizinin konusuna, buradan sonrasında spoiler yer alır. Fakat dizi çıkalı bir haftayı geçtiği için bir çoğunuzun zaten izlemiş olabileceğini düşünüyorum. Dizi, insanoğlunun gelecekte başka bir gezegene taşındığı bir zamanı anlatıyor. Dizide insanların hafızaları ve DNAları bir baskı makinesine kaydediliyor ve oradan insanların klonları basılabiliyor. Dizi, dört insan klonunun gezegen hazırlama süreci ile görevlendirildiği bir uzay aracında geçiyor. Bu dört klon varmak üzere oldukları Planet 10 Gezegeni’nin insanoğlunun yaşayabileceği hale getirilmesi ile görevlendirilmiş. Fakat gezegene varmak üzereyken yaşadıkları ateş topu faciasından sonra işler tamamen sarpa sarar.
Basılan ilk klon Doktor Nina’nın klonu olur. Daha sonra Mark, Patty, Oscar basılır. Dördüncü klon olan Lewis basılırken ateş topu felaketi yaşanır. Bu da bir baskı hatasına sebep olur ve canavar bir Lewis yaratılır. İlk birkaç bölüm geri kalan mürettebatın canavar ile olan savaşını izleriz. Daha sonra Oscar fark eder ki canavar insani yan barındırmaktadır. Bu sebeple ona yardım eder. Onun için hayatta kalmasını sağlayacak olan dondurucu tüpü almasına yardım eder. O sırada karbon bombasının çalındığı ortaya çıkar. Herkes suçlunun canavar olduğunu zanneder fakat canavar hırsız olanın kendisi olmadığını ispatlamak için çabalara girişir. Lewis’in orijinal haliyle iletişime geçen canavar kendisinin hırsız olmadığını anlatır. Lewis bir sebeple kendisinin doğruyu söylediğini hisseder ve diğer dört mürettebattan kuşku duyar. Bunun üzerine iki Lewis diğer dört mürettebatı hapseder ve hırsızı aramaya başlar. İlk başta Mark’tan şüphelenilir fakat Mark kendisini yeniden ve sıfırdan klonlatarak şüphelerinin yersiz olduğunu kanıtlar. Bunun üzerine hiç kimsenin ateş topu gelene kadar birbirinin yanından ayrılmadıklarını fark ederler. Bu da uzay aracının içinde başka birinin olduğu sonucunu doğurur. Bu sırada tarım ve ekosistemle ilgilenen Patty’nin laboratuvarında daha küçük bir baskı makinesi bulurlar. Patty aslında Planet 10 gezegenine zarar verilmemesini isteyen bir örgütün üyesidir. Bu sebeple herkesten önce kendisinin başka bir klonunu hazırlar. Daha kimse basılmamışken diğer Patty karbon bombasını çalar. Finalde herkes Patty’e karşı savaşır ve atmosferin oluşturulmasını sağlarlar. Fakat bu sırada Mark, Oscar, Lewis’ler ve Pattyler ölür. Hayatta kalan sadece Doktor Nina olur. Nina ölene kadar Planet 10 gezegeninde yaşar ve orayı insanoğlunun yaşayabileceği hale getirir. Finalde Lewis’in aşık olduğu Kate yeniden basılır ve orijinal Lewis ile beraber yeni bir hayata başlar.
Ben dizinin konusunu oldukça sevdiğimi söyleyebilirim. İki tarafa da hak vererek ve hangisinin kazanmasını istediğimi bilmeyerek diziyi izledim. Hayatta kalmak isteyenler ve gezegeni hayatta tutmak isteyenler olarak ikiye ayrılmış insanlar arasında ben de bulundum. Bir yandan hayatta kalmak istedikleri ve insanlığı devam ettirmek istedikleri için Planet 10’u dünyaya çevirmek doğru geliyordu. Fakat diğer yandan insanoğlunun devamı uğruna başka canlıların yok olması doğru gelmiyor. Dizi tam olarak bu ikilemi tartışıyor. Ben hangisi kazanırsa kazansın mutsuz olan bir seyirci oldum. Bunun sebebi dizinin sonunun kötü olması değildi, arada kalmış ve neyin doğru olduğuna karar verememiş olduğumdandı.
Dizinin animasyonunu incelediğimizde oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. Karakterlerin yüz hatları, mimikleri çok vurucu bir şekilde seyirciye aktarılmış. Karakteristik özellikler çizimlerle vücut ve yüz hatlarına yansıtılmış. Örneğin Mark sert, disiplinli bir karakter ve bu yüz hatlarının keskinliği, hareketlerinin sertliğine yansıtılmış.
Patty ise naif ve masum bir görüntünün altına sokularak izleyicinin onun asıl karakterini anlamamalarını sağlamayı başarabilmişler. İkinci Patty karakteri ise aynı yüze ve vücuda sahipken farklılaşan mimikleri ve vücudunun hareket şekli ile farklı bir kişilik gibi gösterilebilmiş. Her ne kadar anime çizgilerine sahip olmayan bir dizi olsa da çizerlerin çok başarılı olduğunu söylemeliyiz. Karakterler haricinde yaratılan mekanlar; Rahim adındaki klon makinası ve yaratılan yeni dünya gibi çok detaylı işçiliğe sahipti. Kullanılan renk paletiyle de uzay teması iyi güçlendirilmişti.
Sonuç olarak ben bir anime değil çok iyi çizilmiş ve güzel senaryolu bir animasyon dizisi izlediğimi söyleyebilirim. İkinci sezonunda neler olacağını beraber göreceğiz. İyi seyirler.
Exception: İnsanoğlunun İkilemi
